"Adana Emek ve Demokrasi Güçleri olarak bu tabloyu yaratanlara karşı tüm emekçileri iş cinayetlerini normalleştiren sömürü düzenine karşı insanca çalışma ve yaşamı savunmaya; iş cinayetlerinin sorumlularından hesap sormak için örgütlü mücadeleye çağırıyoruz."

ADANA EMEK VE DEMOKRASİ GÜÇLERİ, "DÜN SOMA, ERMENEK, BUGÜN BARTIN; KAZA DEĞİL,  CİNAYET SORUMLUSU İKTİDAR" BAŞLIKLI BASIN AÇIKLAMASINI İNÖNÜ PARKINDA GERÇEKLEŞTİRDİ.

Kitlesel olarak katılımın yüksek olduğu eylemde katılımcı kurumlar adına basın açıklamasını Av. Sevil Aracı Bek okudu.

Aracı; "Bartın’ın Amasra maden ocağında meydana gelen grizu patlaması sonucunda 41 işçi hayatını kaybetti. Öncelikle hayatını kaybeden madenci kardeşlerimizin ailelerine ve yakınlarına başsağlığı, yaralılara acil şifa diliyoruz. Acımız da öfkemiz de büyük" dedi.

Av. Sevil Aracı Bek konuşmasına şu şekilde devam etti;

Ne yazık ki ülkemizde kaza sınırlarını çoktan aşarak seri iş cinayetlerine dönüşen bir tablo ile karşı karşıyayız. Her yıl ortalama iki bin canımız göz göre göre kapı aralanan iş cinayetleri ile aramızdan koparılmaktadır. Kaza değil, cinayet diyoruz. Çünkü çalışma yaşamı işverenlerin kar hırsı adına özelleştirme, taşeronlaştırma, sendikasızlaştırma, kayıt dışı, güvencesiz, esnek çalıştırma, kuralsızlaştırma gibi emek düşmanı politikalarla bir bataklığa dönüştürülmüştür. Bu katliamın sorumlusu; maden ocaklarını denetlemeyen, işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini hiçe sayan, patronların çarkı dönsün diye yerin altını üstünü işçilere mezar eden rejimin ta kendisidir!

Tıpkı Soma’da, Ermenek’te olduğu gibi bu patlama da bir kaza değil; göz göre göre gelen bir iş cinayetidir. Zorlu bir işkolu olan madencilik alanında devletin bu zorluğa uygun olarak emekçilerin yaşam hakkını garanti altına alacak şekilde denetimler yapması ve ihmalleri sıfıra indirecek şekilde önlemlerin alınmasını zorunlu kılması gerekmektedir. Önlem almayanlar ise devlet tarafından gerekli işlemler yapılarak ağır cezalara tabi tutulmalıdır. İşçiler ölmeden önce önlem alınmayan ve işçilerin hayatını önceliğine almayan bir madenin, çalıştırılması kanunlara aykırıdır. Önemli olan kazalardan sonra işçilere başsağlığı dilemek şans eseri hayatta kalanlara geçmiş olsun dilemek değil; işçileri koruyarak bu gibi durumlara sebebiyet vermemektir. İş cinayetlerinin tamamı gerekli önlemler alındığında önlenebilir, bu bilinen gerçeğe uygun olarak hareket etmek devletin ve iktidarın görevidir.

WhatsApp Image 2022-10-16 at 13.32.36 (1)

Bugün ise iktidarın elinde bulundurduğu devlet aygıtı ise işçilerin hayatını koruyacak önlemlerin hiçbirini almayarak iş cinayetlerine zemin hazırlamaktadır. AKP Hükumeti döneminde ülkede 30 bine yakın işçi, emekçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti, iktidarın emekçileri karşı karşıya bıraktığı ihmaller her geçen gün yeni trajedilere yol açıyor.

