Genel Olarak
Cinsel taciz suçu Türk Ceza Kanunu'nun Cinsel Dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar bölümünde madde 105'te düzenlenmiştir. Cinsel taciz suçu, failin cinsel arzu ve isteklerini gidermek amacıyla BEDENSEL TEMASTA BULUNMADAN, mağduru rahatsız etmesi şeklinde gerçekleşmektedir. Halk arasında genelde ``laf atma`` şeklinde gerçekleşmektedir. Cinsel taciz suçu, gerçekleştirilebilmesi açısından özel bir hareket görülmemiş olup, serbest hareketle işlenebilen bir suçtur. Örneğin telefonla, sosyal medya aracılığıyla hatta mektupla bile işlenebilecek bir suçtur.
Burada suçun oluşması için fiziksel temasın bulunmaması hususuna dikkat çekmek isteriz. Çünkü herhangi bir fiziksel temasın olması halinde Cinsel Saldırı Suçu oluşacaktır. Örneğin failin mağdura ``gel sana bi sarılayım`` demesi cinsel taciz suçunu; direk gidip sarılması ise cinsel saldırı suçunu meydana getirecektir.
Cinsel Taciz Suçunun İşleniş Biçimine Göre Basit ve Nitelikli Hallerine Verilecek Ceza
TCK md.105/1’e göre cinsel taciz suçunun cezası aşağıdaki gibidir:
Basit Cinsel Taciz Suçunun Cezası: Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikayeti üzerine, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına veya adli para cezasına, fiilin çocuğa karşı işlenmesi hâlinde altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur (TCK md.105/1)
Nitelikli Cinsel Taciz Suçunun Cezası (TCK md.105/2): Cinsel taciz suçunun;
Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin ya da aile içi ilişkinin sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle (TCK md.105/2-a),
Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından (TCK md.105/2-b),
Aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle (TCK md.105/2-c),
Posta veya elektronik haberleşme araçlarının sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle (TCK md.105/2-d),
Teşhir suretiyle (TCK md.105/2-e),
işlenmesi hâlinde yukarıdaki basit cinsel taciz suçunu düzenleyen fıkraya göre (TCK md.105/1) verilecek ceza yarı oranında artırılır. Bu fiil nedeniyle mağdur; işi bırakmak, okuldan veya ailesinden ayrılmak zorunda kalmış ise verilecek ceza bir yıldan az olamaz.
Cinsel Taciz Suçunu Teşkil Edecek Fiil ve Davranışlar Nelerdir?
Mağdura karşı cinsel bir tavırla öpücük yollamak veya jest ve mimiklerde bulunmak,
Mağdura karşı cinsel yönde el hareketleri yapmak,
Mağdura cinsel nitelikte sözlü beyanlarda bulunmak,
Mağduru rahatsız edecek cinsel yönde tekliflerde bulunmak,
Mağdura cinsel organlarını göstermek,
Mağdurun evinin veya iş yerinin yakınlarında sürekli bulunup izlemek veya gözletlemek,
Mağduru telefondan veya sosyal medyadan sürekli cinsel amaçlı rahatsız etmek,
Yine mağdura karşı telefonda veya sosyal medyada ``gel buluşalım`` ``arabayla gezelim hadi`` tarzında rahatsız edici tekliflerde bulunmak,
Yukarıda bahsettiğimiz şekillerde mağdura e-mail atmak veya mektup yollamak vb. gibi durumlar cinsel taciz suçunu teşkil edecektir.
Korunan Hukuki Değer
Suç tipi ile bireylerin cinsel özgürlükleri korunmaktadır. Aynı zamanda kişiler bu eylemle rahatsız edildiklerinden, fiilin yaptırıma bağlanmasıyla bireylerin huzur ve sükun içerisinde yaşamaları sağlanmaya çalışılmaktadır.
Cinsel Taciz Suçunun Manevi Unsuru
Cinsel taciz suçu kasten işlenebilen suçlardandır. Ancak bu suçun oluşumu için failin belli bir amaç doğrultusunda hareket etmelidir. Yani fail cinsel bir amaçla hareket etmelidir. Suçun manevi unsuru olarak cinsel gaye taşımak özel kastı oluşturur. Mağdurun yani ilgilinin rızası olduğunda ise bu suç oluşmayacaktır. Cinsel taciz suçu taksirle veya yanlışlıkla işlenebilecek bir suç değildir.
