Gizay Dulkadir: Kalıcı barış için KHK’lılara adalet, ‘terör’ tanımına reform gerekiyor

Türkiye kamuoyunda son günlerde yeniden gündeme gelen çözüm süreci ve genel af tartışmaları, yalnızca siyasal çözüm dinamiklerini değil, hukuk sistemindeki derin yaraları da gözler önüne seriyor. Hukukçu ve insan hakları savunucusu Gizay Dulkadir, kaleme aldığı değerlendirmede, çözüm sürecinin başarısı için öncelikle hukuki zeminin güçlendirilmesi, en çok da KHK’lıların maruz kaldığı adaletsizliklerin giderilmesi gerektiğine dikkat çekti.

15 Temmuz darbe girişiminin ardından yaşanan olağanüstü hal süreciyle birlikte, on binlerce kişi Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) kamu görevlerinden ihraç edildi. Gözaltı ve tutuklama dalgaları, işkence iddiaları ve yargılama süreçlerindeki sistematik hak ihlalleri, Türkiye’nin yakın tarihinde eşi görülmemiş ölçekte bir adaletsizlik atmosferi yarattı.

Dulkadir, bu süreçte özellikle KHK’lıların “terör” suçlamalarıyla hedef haline getirildiğini belirtti. Sıradan, yasal faaliyetler – örneğin bankaya para yatırmak, sendika üyeliği ya da dernek faaliyeti gibi – “silahlı terör örgütü üyeliği” kapsamında değerlendirilerek ağır mahkumiyet kararlarına neden oldu. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Yalçınkaya v. Türkiye davasında verdiği kararla bu durumun açık bir biçimde “kitlesel ve sistematik hak ihlali” olduğunun tescillendiğini hatırlattı.

Genel Af, Çözüm Sürecinin Anahtarı

Hatice Hazar: Köy Enstitülerinin 85. Kuruluş Yıldönümünü Kutluyoruz Hatice Hazar: Köy Enstitülerinin 85. Kuruluş Yıldönümünü Kutluyoruz

Dulkadir, 22 Ekim 2024’te MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması ve mecliste PKK’nın silah bırakması çağrısıyla yeniden başlayan çözüm sürecine dair değerlendirmesinde, barışın yalnızca siyasal değil, hukuki bir düzenlemeyle de desteklenmesi gerektiğinin altını çizdi.

“Barış süreçlerinin olmazsa olmazı genel af ve hukuki reformlardır. Kuzey İrlanda’da İngiltere ile IRA arasında yapılan barış anlaşmasında olduğu gibi, siyasi mahkumların tahliyesi ve hukuki güvencelerin sağlanması, silahlı mücadelelerin sonlandırılmasında belirleyici rol oynamaktadır” diyen Dulkadir, Türkiye’de de benzer bir modelin benimsenmesi gerektiğini vurguladı.

Hukuki Güvence Olmadan Barış Kalıcı Olamaz

Türkiye’deki “terör” suçu anlayışının, sadece Kürtleri değil, tüm yurttaşları hedef alabilecek ölçüde belirsiz ve siyasi saiklerle şekillenmiş olduğuna dikkat çeken Dulkadir, bu anlayış değişmeden kalıcı barışın mümkün olamayacağını belirtti.

Barışın üç temel aşamasından söz eden Dulkadir, şu anda ikinci aşamada, yani yasal reformlar ve düzenlemelerin müzakere edilmesi gereken evrede olunduğunu ifade etti. Sürecin kalıcı hale gelebilmesi için AİHM kararlarının esas alınarak yeni bir terör tanımı yapılması, geçmiş dönemin yargı pratiklerinden zarar gören KHK’lılar başta olmak üzere tüm kesimlerin haklarının iade edilmesi gerektiğini söyledi.

KHK’lılar İçin Adalet, Toplum İçin Umut

Dulkadir’in çağrısı, yalnızca bir hukuki düzenlemeye değil, aynı zamanda Türkiye’de yeniden toplumsal barışın ve güven duygusunun inşasına yönelik bir davet niteliği taşıyor. "Barış ancak adaletle gelir" diyen Dulkadir, genel affın yalnızca geçmişin yaralarını sarmakla kalmayacağını, aynı zamanda gelecek için daha demokratik, daha güvenli bir toplumsal yapının temellerini atacağını ifade etti.

Editör: Haber Merkezi