• 24 Nisan’da Samandağ’dayız!

  • Suriye’de Katledilen Aleviler ve Kadınlar İçin Barış Zincirinde Buluşuyoruz

  • Sen de Dayanışmaya Bir Halka Ol!

Alevi kadınlar, Suriye’deki Alevilere yönelik katliamı ve kadınlara karşı uygulanan sistematik şiddeti protesto etmek amacıyla 24 Nisan Perşembe günü Hatay’ın Samandağ ilçesinde bir araya geliyor. Kadın örgütlerinin çağrısıyla düzenlenen etkinliğe, siyasi partiler ve kadın derneklerinin temsilcileri de destek veriyor. 119 kadın örgütü ve demokratik kitle örgütü tarafından imzalanan ortak açıklama, Suriye’de Alevilere ve Alevi kadınlara yönelik insanlık dışı saldırılara dikkat çekiyor.

“Barışa Giden Yol, Genel Af ve KHK’lıların Hukuki İadesinden Geçiyor” “Barışa Giden Yol, Genel Af ve KHK’lıların Hukuki İadesinden Geçiyor”

“Savaşın Gölgesinde Yok Sayılan Hayatlar, Susturulan Çığlıklar İçin Barışın Sesini Yükseltiyoruz”

Yapılan ortak açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Suriye’de Aleviler katlediliyor. Kadınlar kaçırılıyor, tecavüze uğruyor, öldürülüyor ve akıbetleri bilinmiyor. Ezidiler, Kürtler, Ermeniler, Süryaniler, Nusayriler… Bu toprakların tüm kadim halkları ve inançları yok edilmek isteniyor, dünya susuyor. Biz bu suskunluğu biliyoruz. Maraş’ta, Çorum'da, Sivas’ta, Dersim’de susanları da seyredenleri de unutmadık. Halepçe’den Şengal’e, Roboski’den bugüne kadar bu coğrafyada yaşatılan kıyımın tanıklarıyız. Emperyalist ülkelerin, bir yüzyıl daha Orta Doğu’yu yeniden şekillendirme planları; halkların katli, sürgünü ve kamplarda yaşatılması pahasına devam ediyor. Mezopotamya’yı ve Orta Doğu’yu kanla yeniden dizayn ediyorlar.”


“Kadın Bedenleri Savaş Alanı Olarak Görülüyor”

Açıklamada, savaş ve erkek egemen sistemin iç içe geçtiği koşullarda kadınların bedenlerinin militarist şiddetin hedefi haline geldiği vurgulandı:

“Egemen sistemin öznesi erkekler, savaşlarda kadınlara ve kız çocuklarına karşı her türlü cinsel saldırıyı hak ve meşru görüyor. Kadınlar, savaşta ve militarist ortamda tarafların işgal alanı olarak kabul ediliyor. Toplu cinsel saldırılara maruz kalıyor.”


“Bir Halk, Bir İnanç, Bir Kültür Hafızasıyla Birlikte Silinmek İsteniyor”

“Bosna-Hersekli kadınların, Ezidi kadınların, Arap Alevi kadınların, Kürt kadınların yaşadıkları; erkek egemen sistemin, militarizmle daha da güçlendirilmiş erkek ve devlet şiddetinin somut halidir. Suriye’de Alevi kadınlara yaşatılan, Alevi kimliğinin ve Alevilik inancının inkârı ile Alevilerin mal ve mülklerinin talan edilmesidir. Kurmak istedikleri Suriye’de, yetmiş iki millete aynı nazardan bakan; kadın özgürlükçü, eşitlikçi bir inanç olan Aleviliği de, buna inanan kadınları da istemiyorlar. Bunu, kadın düşmanı ideolojileri için bir tehlike olarak görüyorlar. Özgürlük yanlısı, seküler, bağımsız kadınları evlere kapatıp, erkeklerin kölesi yapacak bir gelecek kurmak istiyorlar.”