Cinsel Taciz Suçunun İspatlanması İçin Dikkat Edilen Hususlar
Bilindiği üzere cinsel taciz suçu genellikle iki kişi arasında meydana gelmektedir. Bu yüzden ispatlanması açısından mahkemeleri çoğu zaman tartışmaya sokmaktadır. Nadir olarak suç gerçekleşirken tanık olması, kamera veya video kaydı olmaktadır. Bu şekilde delillerin bulunması kovuşturma aşamasında mahkemeye kolaylık sağlamaktadır. Herhangi bir delil olmadığı durumunda mahkeme şu hususlara dikkat etmektedir:
İlk olarak tarafların birbirlerini tanıyıp tanımadığına bakılır. Eğer taraflar birbirlerini tanıyorsa fail ile mağdur arasında geçmişe dayalı bir husumet olup olmadığı araştırılır. Keza aralarında bir husumet bulunuyorsa bu durum cinsel taciz suçunun oluşmasının mümkün olacağı bakımından önemli bir husus oluşturacaktır. Son olarak mağdurun beyanlarının tutarlı olması gerekmektedir. Yargıtay'a göre mağdurun olayı anlatış tarzı, yani olayın hikayesi hayatın olağan akışına aykırılık oluşturmayacak nitelikte olması gerekmektedir. Mağdurun soruşturma ve kovuşturma aşamalarındaki beyanları tutarlı, birbiriyle çelişmeyen kısaca herhangi bir tereddüt oluşmasına yer vermeyecek şekilde olmalıdır. Keza tereddütün oluşması durumunda çelişen beyanlara mahkeme itibar etmeyecektir.
Suçun Özel Görünüş Biçimleri
1- Suça İştirak: Cinsel taciz suçunda suça iştirak şekilleri olarak yardım etme, azmettirme bu suç bakımından mümkündür.
2- Suça Teşebbüs: Cinsel taciz suçu sırf hareket suçlarından olduğu için suçun gerçekleşmesi bakımından netice unsuruna yer verilmemektedir. Bu yüzden suçun oluşmasına sebebiyet veren icrai hareketlerinin parça parça takip edilmesi gerekmektedir. Bu durumu bir örnekle açıklamamız gerekirse: Suçun bir mektup vasıtasıyla da işlenebileceğinden yukarıda bahsetmiştik. Failin cinsel taciz suçunu oluşturacak içerikte yolladığı bir mektubun, mağdura ulaşmadan ele geçirilmesi halinde suç teşebbüs aşamasında kalmış olacaktır.
3- Suçların İçtimai: Cinsel Taciz suçunda zincirleme suç hükümleri uygulanabilecektir. Zincirleme suç hükümleri; taciz fiili aynı kişiye karşı aynı suç işleme kararının icrası kapsamında farklı zamanlarda icra edildiği durumlarda gündeme gelecektir.
Cinsel Taciz Suçu, Şikayet ve Zamanaşımı
Cinsel taciz suçunun basit hali şikayete tabi suçlar arasında yer almaktadır. Basit cinsel taciz suçunun şikayet süresi mağdurun, suçun işlendiğinin ve failinin öğrenildiği tarihten başlamak üzere 6 aydır. Mağdur, şikayet hakkını 6 ay içerisinde kullanmaz ise bir daha aynı fiil ile ilgili şikayet hakkını kaybeder. Basit cinsel taciz suçunda şikayetten vazgeçme, mahkeme tarafından verilen hükmün kesinleşmesine kadar mümkündür. Şikayetten vazgeçme, soruşturma aşamasında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesine; kovuşturma aşamasında ceza davasının düşmesine yol açar.
Cinsel taciz suçunun nitelikli halleri (TCK md.105/2) şikayete tabi değildir, savcılık tarafından resen soruşturulur. Suçun nitelikli hallerinin dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. Şikayetçi, dava zamanaşımı süresi içinde her zaman şikayet hakkını kullanılabilir.
Cinsel Taciz Suçunda Yetkili Ve Görevli Mahkeme
Cinsel taciz suçlarında görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemeleridir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 12. Maddesine göre davaya bakmakla yetkili mahkeme ise suçun işlendiği yer mahkemesidir.
Cinsel Taciz Suçu ve Uzlaştırma Kurumu
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253’üncü maddesi gereğince soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlar ile soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olup olmadığına bakılmadan Türk Ceza Kanunu’nda sayılı bazı suç tipleri için şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören gerçek veya özel hukuk tüzel kişisinin uzlaştırma girişiminde bulunulur.
Burada Cinsel Taciz suçunun uzlaştırma kapsamı içinde olup olmadığına bakmak için aynı maddenin üçüncü fıkrasına bakacak olursak: Buna göre; CMK m.253/3’e göre, “Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olsa bile, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda, uzlaştırma yoluna gidilemez.” Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte aynı mağdura karşı işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz.” Bu madde metninden anlaşılacağı üzere Cinsel Taciz suçu uzlaştırma kapsamına girmemektedir.
Cinsel Taciz Suçu ve Adli Para Cezası
Adli para cezası, işlenen bir suça karşılık hapis cezasıyla birlikte veya tek başına uygulanabilen bir yaptırım türüdür. Cinsel taciz suçu nedeniyle sanığa hükmedilen hapis cezası, belli koşullarda adli para cezasına çevrilebilir.
Cinsel Taciz Suçu ve Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması (HAGB)
5271 Sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunun 231. maddesi uyarınca; Sanık hakkında Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için;
a) Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,
b) Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması,
c) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi, gerekir. Sanığın kabul etmemesi hâlinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez.
Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl (2) veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Uzlaşmaya ilişkin hükümler saklıdır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade eder.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulur. Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez.
