DEVA Partili Avşar; “İktidar, ülkemizi bir asgari yaşam cenderesine sokmuştur.”

Deva Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Tekirdağ Milletvekili Cem Avşar, TBMM’de asgari ücretin belirlenmesi düzenlediği basın toplantısında “Asgari ücret sorununun asıl sebebi, ülkenin asgari demokrasiye, asgari hukuka, asgari adalete mahkum edilmesidir. Tabi bütün bunların asgari düzeyde olduğu bir ülkede pazar, manav, giyim-kuşam, beslenme dahi bütün alışverişler de asgari olur. Bu asgari durum ülkeyi şiddete, usulsüzlüğe, yüksek vergilere, yolsuzluğa, yoksulluğa, kayırmacılığa, azami huzursuzluk ve güvensizliğe itmektedir.

Yani özetle, Asgari hukuk ve demokrasi = asgari yaşam koşulları ve yoksulluk sonucunu doğurur. Buda; şiddetin, güvensizliğin, huzursuzluğun, usulsüzlüğün, yolsuzluğun katlandığı bir ülke yaratır.”, şeklinde konuştu.

Bu durum, tam bir cendere, iktidar eliyle sokulan, içinden nasıl çıkacaklarını bilmedikleri bir asgari yaşam cenderesidir.

“Bildiğiniz üzere bütçe görüşmeleri devam ediyor. Şu an biz burada basın toplantımızı gerçekleştirirken Genel Kurul salonunda da Hazine ve Maliye Bakanlığının bütçesi görüşülüyor. Diğer bir yandan asgari ücret görüşmeleri devam ediyor, milletimizin gözü kulağı oradadır. Çünkü ülkenin yarısı asgari ücretli ve büyük bir kısmı da asgari ücretleri ödeyecek taraftır. Yani özel sektördeki iş verendir.”, diyen Avşar, “Bu durum, tam bir cendere, iktidar eliyle sokulan, içinden nasıl çıkacaklarını bilmedikleri bir asgari yaşam cenderesidir.”, dedi.

Avşar, asgari ücret sorununun asıl sebebinin, ülkenin asgari demokrasiye, asgari hukuka, asgari adalete mahkum edilmesi olduğunu, bütün bunların asgari düzeyde olduğu bir ülkede pazarın, manavın, giyim-kuşamın, beslenme dahi bütün alışverişlerin de asgari olacağını ve  bu asgari durumun ülkeyi şiddete, usulsüzlüğe, yüksek vergilere, yolsuzluğa, yoksulluğa, kayırmacılığa, azami huzursuzluk ve güvensizliğe iteceğini dile getirdi.

Asgari hukuk ve demokrasi = asgari yaşam koşulları ve yoksulluk=şiddet, güvensizlik, huzursuzluk, yolsuzluk

“Asgari hukuk ve demokrasi = asgari yaşam koşulları ve yoksulluk sonucunu doğurur.”, diyen Avşar, “Buda; şiddetin, güvensizliğin, huzursuzluğun, usulsüzlüğün, yolsuzluğun katlandığı bir ülke yaratır.”, dedi.

Avşar, meselenin, asgari ücreti arttırma meselesi olmadığını, zaten yapılacak her türlü ücret artışı geçici pansuman olacak ve bir süre sonra etkisini yitireceğini, Ama yoksulluk bilmeyen, açlık bilmeyen, ay sonunu getirmek için kredi kartlarını takla attırmayı bilmeyen, kredi çekip kredi kapatmayan, işsizlik görmemiş, para nasıl emekle kazanılır bilmeyen bunu anlayacağını söyledi.

“Yaşadığımız ülke jeopolitik konumu, iklimi, coğrafyası, tarihi ve kültürel birikimi açısından dünya da bir başka benzeri olmayan bir zenginliğe ve konuma sahiptir.”, diyen Avşar iktidara

“Peki 21 yıldır bu ülkeyi yöneten iktidara soruyorum, neden halkın yüzde 50 civarı yoksulluk sınırı altındadır? Neden asgari ücret ortalama ücret oldu? Neden gerçek enflasyon yıllardır düşmüyor? Neden seçim öncesi sıkışınca gaz, seçim sonrası boyuna vergi çıkarıyorsunuz? Neden bu ülkede sürekli açlık sınırı, yoksulluk sınırı gündemden düşmüyor? “şeklinde sorular yöneltti.

