Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) ve İHH İnsani Yardım Vakfı iş birliğiyle yürütülen "Her Sınıfın Bir Yetim Kardeşi Var – İyilikte Yarışan Sınıflar" projesi, okullarda yeniden hayata geçirildi. Proje kapsamında öğrencilere kumbara dağıtılarak yetim ve ihtiyaç sahibi çocuklara destek sağlanması hedefleniyor. Ancak Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen), bu tür projelerin eğitim sisteminin kamusal sorumluluklarını göz ardı ettiğini belirterek sert tepki gösterdi.
Kamusal Eğitimin İlkeleriyle Çelişiyor
Eğitim Sen yaptığı açıklamada, projenin eğitim politikaları ve pedagojik ilkeler açısından ciddi sorunlar barındırdığını vurguladı. Çocukları ve velileri bir tür hayırseverlik yarışına sokarak, devletin sosyal politikalarla çözmesi gereken bir konunun gönüllülük adı altında öğrenci ve velilere devredilmesinin doğru olmadığını belirtti.
Açıklamada, “Eğitim bireylerin hayırseverlik yoluyla değil, kamusal kaynaklarla eşit ve adil bir şekilde finanse edilmesi gereken bir haktır. Yetim veya maddi desteğe ihtiyacı olan çocukların eğitim giderleri, öğrenci velilerinin ya da öğretmenlerin inisiyatifine bırakılmamalıdır.” ifadelerine yer verildi.
Pedagojik ve Etik Kaygılar
Proje kapsamında öğrencilerin “yetim kardeş” edindikleri vurgusunun çocuklarda suçluluk duygusu yaratabileceğine ve ekonomik ayrışmalara neden olabileceğine dikkat çeken Eğitim Sen, şu sorulara yanıt istedi:
-
Toplanan bağış miktarı hangi hesaplara aktarılacak?
-
Süreç kim tarafından denetlenecek?
-
Yardımların gerçekten ihtiyaç sahiplerine ulaştığı nasıl garanti edilecek?
-
Çocukların kişisel bilgileri korunacak mı?
Bu tür projelerin kamu kaynaklarıyla çözülebilecek konuları yanlış yöntemlerle ele aldığını belirten Eğitim Sen, eğitim sisteminin dini veya ideolojik referanslarla şekillendirilmemesi gerektiğini savundu.
“Yetim Kardeş” Vurgusu Eğitimi Dinselleştiriyor
Sendika, bu projelerin genellikle dini cemaat ve tarikatlarla bağlantılı sivil toplum kuruluşları aracılığıyla yürütüldüğünü belirterek, eğitimin laik, bilimsel ve kamusal bir anlayışla yönetilmesi gerektiğini vurguladı. Açıklamada, "Yetim kardeş” vurgusunun bir hayır anlayışını çocuklara aşılamak için kullanıldığı ve eğitim sistemine dini bir bakış açısı yerleştirmeye çalışıldığı ifade edildi.
Eğitim Sosyal Yardımlaşma Değil, Kamusal Hizmettir
Eğitim Sen, yetim veya dezavantajlı çocukların eğitim hakkının sınıflarda kumbara dolaştırarak değil, kamusal sosyal politikalarla güvence altına alınması gerektiğini belirtti. Devletin ve MEB’in görevinin, tüm çocukların eşit şartlarda eğitim almasını sağlamak olduğunu vurgulayan sendika, eğitim sisteminin hayırseverlik projeleriyle değil, kamusal, bilimsel ve laik politikalarla yönetilmesi gerektiğini savundu.
Son olarak, Eğitim Sen, bu tür projelerin çocukları duygusal yük altına soktuğunu, yardımseverliği rekabet unsuru haline getirdiğini ve eğitimde eşitsizliği normalleştirdiğini belirterek, çözümün bireysel bağışlarla değil, güçlü kamusal eğitim politikalarıyla sağlanabileceğini vurguladı.