Eğitim Sen, açıklanan YKS sınav sonuçları istatistiklerinin eğitimdeki tahribatın kanıtı olduğunu söyleyerek sonuçları değerlendirdi

Eğitim ve Bilim Emekçiler Sendikası (Eğitim Sen) tarafından yapılan değerlendirmede şu ifadelere yer verildi.

3,5 milyonu aşkın adayın başvurduğu 2023 Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) sonuçları Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından açıklanmıştır. 2023 Yükseköğretim Kurumları Sınavı’na (YKS) başvurduğu halde Temel Yetenek Testine (TYT) 531 bin 805, Alan Yeterlilik Testine (AYT) 592 bin 635, Yabancı Dil Testine (YDT) 165 bin 9 aday girmemiştir.

Bir lisans programına yerleşmek bağlamında YKS’ye giren 2.995.399 adayın sadece 481 bin 33’ü yükseköğretim lisans programlarına,  416 bin 991’i ise ön lisans programlarına yerleşebilmiştir. 

İstatistiklerin gösterdiği üzere YKS’ye girenlerin sadece yüzde 29’unun üniversite hayali gerçekleşmektedir. Daha açık bir ifadeyle YKS’ye giren 3 öğrenciden sadece 1’i bir ön lisans, lisans ve özel yetenek programına yerleşmektedir. Geride kalan 2 milyonu aşkın genç, üniversitenin dışındaki yaşamını sürdürmek zorunda kalacaktır.

YKS’ye giren yaklaşık 3 milyon adayın bir gün içinde sabah ve öğleden sonra yapılan oturumlarla ‘başarı’ göstermesi beklenmiştir. Böylesi bir sınav sisteminin her şeyden önce insani olmayan bir nitelik taşıdığı ve milyonlarca gencin üzerinde yoğun bir psikolojik baskı yarattığı ortadadır ve bu durum sendikamız tarafından sürekli eleştirilmektedir.

Geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi, YKS’deki başarısızlık tablosunun bu yıl da devam ettiği görülmektedir. 2023 YKS sonuçlarının en dikkat çekici yönü sorulara verilen doğru yanıtların ortalamasının çok düşük kalmasıdır. Bu ortalamalar 2022 YKS ortalamasını başarısızlık açısından geride bırakmıştır. Türkçe 40 soruda 19,168 ortalama; sosyal bilimler 20 soruda 8,488 ortalama; temel matematik 40 soruda 7,366 ortalama; fen bilimleri 20 soruda 2,909 ortalama YKS’deki içler acısı durumu bütün açıklığıyla ortaya koymaktadır.

 

Eğitimdeki Eşitsizlikler Sınav Sonuçlarına Yansıyor

 

YKS puanlarının yığınsal dağılımı, öğrencilerin büyük bölümünün yine ‘en kötüde’ eşitlendiğini göstermektedir. Bütün alanlarda adayların büyük bölümünün 200 puan ve altında kalmış olması bu durumun ispatıdır.

Geçmiş yıllarda yayınlanan istatistiklerde, Türkiye’de coğrafi bölgeler arasındaki ekonomik, kültürel, toplumsal eşitsizliğin sınavların ‘başarı’ dağılımlarına da yansıdığı görülmekteydi. Ancak son yıllarda yayınlanan istatistiklerde bölgesel dağılımın yer almaması eğitimdeki eşitsizliğin görülmesini engellemektedir. Özellikle depremden etkilenen illerdeki depremzede öğrencilerin başka illerde sınava girmeleri bu bölgelerdeki başarı oranının görülmesini engellemiştir. Haliyle yukarıda ifade ettiğimiz ağır tahribatın bölgesel eşitsizlik yanı gizlenmekte, eğitimdeki en temel sorunlardan birisi yok sayılmaktadır.

Öğrencilerin üniversite tercihlerini etkileyen en büyük etkinlerden birisi de barınma sorunudur. Ekonomik krizin derinleşmesiyle, yetersiz yurt sayısı, mevcut yurtların ve ev kiralarının artması öğrencileri ve aileleri çaresizliğe itmekte, öğrencilerin özellikle büyük şehirlerde üniversite tercihlerini olumsuz etkilemektedir.

Eğitim Sen olarak belirtmek isteriz ki yayınlanan veriler, adayların ve öğrencilerin değil, eğitim politikalarının başarısızlığını göstermektedir. Bu tablo, siyasi iktidarın öğrencinin ilgi, yetenek ve yaratıcılığını geliştirmek yerine, kendisine sadakatle itaat edecek nesiller yaratma arzusunun kaçınılmaz sonucudur.

Okullaşma politikasından, öğretim programlarını oluşturmaya; öğretmen yetiştirme sisteminden, öğretmenlerin hak gasplarına; demokratik ve evrensel değerlerin yok sayılmasından, siyasi iktidarın yürüttüğü toplum mühendisliğine; devlet okullarına kaynak aktarılmazken, özel okullara öğrenci başına verilen binlerce TL’lik teşviklere kadar çok sayıda faktör bu tablonun oluşmasını sağlamıştır. Eğitim Sen olarak kaygımız, gerekli adımların ivedilikle atılmaması halinde bu karanlık tablonun daha da derinleşmesi kaçınılmaz olacaktır.

Sınav Merkezli Eğitim Anlayışı Derhal Terk Edilmelidir

 

2023 YKS sonuçları, geçmiş yıllardan çok daha kötü bir tablo ile karşı karşıya olduğumuzu gösterirken, milyonlarca gencimizi acımasız bir rekabete iten sınav merkezli eğitim anlayışının YKS sonuçlarına doğrudan etkileri olduğunu görmek zor değildir.  Gençlerimiz eğitimlerini daha yüksek puan ve sıralama baskısıyla birbirleriyle yarışmak zorunda kalmadan, elenme korkusu yaşamadan sürdürebilmelidir.

Türkiye’de gerek liselere gerekse üniversiteye girişte sorunun tek başına yapılan merkezi sınavlar olmadığını, aksine sorunun daha köklü biçimde sınavlara odaklanmış olan eğitim sistemi olduğu ve bu konuda köklü değişikliklere gidilmeden kalıcı çözümlerin üretilemeyeceği ortadadır. Dolayısıyla ilkokuldan başlayarak üniversiteye kadar, sürekli olarak yapılan sınavlara endekslenmiş bir eğitim sisteminin nitelikli olması, öğrencilerimizin gerçekten nitelikli eğitim alması mümkün değildir.

Eğitim sistemimiz çocuklarımızı ve gençlerimizi eğitmemekte, sadece yapılacak olan sınavlara hazırlamaktadır. İktidar tarafından bilinçli olarak teşvik edilen ‘rekabete’ ve ‘yarışmaya’ dayalı ‘piyasacı eğitim’ anlayışı derhal terk edilmeli, öğrencileri birbiri ile rekabet eden değil, onları geliştiren, çok yönlü bilgi ve beceri kazandırıcı, nitelikli bir eğitim anlayışı benimsenmelidir.

Eğitim Sen, her öğrencinin kendi ilgi ve becerisi doğrultusunda hangi alanda okuyacağını kendisinin belirleyeceği bir eğitim sistemi oluşturulması için gerekli çalışmaların en kısa sürede başlatılmasını, bunun için öncelikle ‘sınav merkezli eğitim’ anlayışının terk edilmesi gerektiğini savunmaktadır.

Editör: Haber Merkezi