Özel Eğitim Dernekleri Konfederasyonu Genel Başkan Yardımcısı ve Akdeniz Bölgesi Özel Eğitim Kurumları (AKDER) Başkanı Burçin Derya Kavuncu; bürokratik süreçlerde yaşanan aksamalar ve eğitim ücreti belirlenmesinde standart olmaması nedeniyle, geçmişten günümüze gelen ekonomik problemlerin çözüm beklediğini dile getirdi.
Özel eğitim ve rehabilitasyon hizmetlerinin istikrarı noktasında, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’den sorunun çözümü ve Özel Eğitim Dernekleri Konfederasyonu’nun taleplerini değerlendirmesini rica eden Kavuncu; her bir engelli birey için ödenen eğitim ücretlerinin; 2006 yılında asgari ücrete eşdeğerken, yıllar içerisinde eridiğini, eğitim kurumlarına ödenen rakamların asgari ücretin 3’te bir seviyesine indiğini ifade etti.
Çukurova Gazeteciler Cemiyeti Kültür ve Sosyal Tesisleri’nde basın toplantısı düzenleyen Kavuncu; “Kira ve personel giderleri, yıllardır ‘ücretsiz’ olarak verdiğimiz öğrenci taşıma (servis) hizmeti ve genel giderlerimiz, maliyet açısından sürdürülebilir olmaktan uzaktır. Kiralar yüzde 400-500 oranında artmıştır. Bu durum maalesef elimizi kolumuzu bağlıyor ve bizi işimizi yapılamaz hale getiriyor. Malumunuz yeni asgari ücret açıklandı ve şu anda bize bir personeli maliyeti, 25 bin ile 26 bin TL’yi buluyor. Ne yazık ki 2006'dan bu yana sürekli olarak enflasyona eziliyoruz” dedi.
Adana’da Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezleri’nin hizmeti sürdürme noktasında destek olan Adana Valisi Yavuz Selim KÖŞGER, Adana İl Milli Eğitim Müdürü Sayın Hasan TEVKE ve tüm yetkililere teşekkür eden Kavuncu; “Bizler büyük bir eğitim camiası olarak özel ve güzel çocuklarımıza daha uygun koşullarda hizmet etmek istiyoruz. Bu kapsamda ücretlerde iyileştirme yapılmasını talep ediyoruz. Özel çocuklarımızın, güzel çocuğunuz çocuklarımızın geleceğine umut olan bu kurumlarımızın kapanmaması gerekiyor” dedi.
Beraberinde Özel Eğitim Dernekleri Konfederasyonu Adana İl Başkanı ve AKDER Başkan Yardımcısı Okan Yılmaz, AKDER Yönetim Kurulu Üyeleri Ramazan Balçık ve Abdulcelil Ülkü ile birlikte basın toplantısı yapan Kavuncu;
“Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezlerinde 2005 yılı öncesinde toplam 35 bin engelli birey eğitim alırken bugün itibariyle; 81 ilimizde, 3 bin 243 eğitim kurumu ile 569 bin özel gereksinimle bireye 55 bin 90 nitelikli uzman personel ve dünyaya örnek gösterilebilecek bir modelle hizmet verilmektedir.
Ülkemizin güzide kurumları arasında yer alan özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri uzun süredir zor günler yaşıyor. Bizim için her zaman özel çocuklarımız önceliğimiz olmuştur. Nitekim Adana’da özel eğitim ve rehabilitasyon alanında şehrimizi iyi noktalara getirdiğimiz aşikardır.
Sosyal devlet olma gereği, insani ve vicdani duyarlılıkla, 2005 yılında dünyaya örnek olacak bir çalışmaya imza atılarak 5378 sayılı “Engelliler Kanunu” çıkarıldı. Engelli yavrularımız, resmî özel eğitim kurumları ile birlikte, sosyal güvencesi olmasa da özel özel eğitim Kurumlarında destek eğitimi almaya başladı. Gerek 2005 yılında çıkarılan “Engelliler Kanunu” ve gerekse 2010 yılında yapılan “Anayasa Değişikliği” ile birlikte hem mevzuat hem zihniyet hem de uygulamalar açısından bakıldığında engellilerin hayatında devrim sayılabilecek gelişmelere şahit olduk.
Verilen bu eğitimlerle birçok engelli yavrumuz akranları ile arasındaki mesafeyi kapatmış, bulunduğu çevrede sosyal kabul görmüş, bir yetişkine ihtiyaç duymaksızın bağımsız yaşam becerileri kazanmış, akademik ve/veya mesleki becerilerini geliştirmiştir.
Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinin sunmuş olduğu hizmetlerin gelişerek devam edebilmesi, nitelik ve nicelik yönünden sürdürülebilir duruma gelmesi için geçmişten bugüne biriken sorunların çözüme kavuşması gerekmektedir. Kurumlarımız, SGK ve vergi borcunu düzenli ödeyen, borcu bulunmayan kurumlardır. Gelinen noktada kurumlarımız, bürokratik süreçlerde yaşanan aksamalar ve eğitim ücreti belirlemesinde standardın olmaması sebebiyle geçmişten bugüne gelen ekonomik problemlerle baş başa kalmıştır” diye konuştu.
Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezleri olarak yaşanan sorunlara çözüm ve taleplerini de sıralayan Derya Kavuncu;
“Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde hizmet alan her bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşına; 8 saat bireysel ve 4 saat grup eğitimi karşılığında KDV dahil net asgari ücretin yüzde 50’si ödenir’’ hükmü eklenmelidir.
Bireysel eğitim ücreti 1 saatlik, asgari ücretin yüzde 5’i olarak toplamda 8 saat çarpı yüzde 5 ile toplam yüzde 40 ve grup eğitimi ücreti asgari ücretin yüzde 2,5 olarak toplamda, 4 saat çarpı yüzde 2,5 toplam yüzde 10 olmak üzere, genel toplamda, net asgari ücretin yüzde 50’si hükmünün eklenmesi ile sorun çözüme kavuşacaktır.
Kurumlarımızda öğretmenlerimizi tutmakta zorlanıyoruz. Özel kurumlarla milli eğitim arasındaki maaş farkından kaynaklı öğretmenler daha çok KPSS'ye çalışıp devlete atanmak istiyor. Oysa öncesinde böyle değildi, biz devlette çalışan öğretmeni alıp kendi kurumlarımızda istihdam ediyorduk ve daha fazla maaş veriyorduk. Şimdi ise öğretmenlerimizin aklı milli eğitimde kalıyor. Eğitimin kalitesini daha da artırmak istiyorsak öğretmenlerimize iyi bir maaş vermeliyiz. Özel anlamını taşıyabilecek şartlara sahip olmamız lazım, bunun mücadelesini de veriyoruz” diyerek sözlerini noktaladı.
