Adanalı akademisyen, Ortadoğu Teknik Üniversitesi mezunu, Süleyman Demirel Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şirin Gülcen Eren, bir çok alanda tarihi veriler elde edilebilecek, dünyada ve Türkiye’de ilk ve tek bir yöntem geliştirdi
“Buluş”, tarihi gerçekliği gün yüzüne çıkarıyor
Adanalı akademisyenin büyük başarısı olan “Buluş”, tarım ve yerleşmeler ve medeniyetler tarihi başta olmak üzere bir çok alanda önemli veriler sunacak.
Adanalı akademisyen, Süleyman Demirel Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şirin Gülcen Eren, yerleşmeler ve medeniyetler tarihine, araştırma ve incelemelerine farklı bir bakış açısı getirecek ve katkı sağlayacak yepyeni bir metod geliştirdi. “Yeryüzü Mühürleri” adı verilen teknik uygulama ile tarihi gerçeklik; arazi düzenindeki yeryüzü mühürleri motif, desen ve katmanları üzerinden okunacak. Daha önce hiç uygulanmayan teknik bir yöntem olan bu Buluş, patent korumasına alınan ‘Atlas Formatındaki Yeryüzü Mühürleri Katman Kataloğu’nun Üretiminde Kullanılan Çıktı Hazırlama Yöntemi’. Bu bulus sayesinde yeni bir epistomoloji geliştirme potansiyeline, belirtilen özellikleriyle insanlık tarihinde çığır açacak niteliğe sahip bir uygulama olarak göze çarpıyor.
“Buluş”un sahibi, Süleyman Demirel Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şirin Gülcen Eren, mühürlerin tespitinin teknik çizim, temel tasarım, resim bilgisi, haritacılık ve mekânsal planlama bilgisi gerektirmesi nedeniyle teknik bir yöntem olduğunu söyledi. Doç. Dr. Eren, “Buluş, bilgisayar programları, yapay zekâ kullanımı veya metaverse yoluyla üretim ve sıralamaya katkısı nedeniyle teknolojik boyut kazanmaktadır” dedi.
Hatalı tarih yazımını engellemek için ‘Buluş’un korunması gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Eren, “Buluşun, ülkemizi bilimsel gelişmede önemli bir konuma yerleştirmesi de beklenmektedir. Başka bir ifadeyle, ülkemiz tarafından bulunan bir yöntem olması ve hizmet sunumu yoluyla uygulanması halinde, ülkemizi ilgili bilim alanlarında ilerici ve lider konuma getirecektir” diye konuştu.
Dünyada ve Türkiye’de yeni bir teknik olgu ve yöntem olan “Buluş”un Japonya’daki başvurunun artından uluslararası patent aldığına dikkat çeken Doç. Dr. Eren, “Japonya, ülkemizde çeşitli tarihi ve arkeolojik çalışmalarda bulunmakta ve önemli düzeyde katkı sağlamaktadır. Japonya’da, yöntemin bilgisayar programları veya metaverse kullanılarak yapılan versiyonu tescil edilmiştir. Buluş, bir Antik Dönem ve öncesi mekânsal ağ sistematiğine ait çıktı ürün elde etme yöntemi olarak da tanımlanabilmektedir” dedi.
BİR ÇOK ALANDA KULLANILABİLİR KATALOG OLUŞTURMA NİTELİĞİNDE
“Buluş”un mühür yaratan medeniyet ve toplulukların varlık ve hâkimiyet alanları ve tarihlerini arazi düzeni üzerinden belirleyen ve resim gibi yapılmış mühürleri okuyarak görünür kılan bir mekân okuma yöntemi olduğuna işaret eden Doç. Dr. Eren, şunları söyledi:
“Yerleşmelerin tarihi yanı sıra, yerleşmelerin konumları, sınırları, gelişim yönleri ve dönüşüm biçimlerini ile yolları ve tarım parsellerinin belirlenecek olması nedeniyle de önemlidir. Buluş, tasarım, arkeoloji, şehir planlama, tarih, kentleşme tarihi, kentsel arkeoloji, tarihi coğrafya, tarihi katmanlama ve kartografya disiplin veya alt disiplin alanlarının çalışmalarına katkı koyabilir niteliktedir. Buluş, Antik Dönem fiziki yapıları ve arkeolojik buluntular veya bunların incelenmesi ve analizini içermez. Ancak Buluş; söz konusu disiplin alanlarının çalışmalarının destekleyicisi ve tamamlayıcısıdır. Buluş çıktısı, sanayide ve hizmet sektöründe kullanılabilir niteliktedir. Uygulaması, manuel olarak veya teknik ve teknolojik bir üretim birlikteliği gerektirdiğinden, buluş çıktısı, talep edilen bir alana özel ölçekli veya ölçeksiz olarak çalışılarak üretilebilir. Buluş çıktısı; medeniyetlerin izlerini süren özel ve tüzel kişi veya kurumlar ya da devletler tarafından talep edilebilir. Kurum ve kuruluşlara üretim amaçlı lisanslama yapılabilir. Mevcut teknolojiler kullanılmış ama derin öğrenme yöntemleri için katalog oluşturma niteliğindedir.”