"12 Eylül faşist anayasası ile başlayan zorunlu din dersleri zulmü, AKP iktidarı döneminde de artarak devam etmiştir. Okullarımız "dindar ve kindar nesillerin" eğitimi merkezi haline getirilmeye çalışılmıştır."
Adana Alevi Platformu Heykelli Parkta yaptığı basın açıklamasında; "Laik bilimsel ilkelere dayanan bir eğitim sistemi istiyoruz" dedi.
Platform adına Cafer Poyraz tarafından okunan açıklamada şunlar ifade edildi;
Sevgili Canlar, kıymetli basın mensupları,
9 Eylül 2024 günü başlayan 2024-2025 Eğitim Öğretim yılının başlaması nedeniyle bu gün burada bir basın açıklamasını Adana Alevi Platformu olarak yapma Gereği duyduk.
22 yıllık AKP iktidarlarında eğitim sistemi bilerek ve istenerek siyasallaştırılmış, çocuklarımıza dayatılan zorunlu din dersleri sadece biz Aleviler için değil, ülkemizde yaşayan tüm halkların çocukları için bir gelecek tehlikesi oluşturmuştur, Bu bir zulümdür, bu bir dayatmadır, bu bir yok sayma politikasıdır.
AKP iktidarı döneminde durmadan bakan değiştirilmiş, her gelen bakan bir önceki sistemi eleştirmiş ve eğitim sistemi yerle bir edilmiştir.
Yeni dönemde bir eğitim programı olmaktan ziyade çağdışı bir eğitim manifestosu niteliğini taşıyan, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile dönem başlatılmıştır,
Okullarımızın tarikatlara ve zorunlu din eğitim sistemine çevrilmesine ve dönüştürülmesine, çocuklarımızın Geleceğini karanlık zihniyetlere terk edilmesine hep karşı çıktık çıkmaya devam edeceğiz.
Pirimiz Hacı Bektaşi Veli derki;
İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır.
Düşünce karanlığına ışık tutanlara ne mutlu.
Yeni eğitim-Öğretim döneminde eğitimin sorunları daha da büyümüş, yoksulluğa mahkum edilen çocuklarımız, boş beslenme çantaları ile beraber zorunlu din dersine mahkum edilmişlerdir.
2024-2025 eğitim öğretim döneminde halkı müşteri olarak gören piyasacı ve tarikatçı AKP, muhafazakar politikaları nedeniyle milyonlarca öğrenciyi bilimsel ve kurumsal eğitim sisteminden yoksun bırakmıştır.
22 yıllık AKP iktidarı tekçi, gerici, ırkçı, ayrımcı ve asimilasyoncu eğitim politikalarını yaygınlaştırıp derinleştirmiştir.
Öte yandan Öğretmenler açlığa ve yoksulluğa mahkum edilmiş, tüm eğitimciler yoksulluk sınırının altında ücretlerle çalışmaya mahkum edilmiştir. Öğretmenleri bu halde olan (ilkemizde nitelikli bir eğitimin olması mümkün değildir.
Nitelikli eğitime erişim hakkı hem devlet okullarında hemde özel okullarda toplumun sadece bir kesiminin ulaşabileceği bir ayrımcılığa dönüşmüş duruma getirilmiştir.
12 Eylül faşist anayasası ile başlayan zorunlu din dersleri zulmü, AKP iktidarı döneminde de artarak devam etmiştir. Okullarımız "dindar ve kindar nesillerin" eğitimi merkezi haline getirilmeye çalışılmıştır.
Çedes ve benzeri projelerle eğitim sistemimiz 3.dünya ülkeleri seviyesine çekilmiş, zengin ve varlıklı öğrencilere istediği okulda eğitim alma hakki sağlanırken, yoksul öğrenciler için beslenme, barınma ve giyinme çok büyük bir sorun olmaya devam etmiştir.
Tarikatların eğitim üzerindeki baskıları artmış, Milli Eğitim Bakanlığı bu tarikatlarla protokoller yaparak eğitimi fiilen onların kontrollerine bıraktığım açıkça belirtmiştir.
Bizler; eğitimin kurumsal bir hak olduğunu, özeleştirilerek paralı hale getirilmesinin eşitlik ve ayrımcılığı arttıracağını biliyoruz ve İtiraz ediyoruz.
Laik bilimsel ilkelere dayanan bir eğitim sistemi istiyoruz.
AKP iktidarı, eğitim politikalarını dindar ve kindar kadrolar yaratmak için ısrarla sürdürmeye devam ediyor. Bizde diyoruz ki; Akla, Bilime dayanmayan hiçbir sistem varlığını sürdüremez, eninde sonunda çökmek ve yok olmak zorundadır,
Gericiliğe karşı çağdaşlığı, dinciliğe karşı laikliği, karanlığa karşı aydınlığı savunmaya ve bu uğurda mücadele etmeye devam edeceğiz.
Onlar; günahları için dinin arkasına, suçları için bayrağın arkasına saklanmaya devam edebilirler.
Basın açıklamamıza katılan cümle canlara ve kıymetti basın mensuplarımıza teşekkür ederiz.
ADANA ALEVİ PLATFORMU