Cinsel Taciz suçuna karşılık sanığa verilecek olan ceza iki yıl veya daha az ya da adli para cezası olursa sanığın da kabul etmesi şartıyla, mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilecektir.
Cinsel Taciz Suçu ve Cezanın Ertelenmesi
Erteleme, mahkeme tarafından belirlenen cezanın cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesidir. Cinsel taciz suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezasının ertelenmesi de mümkündür.
Cinsel Taciz Suçu Ve Yargıtay Kararları
1- Israrla Evlenme Teklifi
Sanığın, ilgi duyduğu katılanın istemediğini ve kabul etmediğini belirtmesine rağmen, ısrarla evlenme teklif etmesi, aşık olduğunu ve sevdiğini söylemesi, bunu da elektronik posta yoluyla icra etmesi karşısında, eylemlerinin TCK’nın 105/1-2 ve 43. maddelerinde tanımlanan zincirleme cinsel taciz suçunu oluşturduğu gözetilmeden, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan mahkumiyet kararı verilmesi bozma nedenidir (Yargıtay 18.Ceza Dairesi-2016/2996).
2- Başkasının Eşine “Seni Seviyorum” Demek Cinsel Tacizdir
Müştekinin 29.08.2012 tarihli şikâyet dilekçesi ve aşamalarda değişmeyen beyanları, sanığın ikrar içeren ifadesi, mesaj tespit tutanağı ve tüm dosya kapsamında sanığın ……inin eşi olan mağdureye, 27.08.2012 tarihinde “seni seviyorum” şeklinde mesaj gönderdiği anlaşılması karşısında müsnet suçtan mahkumiyeti yerine yazılı şekilde (cinsel taciz suçundan) beraatine karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 14. Ceza Dairesi - Karar No:2019/8123).
3- Zincirleme Cinsel Taciz Suçu
Sanık ile arasında herhangi bir husumet bulunmayan mağdurenin aşamalarda değişmeyen istikrarlı anlatımları, mağdurenin anlatımlarını doğrulayan tanıklar E. ve Y.in beyanları, katılanlar S. ve İ. T.’in ifadeleri, mağdurenin ruh sağlığının bozulduğuna dair Adli Tıp 6. İhtisas Kurulunca düzenlenmiş rapor ve tüm dosya içeriğine göre, sanığın, mağdurenin okuluna yakın yerde işlettiği bakkal dükkanına zaman zaman mağdure ve arkadaşlarının uğradığı, mağdurenin yalnız gittiği bir günde sanığın, mağdureyi omzundan çekerek öpmeye çalıştığı, başka bir gün tanık E.’nın da bulunduğu ortamda kapıyı kapatarak “size tecavüz edeceğiz” dediği, …, “size tecavüz edeceğiz” ve başka bir gün de parkta oturan mağdurenin yanına gidip “çok güzelsin” şeklindeki bedensel temas içermeyen eylemlerinin ise TCK.nın 105. maddesindeki zincirleme şekilde cinsel taciz suçunu oluşturduğu gözetilmeksizin mahkûmiyeti yerine yazılı şekilde beraatine karar verilmesi hukuka aykırı bulunması sebebiyle bozma kararı verilmiştir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi, E. 2012/13556; K. 2014/10229; T. 22.9.2014)
4-Çocuğun Cinsel İstismarı Yerine Cinsel Taciz Suçunun Oluştuğu Kanaatine Varılması
Mağdurenin aşamalardaki samimi anlatımları, savunma ve tüm dosya içeriği nazara alındığında ilk derece mahkemesince, olay sonrası sanığı yakalayan kolluk personelince düzenlenen 25.09.2018 tarihli tutanağın tanzimi sırasında müdafinin hazır bulunmayıp, duruşmada sanık tarafından anılan tutanak içeriğinin kabul edilmemesi karşısında, 5271 Sayılı CMK’nın 148/4. maddesinde yer alan “müdafi hazır bulunmaksızın kollukça alınan ifade, hakim veya mahkeme huzurunda şüpheli veya sanık tarafından doğrulanmadıkça hükme esas alınamaz” düzenlemesine göre söz konusu tutanağın mahkumiyet hükmüne esas alınamayacağı ve sanığın olay günü cinsel organını yeğeni olan sekiz yaşındaki mağdurenin dudağı ile makatına dokundurduğu hususunda her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmayıp, mevcut haliyle mağdureye cinsel organını göstererek yalamasını söyleme şeklinde sübuta eren eyleminin 5237 Sayılı TCK’nın 105/1-c.2, 105/2-e. maddelerinde düzenlenen cinsel taciz suçunu oluşturduğu gözetilerek hüküm kurulması gerekirken suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek çocuğun cinsel istismarı suçundan mahkumiyet kararı verilmesi karşısında söz konusu hükme yönelik istinaf başvurusunun kabulü yerine düzeltilerek esastan reddedilmesine hükmedilmiştir. (14. Ceza Dairesi, E. 2020/4199; K. 2023/4220; T. 10.6.2021)