Hiç telefonunuzu çıkarıp zil sesi duyduğuna inandığınız halde hiçbir kısa mesaj, çağrı veya bildirim bulamadığınız oldu mu? Cevabınız “evet” ise emin olun yalnız değilsiniz. Genellikle yoğun cep telefonu kullanıcılarıyla ilişkilendirilen “Hayalet Titreşim Sendromu” yaşıyor olabilirsiniz.

Halüsinasyon denince bazlarımızın aklına LSD ve diğer uyuşturucu maddelerin gözle görülen etkileri gelebilir.

Ancak narkotik maddeler olmadan da neredeyse hemen herkesin deneyimlediği bir halüsinasyon durumu daha var: Hayalet Titreşim Sendromu

Orijinal adı “Phantom Vibration”, dilimize ise “Hayalet Titreşim Sendromu” olarak tercüme edilen kavram,

Kişilerin telefonları çalmadığı veya bildirim gelmediği halde öyle hissettikleri durumları ifade ediyor.

Esasen yeni bir durum değil; hatta gerçek şu ki on seneden fazladır tıp literatüründe var olan bir tanımlama bu…

Algı psikolojisi kapsamında araştırılan Hayalet Titreşim Sendromu,

Aslında temel olarak giysinin cilde sürtünmesi veya kas seğirmesi gibi bir olayın zihin tarafından yanlış yorumlanmasıyla oraya çıkıyor.

Ancak,

Mehmet Akarca, Kamu Başdenetçiliği'ne Seçildi: Mehmet Akarca Kimdir? Mehmet Akarca, Kamu Başdenetçiliği'ne Seçildi: Mehmet Akarca Kimdir?

Bir uyaran olmadığında bile size sanki bir titreşim varmış gibi gelebilir.

İşte burada aslında dokunsal bir halüsinasyon söz konusudur…

Sendrom Kelimesinin Kökeni

Çok sık kullandığımız “sendrom” kelimesi dilimize Fransızca’dan geçmiş,

Amma velakin,

Fransızca’ya da Antik Yunanca’dan…

Sendrom, “koşmak” anlamına gelen “dromos” sözcüğünden türemiş.

Tıpkı,

Atların koştuğu “hipodrom”, bisiklet koşturulan “veledrom” gibi… 

Drom kelimesinin başına eklenen “syn” ise “birliktelik, beraberlik” anlamı katıyor.

Aynı kökenden türeyen semptom ise “birlikte düşen/düşülen” demek.

Yani,

Sendrom bir hastalıkta birkaç semptom ile birlikte koşma (birliktelik yapma) durumuna binlerce yıl önce verilen isim,

Ve,

Günümüzde hala aynı anlamını koruyor.

Hayalet Titreşim Sendromu

Computers in Human Behavior dergisinde yayınlanan bir çalışmaya katılan öğrencilerin %89’u, zaman zaman ortada bir sebep yokken cep telefonlarının alarmı titriyormuş gibi hissettiklerini,

Ve,

Ortalama sıklığın en azından iki haftada bir olduğunu belirtmişler.

Pavlov’un köpeğiyle keşfedilen klasik koşullanma ilkesinde olduğu gibi,

Bizde alarm yaratan bir uyaranı zaman içinde diğer insanlarla kurulan iletişimle bağdaştırmayı öğreniyoruz.

Böylece uyaranlara karşı duyarlılığımız artıyor,

Ve,

Hayalet Titreşim Sendromu

Aşırı duyarlılık sonucunda bu tür uyaranları yorumlarken daha sık hata yapıyoruz.

Öğrenmenin ne kadar süreceği ise kişiden kişiye oldukça farklılık gösteriyor.

Örneğin…

Çalışmaya katılanların %17’si titreşimli bir cep telefonu kullanmaya başladıktan hemen bir ay sonra hayali titreşimler hissettiklerini söylemişler.

Yüzde 23’ünde ise bu durumun ortaya çıkması bir yılı bulmuş.

Bu hayali titreşimlerin tekrarlama sıklığı da büyük oranda değişiyor.

Çalışmaya katılanların %33’ü ortalama ayda bir kez hayali bir titreşim hissettiğini söylemiş.

Bu esnada titreşimlerden oldukça fazla etkilenenler de var:

Onlar günde birkaç kez hissediyorlar,

Ancak oranları sadece %2 düzeyinde.

Hayali titreşimlerin ne sıklıkla algılandığı ise cep telefonu kullanımına ve bir takım diğer faktörlere bağlı.

Örneğin,

Bir kişi ne kadar sık gerçek telefon titreşimi hissederse,

Titreşim benzeri uyaranları yanlış yorumlama olasılığı da o derecede artıyor.

Hayalet Titreşim Sendromu Bazı Kişilerde Daha Sık Görülüyor

İşlerinde fazla titiz olmayan insanlar bu tarz titreşimleri çok titiz olanlara göre daha sık hissediyorlar.

Bilim insanları bunun sebebini titiz insanların yüksek derecede öz disipline ve kararlılığa sahip olduklarından,

İlgisiz uyaranlarla dikkatlerinin dağılmasının daha zor olmasına bağlıyor.

Ek olarak,

Hayali titreşim sendromu ile “bağlı kalma” arzusundan kaynaklanan sürekli bir beklenti durumu arasında bir ilişki kuranlar da mevcut.

Çünkü,

Bağlanma kaygısı, başkaları tarafından onaylanmaya duyulan sürekli ihtiyaç olarak karakterize ediliyor.

Benzer şekilde, Dow Uluslararası Medikal Kolej tarafından yürütülen bir diğer çalışma bir başka bağlantıyı ileri sürüyor:

Uykusuzlukla mücadele eden insanların titreşim halüsinasyonlarını yaşama olasılığının daha yüksek olduğu sonucu

Esasen,

Her iki durumdaki ortak faktör kaygı bozukluğudur.

Hayalet Titreşim Sendromu Tehlikeli Bir Durum Mudur?

Hayali Titreşim Sendromu sonuç olarak teknolojinin insan aklını ne derece işgal ettiğinin reddedilemez bir örneğidir.

Teknolojik cihazlar ihtiyacımız olduğunda eriştiğiniz harici nesneler olmaktan çoktan çıktılar.

Azar azar,

Neredeyse vücudumuzun bir parçası haline geldiler.

Bununla birlikte,

Psikologlar Hayalet Titreşim Sendromu durumunu özünde bir patoloji olarak görmüyor.

Bu spesifik semptoma aşırı bağımlılık ya da teknolojiye takıntı gibi diğer endişe verici davranış kalıpları eşlik ediyorsa,

Durum şüphesiz daha ciddi olabilir.

Hayalet titreşim sendromu semptomlarını düzenli olarak yaşadığınızı,

Ve,

Bu durumun sizi rahatsız etmeye başladığını fark ederseniz, 

Artık profesyonel bir destek almayı düşünmenin zamanı gelmiş demektir.

Kaynak: https://cuneytyardimci.com/hayalet-titresim-sendromu/