Adana Ekoloji Platformu, İHD Adana Şube binasında gerçekleştirdiği basın açıklamasıyla, TBMM Genel Kurulu’na gelmesi beklenen İklim Kanunu Teklifi’ne sert tepki gösterdi. Açıklamayı platform adına Yaşar Gökoğlu okudu.

"Halktan Uzak, Şirketlerin Çıkarına Bir Kanun!"

Adana Ekoloji Platformu, iktidar tarafından hazırlanan ve 26 Şubat 2025 tarihinde Çevre Komisyonu’ndan hızla geçirilen İklim Kanunu Teklifi'nin, doğayı ve toplumu değil, ticari kaygıları öncelediğini belirtti. Açıklamada, bu tür politikaların şirketlerin dereleri kurutmasına, tarım alanlarını yok etmesine, ormansızlaşmaya ve hava kirliliğine yol açtığı vurgulandı.

Platform, hazırlanan kanunun iklim krizini durdurmak yerine şirketlerin "suyu metalaştırdığı gibi havayı da alınıp satılır hale getirmeyi amaçladığını" iddia etti.

Whatsapp Image 2025 03 10 At 14.10.46 (2)

"Gerçek Bir İklim Kanunu İçin Taleplerimiz"

Adana Ekoloji Platformu, mevcut teklifin geri çekilmesini ve sivil toplum kuruluşları, bilim insanları ve halkın katılımıyla yeni bir kanun hazırlanmasını talep etti. Platformun kamuoyuyla paylaştığı talepler şu şekilde sıralandı:

 HALKIN İKLİM KANUNU İÇİN TALEPLERİMİZ

1- Ticaret Kanunu Değil, Doğa, Yaşam ve Toplum İçin İklim Kanunu Olmalıdır.

Öncelik sermayenin değil, doğanın ve toplumun ortak geleceği olmalıdır.

2- Kömürden ve Fosil Yakıtlardan Çıkış İçin Net Bir Plan Ortaya Konulmalıdır.

İklim krizine yol açan kömür ve diğer fosil yakıtlar, enerji denkleminden aşamalı ve planlı bir şekilde çıkarılmalıdır.

3- Emekçiler için Adil Bir Geçiş Planlamalıdır.

Fosil yakıtsız bir ekonomiye dönüşümün bedeli emekçi halkın sırtına yüklenmemeli, toplumun tüm kesimlerinin insan onuruna yaraşır bir geleceğe sahip olması garanti altına alınmalıdır.

4- İklim Adaleti Perspektifiyle Tasarlanmalıdır.

Eşitsizliği besleyen kapitalist ekonomi-politik rejimin neden olduğu iklim krizine bağlı hak kayıpları adalet düzlemi içerisinde giderilmelidir.

5- Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini Sağlamalıdır.

İklim krizi risklerine eşit maruz kalınmadığı hesaba katılmalı, toplumsal cinsiyet eşitliği yaklaşımı benimsenmelidir.

6- Halk Sağlığını Güvence Altına Almalıdır.

Tüm doğa, canlılar ve toplum için sağlıklı yaşam hakkını güvence altına alacak düzenlemeler yapılmalıdır.

Dr. Müzeyyen Şevkin, Türkiye’nin ilk ‘İklim Kanunu Teklifi’nin doğayla uyumlu ve kapsayıcı olmadığını vurguladı Dr. Müzeyyen Şevkin, Türkiye’nin ilk ‘İklim Kanunu Teklifi’nin doğayla uyumlu ve kapsayıcı olmadığını vurguladı

7- Üst Ölçekli Ekosistem Planlaması Yapmalıdır.

 Ekosistemler plansız ve kâr odaklı madencilik, enerji, sanayi, endüstriyel tarım ve hayvancılık projeleri ve yapılaşma baskısından kurtarılmalı; ormanlar, sulak alanlar, denizler ve kıyılar rant ve talana karşı korunmalıdır.

8- İklim Değişikliğine Uyum Politikaları Geliştirmelidir.

İklim afetlerine dirençli kentler ve kırsal yerleşimler yaratılmalı, afet eylem planları, gıda ve su politikaları iklim krizi gerçekliği dikkate alınarak hazırlanmalıdır.

9- Halkın Katılımı Sağlanmalı ve Hesap Verebilir Olmalıdır.

İklim Kanununun halkın nezdinde meşruluğunun sağlanabilmesi için tüm politika yapım süreçleri katılımcılığa ve hesap verebilirliğe açık olmalıdır.

10- İklim Suçlarına Karşı Denetim ve Yaptırım İçermelidir.

Kamu idaresinin yanı sıra, kamu yararına çalışan meslek örgütlerinin de katılımıyla şeffaf ve hesap verebilir bir denetim mekanizması oluşturulmalıdır.

Platform, TBMM'de görüşülecek kanunun halkın, doğanın ve gelecek nesillerin çıkarlarını koruyacak şekilde yeniden yazılması gerektiğini vurgulayarak, "Gerçek bir iklim kanunu için mücadelemiz sürecek" mesajını verdi.

Editör: Haber Merkezi