2017 yılından bu yana tutuklu bulunan Avukat Selçuk Kozağaçlı’nın, cezaevine girmeden önce yaptığı konuşma, bugün yaşanan hak ihlallerine, adaletsizliklere ve hukuksuzluklara ışık tutmaya devam ediyor.

Kozağaçlı’nın sözleri, yalnızca dönemin değil, bugünün de gerçeklerini anlatan güçlü bir ifade olarak hafızalarda yerini koruyor. Türkiye’de derinleşen hukuksuzluk ortamı, yaygınlaşan keyfi gözaltı ve tutuklamalar, yargının bağımsızlığına yönelik saldırılar karşısında bu konuşma, vicdanlara hitap eden bir duruşu temsil ediyor.

Kozağaçlı, konuşmasında yaşamın kutsallığının, adalet ve onurla mümkün olduğunu dile getiriyor:

**“O zaman ne için yaşıyoruz?

Güvenlik yok, iş yok, gelecek yok, hukuk yok, anayasa yok… Yaşıyoruz.

Soledad Atienza: Hukukta Yapay Zeka Dönüşümü Hukuk Fakültelerinde Başlıyor Soledad Atienza: Hukukta Yapay Zeka Dönüşümü Hukuk Fakültelerinde Başlıyor

Bu yaşamak çok kutsal öyle mi? Öyle değil.

Evet, yaşamın kendisi değil kutsal olan.

Kutsal olan: adil bir yaşam.

Kutsal olan: onurlu bir yaşam.

Kutsal olan: güvenli bir yaşam.

Kutsal olan: haysiyet sahibi bir yaşam.

Yaşamın kendisi değil, sırf yaşamak değil kutsal olan.

Milyonlarca insan ölüyor her gün hiç uğruna;

trafik kazalarında, savaşlarda, hastalıktan.

Ölmek ya da kalmak meselesi değil bu.

Mesele, onurlu yaşamak ya da yaşamamak.

Adaletli yaşamak ya da yaşamamak meselesi.”**

Bu konuşma, insan onurunun, adaletin ve hukukun ayakta tutulmadığı bir toplumda, yalnızca yaşamanın değil, yaşatılanın da sorgulanması gerektiğini ortaya koymaktadır. Bugün yaşanan sayısız hak ihlali ve hukuka aykırı uygulama, Kozağaçlı’nın yıllar önce dile getirdiği bu gerçekleri daha görünür kılmaktadır.

Kozağaçlı'nın sözleri, her dönemde olduğu gibi bugün de, hakkı ve adaleti savunan tüm hukukçular ve yurttaşlar için bir çağrı niteliğindedir: Sadece yaşamak değil, adil ve onurlu yaşamak için mücadele etmeliyiz.

Editör: Haber Merkezi