Gündem

TMMOB; Yaşanan bu demokrasi ayıbından, halk iradesine vurulan bu darbeden derhal vazgeçilmelidir

TMMOB olarak nerede olursa olsun halkın iradesini ve demokrasiyi her şeyi üstünde tutuğumuzu ve bu mücadeleden vazgeçmeyeceğimizin bilinmesini istiyoruz.

Abone Ol

TMMOB Yönetim Kurulu, Oda Yönetim Kurulu Başkanları ve İstanbul Birimleri'nin de içinde yeraldığı TMMOB Heyeti; Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanması ve belediyeye kayyum atanması sebebiyle başlatılan Esenyurt Meydanı Kayyum Nöbeti'ne 7 Kasım 2024 tarihinde ziyarette bulunarak destek ve dayanışma mesajlarını iletti.

TMMOB Heyetiyle eyleme destek veren TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz şöyle konuştu:

Değerli Arkadaşlar, Değerli Basın Mensupları,

Hepinizi TMMOB Yönetim Kurulu adına saygıyla selamlıyorum.

Birlik Yönetim Kurulu üyelerimiz, Birliğimize bağlı Odalarımızın ve İstanbul Birimlerimizin yöneticilerinden oluşan bir heyet olarak buradayız.

Demokrasiye ve halk iradesine duyduğumuz saygıyı göstermek ve Esenyurt halkıyla dayanışmamızı kamuoyuyla paylaşabilmek için buradayız.

Sevgili Dostlar,

İsterdik ki halkın iradesiyle seçilmiş belediye başkanlarımızın düzenlediği şenliklere, toplantılara, halk buluşmalarına katılmak için yan yana gelebilelim.

İsterdik ki ülkemizin aydınlık geleceği için, demokrasiden, eşitlikten, bir arada yaşamdan söz etmek için yan yana gelebilelim.

Ancak ne yazık ki burada hep birlikte, bir kez daha bir demokrasi utancına şahitlik ediyoruz.

Siyaset güdümlü kararlarla seçilmiş Belediye Başkanlarının görevden alınarak yerlerine kayyım atandığı, siyasi parti eş genel başkanlarının, milletvekillerinin, belediye başkanlarının cezaevinde tutulduğu,bir ülkede asgari ölçütte de olsa demokrasiden söz etmek mümkün değildir.

Bu uygulamalar,  siyasi iktidarın kendisine muhalif tüm toplumsal kesimlere gösterdiği birer sopadır.

Esenyurt Belediye Başkanı Sayın Ahmet Özer’le başlayan,ardından Mardin, Batman ve Halfeti Belediye Başkanlarıyla devam eden kayyım atamaları da yaşadığımız bu keyfiyet rejiminin en çıplak halidir.

Türkiye’de hukukun ne denli siyasallaştığını artık hepimiz biliyoruz.

Adaylık aşmasında hiçbir yasal engel konulmayan muhalif Belediye Başkanları,  seçildikten hemen sonra yaşanan görevden alma ve kayyum süreçlerinin de hukuki değil siyasi bir tasarruf olduğunu artık hepimiz biliyoruz.

Belediye Başkanları görevden alındıktan sonra yerlerine, yine halk iradesiyle seçilmiş olan Belediye meclis üyelerinden birinin değil de,  Cumhurbaşkanı tarafından atanmış Valilerin getirilmesi ise bu hukuksuzluğun en açık göstergesidir.

Siyasi iktidarın demokrasiye ve halk iradesine bakışının özetidir.

Bu zihniyet tarihe kara bir leke olarak düşmüştür.

Çünkü seçilmiş belediye başkanlarını görevden almak, sadece halk iradesine değil, halkın demokrasiye ve seçimlere olan inancına da darbe vurmaktadır.

Ülkemizin demokratik, eşit ve bir arada, barış içerisinde yaşayabileceği bir geleceği tehdit etmektedir.

Halkla hiçbir bağı olmayan, halka karşı hiçbir sorumluluk duygusu taşımayan kayyımlar sadece demokrasiye değil, atandıkları yerel yönetimlere de büyük ve kalıcı zararlar vermektedir.

Sevgili Dostlar,

Bizler, bu ülkenin mühendisleri, mimarları, şehir plancıları olarak ne bu hukukuz düzeni ne de antidemokratik dayatmaları kabul etmiyoruz.

Hiç kimsenin ülkemizdeki asgari demokrasi işleyişini yok etmeye, insanların demokratik iradesine ipotek koymaya hakkı yoktur.

Ülkeyi yönetenleri, ülkenin en acil sorunları olan işsizlik, açlık, güvencesiz bir gelecek, her geçen gün artan borç yükü ortada duruyorken, bu ülkenin gerçek sorunlarıyla yüzleşmeye, anayasaya, hukuka ve halk iradesine saygı duymaya çağırıyoruz.

Siyasi iktidara bir kez daha sesleniyoruz:

Yaşanan bu demokrasi ayıbından, halk iradesine vurulan bu darbeden derhal vazgeçilmelidir.

Hukuk dışı yollarla, baskı ve zor yöntemleriyle muhalif siyasetçileri etkisizleştirme anlayışı terk edilmelidir.

Siyasi gerekçelerle hukuksuz biçimce cezaevinde tutulan tüm siyasetçiler serbest bırakılmalı, seçilmiş belediye başkanları derhal görevlerine dönmelidir.

TMMOB olarak tarihimizin her döneminde antidemokratik ve baskıcı uygulamaların karşısında olduk. Bundan sonra da demokrasiden, özgürlüklerden, halkların kardeşliğinden ve barıştan yana tavrımızı sürdürmeye devam edeceğiz.

Türkiye’deki 700 bini aşkın mühendis, mimar ve şehir plancısının örgütü TMMOB olarak nerede olursa olsun halkının iradesini ve demokrasiyi her şeyi üstünde tutuğumuzu ve bu mücadeleden vazgeçmeyeceğimizin bilinmesini istiyoruz.