“Cihatçılar, ‘Katli Vacip’ Fetvalarıyla Alevi Soykırımını Sürdürdü”

Açıklamada Suriye’deki son siyasal gelişmelere de değinilerek, özellikle uluslararası aktörlerin sorumluluğu vurgulandı:

“2011’den bu yana Suriye halkları büyük bir savaşın mağduru. 8 Aralık 2024’te Baas rejimi, yerini DAEŞ’in ardılı cihatçı-selefi HTŞ’ye bıraktı. Bu selefi cihatçılar; ABD, Batılı ülkeler ve Türkiye’nin desteğiyle, kanlı elleri yıkanarak ve kravat takılarak iktidar koltuklarına oturtuldular. Tüm bunlar olurken, selefi cihatçılar Suriye’de 'katli vacip' fetvalarıyla Alevi soykırımını sürdürdü.”


“Prof. Dr. Rasha Al-Ali’nin Katledilmesi Vahşetin Boyutunu Gözler Önüne Serdi”

Kadınlara dönük saldırıların sembol örneklerinden biri de açıklamada şöyle paylaşıldı:

“Kadınlar kaçırılıyor. Akademisyen Raşha Al Ali’nin cesedi elleri kesilmiş halde bir ağaca asılı bulundu. Suriye’de Alevilere yönelik insanlık dışı vahşet, tüm dünyanın gözleri önünde sürdü, hâlâ da sürüyor. Alevilik inancına düşman olan HTŞ, Suriye’de Alevileri katlederek ve yurtlarından kovmaya çalışarak, topyekûn bir yok oluşu hedefliyor. Bir halk, bir inanç, bir kültür bütün hafızasıyla birlikte silinmek isteniyor.”


“Bu Sessizlik, Suç Ortaklığıdır!”

Kadınlar, 119 örgüt ile birlikte yaptıkları açıklamada uluslararası kamuoyunu ve Birleşmiş Milletler’i açıkça eleştirdi:

“Bugün Alevi kadınlar olarak burada haykırıyoruz: Dünya seyrediyor! Uluslararası kurumlar, insan hakları savunucuları ve Birleşmiş Milletler bu katliam karşısında sessiz kalmaya devam ediyor. Bu sessizlik, suça ortak olmaktır! Biz Alevi kadınlar, kadın yoldaşlarımızla birlikte buna izin vermeyeceğimizi bir kez daha sağır kulaklara duyurmak için buradayız. Cihatçı çetelerin saldırıları altında olan Alevi kadınların yanındayız. Başından beri bu saldırılara sessiz kalmadık, kalmayacağız.”


“Katledilen Canların Sesi Olmak İçin 24 Nisan’da Samandağ’dayız”

“Katledilen canların, susturulan feryatların, kaçırılan kadınların sesi olmak için 24 Nisan’da Samandağ’dayız. Hayatı çalınan tüm kadınlar için çok üzgünüz ama öfkemiz üzüntümüzden büyük. Dersim’in küllerinden, Maraş’ın acısından, Sivas’ın dumanından geçerek geldik. Haktan, adaletten, mazlumdan yana saf tutmaktan vazgeçmeyiz. Bugün Suriye’de yakılan ateş, yarın hepimizin evine düşebilir, bunun farkındayız. Bu nedenle; tüm kadınları, demokratik toplum mücadelesi verenleri, sol-sosyalistleri, insan hakları savunucularını ve tüm halkları Samandağ’da sesimize ses olmaya, mücadelemizde yer almaya çağırıyoruz.”


“Susmuyoruz, Unutmuyoruz, Affetmiyoruz!”

“Susmuyoruz, unutmuyoruz, affetmiyoruz. Buradayız, tüm kadın yoldaşlarımızla. Geleceği, barışı, özgürlüğü biz inşa edeceğiz. Yaşasın kadın dayanışması!”

Editör: Haber Merkezi