Maden katliamını kadere, fıtrata bağlaması beklenen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan yine şaşırtmadı, "Biz kader planına inanmış insanlarız. Bunlar her zaman olacaktır, bunu da bilmemiz lazım" dedi. Yaşanan cinayetleri “fıtrat”, “kader” gibi tanımlara sıkıştırarak suçunu örtbas etmek isteyen iktidar, bu patlamanın ve ülkede yaşanan iş cinayetlerinin başlıca sorumlusudur. Şirketlerin karı için her türlü üretim iznini veren iktidar, konu emekçilerin canları olunca sadece uzaktan olanları izlemektedir. Bartın Amasra’da yaşanan patlama bunun en son ve trajik örneğidir.

WhatsApp Image 2022-10-16 at 13.27.04

DÜN SOMA, ERMENEK, BUGÜN BARTIN; KAZA DEĞİL, CİNAYET SORUMLUSU İKTİDAR

Patlamanın yaşandığı madene dair ortaya çıkan Sayıştay raporları kazanın yine göz göre göre meydana geldiğini kanıtlıyor. 2019 yılında tam da kazanın yaşandığı -300 kotunda grizu patlamasının riskinin arttığını, işçi sayısının tehlike doğuracak şekilde azaltıldığını ortaya koyan rapor, bu madende yaşanabilecek olası kazalara karşı tehlikenin boyutunu ortaya koymuştu. Daha önce yaşanan tüm iş cinayetlerinde olduğu gibi riskler ortadayken daha fazla kar elde etmek için üretimin devam ettiği bu tablonun sonucunda onlarca emekçi hayatını kaybetti, onlarca emekçi hayati tehlike atlattı. Daha az işçi ile daha çok kömür çıkartmak için sürekli üretimin artırıldığı maden ocağında gerekli önlemlerin çoğu ise alınmadı. Olası kazalarda can kaybını önlemek için gerekli olan yaşam odaları, solunum destekleyici aletlerin yetersizliği yaşanan cinayetin sebeplerini de ortaya koyuyor. Bu iş cinayetlerinin artarak devam etmesinin tek sorumlusu madenleri denetlemeyen ve ihmalleri ödüllendirerek şirketleri koruyan AKP iktidarıdır.

WhatsApp Image 2022-10-16 at 13.27.06

İKTİDARIN ÖRNEK GÖSTERDİĞİ MADEN!

 Soma’da 301, Ermenek’te 18 madencinin canına kastedenlere ceza yerine ödül vererek beraat ettiren iktidar, bu iş cinayetinin yaşandığı maden için de övgüler sıralamıştı. Eylül ayında Enerji Bakanı Fatih Dönmez’in ziyaret ederek alınan tedbirleri örnek olarak gösterdiği maden ocağında yaşanan iş cinayeti, AKP Hükümeti’nin iş güvenliğine dair alınan önlemler açısından ne noktada olduğunu göstermiştir. “Sizin canınızın güvenliği biz şu tesisin tamamına değişmeyiz” diyen Enerji Bakanı’nın örnek gösterdiği maden 41 işçiye mezar oldu. İşte AKP’nin işçilere reva gördüğü işçi sağlığı ve iş güvenliği bu. İşçilerin canını korumayan iktidarın bakanları ve bürokratları kaza yaşandığı anda bölgeye gidip boy gösteriyorlar, işçilerin hayatlarını önemsediklerini kanıtlamaya çalışıyorlar. Fakat tablo ortada; işçileri, emekçileri ölüme götüren yolda kılını kıpırdatmayan Cumhurbaşkanı ve bakanları işçileri düşünüyor olamazlar. Onların düşündüğü tek şey üretimin âmâsız fakatsız sürmesi ve karı üzerine kar elde edilmesine ön ayak olmaktır.

WhatsApp Image 2022-10-16 at 13.27.00

 Adana Emek ve Demokrasi Güçleri olarak bu tabloyu yaratanlara karşı tüm emekçileri iş cinayetlerini normalleştiren sömürü düzenine karşı insanca çalışma ve yaşamı savunmaya; iş cinayetlerinin sorumlularından hesap sormak için örgütlü mücadeleye çağırıyoruz.

Adana Emek ve Demokrasi Güçleri

Editör: Haber Merkezi