Bu batmış ekonominin sorumlusu sizsiniz.

DEM Parti Grubu Adına Perihan Koca: "Bu Bütçe Halkın Değil Sarayın Bütçesi" DEM Parti Grubu Adına Perihan Koca: "Bu Bütçe Halkın Değil Sarayın Bütçesi"

“Bu iş bilmezliği sorumlusu kim? Neden vatandaşı önce mağdur edip sosyal yardıma muhtaç ediyor, birde bununla övünüyorsunuz? Bu batmış ekonominin sorumlusu kim?” diye sitemde bulanan Avşar, iktidara “Hiç sağa sola bakmayın, Sizsiniz siz. İktidar, SİZSİNİZ!” dedi.

Avşar, “Kötü yönetiminiz, tek kişilik yönetim sisteminiz, denge-denetim mekanizmasını yok etmiş olmanız, plan programınızın olmaması, halkın dediklerine sağır, yaşadıklarına kör olmanız. Lüks, israf, şatafat içinde yaşayan azınlığınıza sağladığınız ayrıcalıklar, TÜİK verileri ile para verdiğiniz diğeri ise; duyulmayan, görülmeyen, konuşulmayan ve sosyal yardıma muhtaç edilen yığınla insanlardır.”, şeklinde konuştu.

Bu bir avuç imtiyazlıların milli gelirdeki payı yüzde 55 iken, milyonlarca insanın payı yüzde 26’dır.

Kasım 2023 verilerine değinen Avşar, asgari ücret; 11 bin 402 TL, açlık sınırı; 14 bin 025 TL, yoksulluk sınırı; 45 bin 686 TL olduğunu, ifade etti ve iktidara sorular sordu; “Asgari ücret görüşmelerinde rakamı arttırırken neyi baz alacaksınız? 2024’e girince gıdadan, kıyafete, mazottan kiraya bütün fiyatlar zamlanmayacak mı? Açlık ve yoksulluk sınırları artmayacak mı? Yine açlığı ve yoksulluğu konuşmayacak mıyız? Yani yine TUİK verilerine göre para verip ENAG verilerine göre geri mi alacaksınız?”

Sayın Genel Başkanın da defalarca belirtti, önemli olan husus enflasyonu kontrol altına almak olduğu, enflasyonun kontrol altına alınmadığı sürece, ücret artışları hep enflasyon ve fiyat artışlarının altında kalacağını söyleyen Avşar, “Sayın Hazine ve Maliye Bakanı müthiş bir tespitte bulunup enflasyonun, yüksek satın almadan kaynaklı “talep enflasyonu” olduğunu, piyasa da talep daraltması olması durumunda kontrol altına alınabileceğini iddia ediyor ve bundan dolayı olsa gerek ki; bütçe de halktan aldıkları vergi oranlarında yüzde 75 ‘e varan artışlar öngörüyor. Dedim ya fatura yine vatandaşa, yine vergi. “, dedi.

2024 bütçesine faize bütçe tarıma ayrılan miktarın 13,5 katıdır.

 “Yaşadığımız enflasyon, maliyet kaynaklıdır. Yani üretimin büyük bir kısmı ithalata dayalı olduğu için artan kur farkı fiyatlara yansımaktadır. Özellikle gıda maliyeti bunun en önemli kalemdir.” İfadelerini kullanan Avşar, “Peki, bunun önüne geçmek için vergiden başka ne yapıyorsunuz? Tarımı, hayvancılığı, sanayiyi destekliyor musunuz?”, şeklinde sorular yöneltti.

Avşar, “2024 bütçesine baktığımızda tarıma ayrılan destek miktarı sadece 91,6 milyar TL’dir. Karşılaştırma için söylüyorum. Otoyol ve köprülerin garanti ödemeleri için ayrılan miktar 162 milyar TL’dir. Bir de faize bakalım, hani o çok karşı oldukları faize 1.254 milyar TL ayrılmıştır. (Tarımın 13, 5 katı)”, dedi.

