Eğitim Sen eylemde: “ EĞİTİM ÖĞRETMENLERİN İŞİDİR, VAKIFLARA DEVREDİLEMEZ!”
Eğitim Sen İstanbul 7 No’lu Şubesi konuya dair Esenyurt İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü önünde eylem yaptı. Eğitimin öğretmenlerin işi olduğunu vurgulayan öğretmenler, tarikatlarla, İslamcı vakıflarla protokol yapma ısrarından vazgeçilmesini istedi.
Esenyurt İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Muavenet İlim ve Kültür Vakfı ile “Değerler eğitimi ve toplumsal duyarlılık eğitim işbirliği” protokolü imzaladı. Protokol kapsamında ilçedeki tüm ilkokul, ortaokul ve liselerde ders saatleri sırasında seminer ve söyleşiler düzenlenmesi planlanıyor. Eğitim Sen İstanbul 7 No’lu Şubesi konuya dair Esenyurt İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü önünde yaptığı eylemde protokolün iptal edilmesini istedi
Eğitim Sen İstanbul 7 No’lu Şubesi konuya dair Esenyurt İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü önünde yaptığı basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi.
Bugün burada toplanmamızın bir sebebi var. Türkiye’de gün geçmiyor ki eğitim alanında yeni bir sorunla karşılaşmayalım. Gün geçmiyor ki eğitim sisteminin içini boşaltan, öğretmeni değersizleştiren, öğrenciyi kimi zaman müşteri kimi zaman ‘dindar ve kindar nesil yetiştirme’ havuzu olarak gören yeni bir adımla karşlaşmayalım.
Bizler eğitimin bir uzmanlık alanı olduğunu, tanımlanmış bir ihtisas sürecinden sonra okullarda görevlendirilen öğretmenler tarafından laik, bilimsel ve demokratik ilkelere uygun olarak verilmesi gerektiğini biliyoruuz. Gerek anayasal olarak gerekse milli eğitim temel kanununda laik, bilimsel, demokratik, fırsat eşitliğini gözeten, din, mezhep, ırk ayrımlarını ortadan kaldıran tüm tanımlamalara rağmen Milli Eğitim Bakanlığı ısrarla politik ajandasını uygulamanın derdinde, Çedes benzeri protokoller ve ‘değerler eğitimi’ gibi adımlarla gerici, anti-demokratik yönde yol almaya çalışmaktadır.
Bu durumdan vazife çıkaran Esenyurt Milli Eğitim Müdürlüğü de 2023’te Muavenet İlim ve Kültür Vakfı ile bir protokol imzalamıştır. Bu protokole göre Vakfın görevlendirdiği görevliler okullarda seminer, söyleşi, konferans, gezi etkinlikleri yürütebilir. Bir öğretmenin herhangi bir nedenle okula gelemediği gün ve saatlerde boş geçen dersin bilgisini okul yönetiminden alan vakıf görevlileri ilgili sınıfa girerek faaliyet yürütebilir. Bugün ataması yapılan-yapılmayan tüm öğretmenler Lisans eğitimi, Pedagojik formasyon, KPSS, mülakat gibi eşiklerden geçerek öğretmen olarak atanmakta hatta atanmamaktayken bu görevliler sözünü ettiğimiz koşulları yerine getirmeden okullara sokulmaya çalışılmakta, adeta kendilerine imtiyaz addedilmektedir. Bu protokolün kendisi kabul edilemez olduğu gibi tespit ettiğimiz şu sorun ve soruları da barındırmaktadır;
1- Muavenet İlim ve Kültür Vakfı Esenyurt’ta bir sanayi sitesi içerisinde küçük bir ofisten çalışmalarını yürütmektedir. MEM protokolü imzalamadan önce vakfın fiziki yapısı ile ilgili bilgi edinmiş midir, herhangi bir inceleme yapmış mıdır?
2- Protokolün uygulanması amacıyla okul yönetimlerine, öğretmenlere, rehber öğretmenlere ve hizmetli personele iş yükü getirmektedir. Milli Eğitim Müdürlüğü bu durumla ilgili önlem almış mıdır?
3- Okullarda görev alacak görevlilerin eğitim yeterlikleri ile ilgili tespit çalışması yürütmüş müdür? Prokolün görevliler çizelgesinde kimi görevlilerin hem ilköğretim hem de ortaöğretim seviyesinde etkinliklere katıldığı görülmektedir. Bu kadar geniş pedagojik donanıma sahip olduklarının kararını nasıl vermiştir?
4- Okullarda boş saatlerin vakfa bildirilmesi okul iç işleyişi ve öğretmenin çalışma hayatına müdahale niteliği taşımıyor mu?
5- Yapılacak etkinlik sırasında gönüllük ilkesi gereği etkinliğe katılmayan öğrenciler ders işlemeye mi devam edecek, serbest mi kalacak, oluşacak disiplin sorunlarının sorumlusu öğrenciler ve öğretmenler mi olacak?
6- Etkinliğe katılan öğrenciler dersten geri mi kalacak yoksa ayrıca bir tamamlayıcı eğitim mi alacak?
7- Yapılan etkinliğe katılım konusunda okul yönetimi, öğretmenler, vakıf görevlileri ve akran öğrenciler tarafından psikolojik baskı olacak mı, olması baskı uygulayanlara durumunda ne tür yaptırımlar uygulanacak?
8- Etkinlikler sırasında yaşanabilecek sorunlarda vakıf görevlilerin sorumluluğu ne olacak?
Milli Eğitim Müdürlüğü’nün imzalamış olduğu protokol, sıraladığımız bu sorunların hiçbirini açıklığa kavuşturan ibareler içermemektedir.
Bununla birlkte protokol kapsamında işlenecek konu başlıkları, laiklik ve bilimsellikten uzak, öğrenciyi geleceğe hazırlamak yerine vakıflara yeni faaliyet alanları yaratmakta, mürit devşirme olanağı sunmakta ve adeta Eğitim-Öğretimin paydaşı imtiyazı tanımaktadır.
Buradan Milli Eğitim Müdürlüğü’nü uyarıyoruz!
- Eğitim öğretmenlerin işidir, vakıflara, tarikatlere, cemaatlere ve derneklere devredilemez!
- Milli Eğitim Müdürlüğü vakıflardan yana değil öğretmenlerinden, öğrencilerinden yana olmak zorundadır. Bu açıdan protokol derhal iptal edilmelidir.
- Siz prokollerin ısrarındaysanız biz de okullarımızı, öğrencilerimizi korumanın ısrarında olacağız!
Okullarımızı ve öğrencilerimizi karanlığa teslim etmeyeceğiz!