Meme ve Kalın Bağırsak Kanserinden Korunmanın Yolları

İzmir Özel Sağlık Hastanesi'nin düzenlediği bilgilendirme seminerine konuk olan Genel Cerrahi Uzm. Op. Dr. Özgür Çavdaroğlu, 'Meme ve kalın bağırsak kanserinden korunma' başlıklı bir sunum gerçekleştirdi.

Yürekten Dokunuşlar Derneği (YÜDOP) üyelerinin de katıldığı seminerde Op. Dr. Özgür Çavdaroğlu, erken tanının ve tedavinin başarı yüzdesini artırdığını söyledi.

Meme ve kalın bağırsak kanseri vakalarının ülkemizde de sıklıkla görüldüğüne dikkat çeken Op. Dr. Çavdaroğlu, “Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanser tipi olurken,Kolorektal (kalın bağırsak) kanseri erkeklerde ve kadınlarda 3'üncü sırada görülüyor. Meme ve kalın bağırsak kanserlerinin sadece %10’u aileden kalıtımla geçişli oluyor. Kalın bağırsak kanserinde kolonoskopinin kanser gelişimine karşı koruyucu bir etkisi var. Çünkü bağırsak kanseri poliplerden gelişiyor. Poliplerin adenom olanların bir kısmı kanserleşiyor. Kolonoskopi sırasında tespit edilen poliplere kanser oluşmadan müdahale imkanı oluyor. Bu nedenle erken teşhis hayat kurtarıyor” dedi.

MEME KANSERİNDEKİ RİSK FAKTÖRLERİ

Kadınlarda en sık görülen tip olan meme kanserindeki risk faktörleri hakkında bilgi veren Op. Dr. Özgür Çavdaroğlu kadınların 40 yaşından sonra meme muayenesi ve ultrasona ilaveten mamografi yaptırması gerektiğini de hatırlattı.

Çavdaroğlu, “Meme kanserinin değiştirilemez risk faktörleri arasında ileri yaş, erken adet görme, geç menopoza girme, 35 yaşından sonra çocuk sahibi olmak gibi durumlar bulunur.

Değiştirilebilir risk faktörleri olan şişmanlık, gece çalışmak ve yeterli güneş görmemek, doğru zamanda yeterli uyku almamak gibi etkenler de meme kanseri riskini artırır. D vitaminin aktif olması için güneşten faydalanmalıyız. Çünkü D vitamini kanser için koruyucu özellik taşımaktadır. Doğru zamanda uyumak da vücudun bağışıklık sistemi için önemlidir. Sosyal medyadan mümkün olduğu kadar uzak durmalısınız. Çünkü ekrandan yayılan mavi ışık uykuyu kaçırır. Akdeniz tipi sağlıklı beslenme, alkol ve sigaradan uzak durmak ve aktif bir yaşama sahip olmak meme kanseri riskini yüzde 40 oranında azalttığı belirlenmiştir”diye konuştu.

45 YAŞINDAN SONRA KOLONOSKOPİ YAPTIRIN

Op. Dr. Özgür Çavdaroğlu, Kolorektal kanserinin erken evrede tespit edilmesi için 45 yaşından sonra kadın erkek herkesin mutlaka kolonoskopi yaptırması gerektiğini dile getirdi.

Erken teşhisin tedavi sürecini olumlu etkilediğini ifade eden Op. Dr. Özgür Çavdaroğlu “Kolorektal kanseri, eğer polipken yani henüz kanserleşmemişken teşhis edilirse, tedavi başarısı çok daha yüksek seviyede olmaktadır. Eğer kanser geliştiyse bu ameliyatı açık ve kapalı yöntemlerle yapabiliyoruz. Kapalı yöntemde, Laparoskopik ve Robotik cerrahi yöntemlerini başarıyla uyguluyoruz” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Macron, DSÖ Genel Direktörü ve küresel sağlık liderleri Lyon'da DSÖ Akademisi'ni açtı Cumhurbaşkanı Macron, DSÖ Genel Direktörü ve küresel sağlık liderleri Lyon'da DSÖ Akademisi'ni açtı

DOĞRU BESLENMEK VE HAYATA BAĞLI OLMAK ÖNEMLİ

Kolorektal kanserindeki risk faktörleri hakkında bilgi veren Op. Dr. Özgür Çavdaroğlu “Bu tip kanserler batı toplumlarında daha çok görülmektedir. Hareketsiz yaşam tarzına bağlı olarak görülen obezite, sigara ve alkol kullanımı kırmızı ve işlenmiş et, işlenmiş hazır gıdalar, çevre kirliliği, kronik stres gibi etkenler kanser riskini artırmaktadır. Bunların önüne geçebilmek için kırmızı et yerine omega 3 açısından zengin olan balıkları tüketin, lifli gıda, tam tahıllı ekmek, d vitamini hareketli bir yaşam, stresten uzak durmak kanserin önüne geçmek için önemli. İnsanların bir hayat amacının olması, gerçek dostlar, yeni bir müzik aleti veya dil öğrenmek de vücudun genel sağlığını olumlu yönde etkiliyor. Yani hayata sizi bağlayan bir şey varsa vücudunuz da hayatta kalmak için çaba harcıyor” ifadelerini kullandı.

TEKNOLOJİ HASTALARA VE DOKTORLARA AVANTAJ SAĞLIYOR

Kolorektal kanseri tedavisinde günümüzün gelişen teknolojileri ile birlikte Multidisipliner yaklaşımla operasyonlara imza attıklarını dile getiren Op. Dr. Özgür Çavdaroğlu şu bilgileri verdi:

Multidisipliner yaklaşımla kemoterapi, radyoterapi ve cerrahi operasyonlarla müdahaleler yapılıyor. Günümüzde önemli sağlık merkezlerinde kullanımı giderek yaygınlaşan Robotik cerrahi ise hem hastalara hem de hekimlere birçok avantaj sağlıyor. Robot cerrahide küçük bir kesiden giriş yapıldığı için daha az ağrıya ve kanamaya neden olur. İyileşme de daha hızlı gerçekleşir. Hasta, açık ameliyata göre çok daha kısa sürede normal yaşantısına dönebilir. İnsan eliyle yapılabilen manevralar kısıtlıyken robot kolları 540 derecelik açılarla hassas bir şekilde operasyon yapma imkanı sunar. Üstelik Robotik cerrahi daha büyük bir görüntüleme imkanı da sunduğu için tüm detayları gözler önüne serer. Operasyon başarısını da artırır”

Editör: Haber Merkezi