“Bu bütçe; sermayenin, yandaşın yanında; üreticinin, çiftçinin, mavi ve beyaz yakanın karşısında bir bütçededir.”, diyen Avşar, “Yine asgari ücret görüşmeleri devam ederken Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Işıkhan asgari ücreti yılda bir kez belirleyeceğiz diyor. Temel ürün fiyatları her gün artarken, döviz her gün değişirken, enerji fiyatları her gün güncellenirken nasıl olacakta asgari ücret yılda 1 kez belirlenecektir? Asgari ücret 3 ayda bir enflasyona karşı güneş görmüş kar gibi eriyor. Mutlaka yılda 2 farklı artış oranı belirlenmelidir.”, dedi.

Avşar, “bu iş topyekûn popülist yaklaşımlarla, siyasi kaygılarla, günü kurtarıcı sözlerle ele alınacak bir durum değildir. “ dedi ve sözlerine şöyle devam etti; “Bu insanımızın en temel hakkı olan “yaşamayı” asgari düzeyde sağlamak üzere belirlenen bir alt sınırdır. Dolayısıyla TÜİK’in uydurma rakamları ile değil, gerçek enflasyon değerleri üzerinden hesaplanmalıdır.”

Buradaki yaklaşımız gerçek enflasyon değeri artı refah payı olmalıdır.

Avşar, “vatandaşı bu asgari yaşam cenderesine sokan iktidar, bütçe görüşmelerinde kim vatandaşın cebi boş, yoksulluk var, yolsuzluk var dese, verecek cevabı olmadığı için hep aynı tiyatroyu oynuyor. Nedir bu tiyatro? itirazları terörize etmek, vatandaşın milli ve manevi değerleri üzerinden popülizm yaparak açığını kapamaya çalışmaktır. Bu tiyatro bayatladı artık. Millet yemiyor bunları. İktidarın, bu kafayla bu işi çözme şansı sıfır, arkadaşlar sıfır.” Şeklinde konuştu.

“Biz ister iktidar ister muhalefet olsun ülkeyi suni gündemlere mahkum etmek için uğraşan, milletimize cambaza bak diyen herkesin karşısındayız. Bizim gündemimiz yüksek enflasyon karşısında güneşi görmüş kar gibi eriyen maaşlar, depreme hazırlık, barınma krizi, ahlaki çöküntü yaratan kara para, sanal bahis, uyuşturucu sorunu, yolsuzluktur. Bunlara karşı, üretimle, istihdamla, hukukla, adaletle ve tam demokratik bir Türkiye hedefi ile mücadele etmek olacaktır, “ diyen Avşar, “ Ülkemizin, bu kötü yönetim beceriksizliğini hak etmediğini ve buna da mecbur olmadığını bir kez daha vurguluyorum.” Şeklinde konuştu. 

Sözlerinin sonunda geçen hafta TBMM kürsüsünde rahatsızlanarak aramızdan ayrılan Saadet Partisi Kocaeli Milletvekili Hasan Bitmez’e Allah’tan rahmet, ailesine, dostlarına, sevenlerine ve Saadet camiasına baş sağlığı dileyen Avşar, Maraş Katliamına değindi.

Avşar, “19 Aralık 1978 günü başlayan Maraş katliamı 7 gün sürdü, 150’nin üzerinde insanımızın hayatını kaybetti, yüzlerce insanımız yaralandı, işkence gördü, göçe zorlandı. Bu katliam 12 Eylül askeri darbesine giden yolun taşlarını ören olaylardan biri olarak cumhuriyet tarihimize kara bir leke olarak geçmiştir. Ve bu lekeleri temizlemenin tek yolu hem hukuken hem vicdanen gerçek anlamda Maraş’la, Sivas’la, Çorum’la, Malatya’yla yüzleşmekten geçmektedir. Maraş katliamının 45. yılında hayatını yitiren canlarımızı saygı ve rahmetle anıyor, unutmayacak, unutturmayacağız, diyorum.” İfadelerinde bulundu.

Editör: Haber Merkezi