İnsan Hakları Derneği Çanakkale Şubesi; Üyelerimizin ve arkadaşlarımızın tutukluluk halleri haksız ve hukuka aykırı şekilde devam etmektedir.
İHD Çanakkale Şubesinin konuyla ilgili açıklaması şu şekilde;
23 Mayıs 2023 tarihinde Tekirdağ merkezli yapılan operasyonda Tekirdağ, Çanakkale ve Edirne’de yapılan ev baskınları ile 22 kişi gözaltına alınmış, 26 Mayıs’ta 19 kişi tutuklanmış, 1 kişi ev hapsi tedbiri ile, 2 kişi de adli kontrol tedbiri ile serbest bırakılmıştır.
Tutukluluğa yapılan itirazlar sonucunda bugüne kadar 7 kişi serbest bırakılmış olmasına rağmen 12 kişinin tutukluluk hali devam etmektedir. Dosya ile ilişkilendirilerek bu tarihten sonra da 5 kişi daha tutuklanmıştır. Halen 17 kişi Tekirdağ Cezaevinde tutukludur.
Tutuklananlar arasında İHD Çanakkale Şubesi üyeleri Seza Beytaş, Turgut Haskan ve HDP. Yöneticisi, Ömer Faruk Kırnıç, ve Çanakkale’de sendikal faaliyet yürüten Aytekin Bulut arkadaşlarımız da bulunuyor. Tutukluluk halleri haksız ve hukuka aykırı şekilde devam etmektedir.
Dosyada operasyona gerekçe olarak Halkların Demokratik Kongresi faaliyetleri üzerinden bir terör örgütü üyeliği iddiası gösterilmektedir. Dosyada gizlilik kararı olduğundan avukatlar tarafından dosya kapsamına erişilememekle beraber soruşturma ve sorgu aşamalarında arkadaşlarımıza yöneltilen soruların içeriği tamamen dernek, sendika, emek ve demokrasi güçleri ve siyasi parti çalışmalarına dairdir.
Dosyada terör örgütü üyeliği ile ilişkilendirilerek yöneltilen sorular arasında İHD üyeliği ve İHD çalışmaları, İHD tarafından düzenlenen basın açıklamaları ve eylemler de bulunmaktadır. İHD kuruluşundan bugüne insan hakları mücadelesi yürüten, yasal bir dernektir. İHD’nin bu şekilde kriminalize edilmesini asla kabul etmiyoruz.
Ayrıca yurttaşların hak arama ve örgütlenme faaliyetleri, sendikal ve siyasi üyelikleri ve çalışmaları da bu temelsiz ve absürt iddialarla kriminalize edilmeye çalışılmakta, hukuk bir siyasi baskı aracı olarak kullanılmaktadır.
Keza HDK yasal olarak faaliyetlerine devam eden, halkların demokrasi mücadelesini yürüten bir zemindir.
Arkadaşlarımıza yöneltilen sorular arasında Kürtçe biliyor musun?, Mezopotamya Haber ajansı neden sizin haberinizi yaptı? Gibi sorular ise yürütülen soruşturmanın ve operasyonun esas amacının asimilasyon ve siyasi baskı olduğunu ortaya koymaktadır.
Dosyada Çanakkale Kadın Platformu ve Tekirdağ Kadın Platformu tarafından düzenlenen 25 Kasım Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Günü eylemleri ve 8 Mart eylemleri de terör eylemi gibi gösterilmekte ve kadın hareketinin yıllardır yürüttüğü hak mücadelesi de suç ile ilişkilendirilmeye çalışılmaktadır. Bu yaklaşımın hukuki bir dayanağı olmadığı da açıktır ve iktidarın kadınlara yönelik baskılarının bir tezahürüdür. 25 Kasım, 8 Mart suç değildir, olamaz.
Tutuklama kararı verilebilmesi için gerekli koşullar olmamasına rağmen, kaçma şüphesi veya suç işlendiğine dair kuvvetli şüphe bulunmamasına rağmen arkadaşlarımız 3 ayı geçkin süredir özgürlüklerinden mahkum bırakılmıştır. Tutuklama Ceza Hukukuna göre bir tedbirdir ancak muhalifleri bastırmak, sindirmek için bir siyasi baskı aracı, bir cezalandırma yöntemi olarak kullanılmaktadır.
3 ay geçmesine rağmen halen dava açılmamıştır.
Seza Beytaş, Turgut Haskan, Ömer Faruk Kırnıç ve Aytekin Bulut pek çok sağlık sorununa ve bu minvalde yapılan itirazlara rağmen tamamen keyfi bir uygulama ile halen tutukludurlar. Ayrıca Tekirdağ Cezaevi tutukluların sağlık hakkını ihlal etmekte, arkadaşlarımız cezaevi doktorunun sevk etmesine rağmen doktora gidebilmek için haftalarca bekletilmektedir. Seza Beytaş yaşadığı eklem rahatsızlıklarından dolayı yürüyemez halde iken sevki bulunmasına rağmen hastaneye ancak 1 ay sonra götürülmüştür. Tekirdağ Şehir Hastanesinde poliklinik bölümüne götürülmemiş, hastanenin bodrum katında bir odada kelepçeli halde muayeneye zorlanmıştır.
74 Yaşındaki Turgut Haskan tansiyon, şeker ve kalp rahatsızlıklarına rağmen halen cezaevinde tutulmaktadır.
Tekirdağ Cezaevindeki hak ihlalleri ve baskılar bununla da sınırlı değildir. Koğuşlara arama adı altında sürekli baskınlar yapılmakta, tutuklular tek sıra halinde ayakta durarak sayıma zorlanmaktadır.
Kadın tutuklulara yönelik baskılar ise ayrı bir boyuta varmıştır. Cezaevine hangi tür giysilerin kabul edildiği yönetmeliklerle belirlenmiş iken Tekirdağ Cezaevi İdaresi hukuka aykırı ve keyfi şekilde kadınlara askılı tişört, kolsuz tişört, şort, kapri pantolon, askılı veya kolsuz elbiseyi yasaklamıştır.
Arkadaşlarımıza göndermiş olduğumuz yazlık kıyafetler verilmemekte, kadınlar bedenleri üzerinden aşağılanmakta ve kötü muamele görmektedirler.
Bu hak ihlalleri derhal son bulmalı, hasta mahpuslar acilen tahliye edilmeli, cezaevinde keyfi uygulamalar ve baskılara son verilmelidir.
Hak ve demokrasi mücadelesi yürüten arkadaşlarımız derhal serbest bırakılmalı ve hukuki hiçbir temeli olmayan siyasi baskı operasyonları son bulmalıdır. İHD Çanakkale Şubesi olarak sürecin takipçisi olduğumuzu, arkadaşlarımızın yanında olduğumuzu bir kez daha bildiriyoruz.
Saygılarımızla. 04.08.2023
İnsan Hakları Derneği Çanakkale Şubesi