"Orman yangınları, orman katliamları durdurulsun. Suyumuza, doğamıza, ormanımıza dokunulmasın."

Adana Emek ve Özgürlük İttifakı Bileşenleri İnönü Parkında Gerçekleştirildikleri Basın Açıklamasında; "Ormanlar Bizim Nefesimiz, Suyumuz, Yuvamızdır" denildi.

Ekran görüntüsü 2023-08-04 002529

Konuyla ilgi basın açıklamasını Emek ve Özgürlük İttifakı adına EMEP Adana İl Başkanı Sevil Aracı Bek okudu.

Tülay Hatimoğulları'da etkinlikte ki konuşmasında; "Akbelen’de ağacına sahip çıkan kadınlar, Cudi’de yanan/cayır cayır yakılan ormanlar ve Dikmece’de istimlak edilmek istenen arazi, zeytinlikler ülkenin ciğeridir canıdır" dedi.

Katılımcılar adına Aracı konuşmasına şu şekilde devam etti;

Bitmek bilmez şekilde zam yağmuru sürüyor. İşçi, emekli, çiftçi perişan oldu, esnaf ve sanatkarlarımız siftahsız dükkan kapatıyor, açlık ve sefalet içinde yurttaşlarımız çile çekiyor, işsizlik rekorlarla büyüyor. Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG), temmuzda aylık enflasyonu yüzde 13.18, yıllık enflasyonu ise yüzde 122.88 olarak açıkladı. İktidarın algı aparatı gibi çalışan TÜİK ise gerçekleri ters yüz edip aylık enflasyonu 9.49, yıllık enflasyonu 47.83 olarak duyurdu. Enflasyon sadece rakam değildir halkın ekmeğidir. TÜİK’in enflasyonu hatalı ölçülmesi milyonlarca emekçinin hakkının gasbedilmesine neden olmaktadır

Seçimlerin ardından başta temel ihtiyaç maddeleri olmak üzere birçok ürüne yüzde yüzün üzerinde zam geldi. Son yılların en yüksek akaryakıt ve doğalgaz zamları oldu. Vergilerde tarihin en yüksek artışı yaşandı. Bu zamlar başta gıda olmak üzere hayatın her alanında yeni zamları beraberinde getiriyor. Adana’da kısa süre önce ulaşım 14 TL oldu bugün ulaşıma yine zam geldi ve bir kişinin ulaşım ücreti 20 lira oldu. Bir işçi, emekçi sadece günde 2 defa dolmuşa, minibüse binse ayda bin 200 lira yol masrafı yapacak.

Adana'da kısa süre önce ekmeğe yüzde 50 oranında zam yapıldı, 5 TL olan ekmek 7,5 TL’ye çıktı. Temel tüketim mallarına yapılan zamlar, KDV artışları, MTV gibi katlamalı vergi salmaları ve peşinden gelen bu devasa akaryakıt zammı halkın yoksulluğunu çok daha derinleştirdi. Her geçen gün daha da fakirleşiyoruz.

Asgari ücrete ve memur maaşlarına yapılan zamlar ve emekliye yapılmayan zamlar daha cebimize girmeden pul oldu. Alım gücü iktidarın son zamları karşısında eridi, gitti.

İğneden ipliğe her şeye zam geliyor. Çünkü Erdoğan ve hükümeti böyle buyurdu! Sarayın günlük harcamalarına “itibardan tasarruf olmaz” diyen iktidar; bu ülkenin vatandaşlarının sırtındaki vergi yükünü arttırdıkça artırıyor. Türkiye, OECD ülkeleri içinde tüketim vergilerinin en yüksek olduğu 4. Ülke. Tüketimin yüzde 40’ını vergiler oluşturuyor.

AKP Genel Başkanının bir imzasıyla; süt, ekmek, peynir, zeytin, şampuan, sabun, deterjan, dezenfektan, ıslak mendil, tuvalet kağıdı, kağıt havlu, kağıt mendil ve peçete için Katma Değer Vergisi yüzde 8’den yüzde 20’ye, cep telefonlarından alınan harç 6 bin 91 TL'den 20 bin TL’ye çıkarıldı. Noter, pasaport ve vize harçları ise %50 arttırıldı. Tüketici kredilerinde BSMV yüzde 10'dan yüzde 15’e çıkarıldı. Ek motorlu taşıt vergisi uygulaması ile Motorlu Taşıtlar Vergisi bu yıl iki defa ödenecek.

Buna karşın asgari ücretliye yüzde 34, memura yüzde 17,55 zam yapıldı. Milyonlarca emekliye ise zam yapılmadı. Emekli maaşı 7 bin 500 lirada kaldı. Emekliler açlık sınırının çok altına ücretle yaşam mücadelesi veriyor.

Devletin en büyük gelir kaynağı; emekçilerin ödediği dolaylı vergilerden; KDV’den oluşuyor. Yani; Bodrum Limanına bağlı yatında elinde soğuk içeceği ile güneşlenen patron ile tıklım tıkış belediye otobüsünde, metroda giden emekçi aynı oranda KDV ödüyor. Patronların elde ettikleri kardan devlete vergi vermesine gelince akan sular duruyor; patronlara vergi afları ile yetinilmiyor birde teşvik üstüne teşvik veriliyor.

Ormanlar bizim nefesimiz, suyumuz, yuvamızdır

Bir taraftan zamlar gelirken diğer taraftan ormanlarımız, ağaçlarımız, nefesimiz patronların kârları için kurban ediliyor. Muğla Akbelen’de, Şırnak Silopi'de, Cudi Dağı'nda, Hatay Dikmece’de süren orman katliamı ve orman yangınları derhal durdurulmalıdır. Cudi’de orman yanıyor, Akbelen’de orman katlediliyor. Türkiye'nin ormansızlaştırılmasına izin vermeyeceğiz.

Yaşam alanına, toprağına, ormanına sahip çıkan köylüler ve onlarla dayanışmaya gelen kim varsa polisin jandarmanın şiddetine uğruyor, yerlerde sürükleniyor ve gözaltına alınıyor. Arkasına hükümetin desteğini alan beşli çete üyesi bir sermeye grubuna karşı bölge halkı iki yıldır orman içinde kurduğu çadırlarda mücadele veriyor.

Akbelen ormanlarının yağması, Dikmece de tarım arazilerinin kamulaştırılması, Kürt illerinde ormanların yakılması AKP iktidarının yıllardır sürdürdüğü politikaların devamıdır.

Yandaş sermaye gruplarına dereleri, ormanları, tarlaları, zeytinlikleri karşılıksız ikram eden ve buralarda santral, maden ocağı, konut vb. kâr ve rant getiren işletme ve yapılar kuran bu sermaye grupları, buralarda yerleşik sakinleri kendi yurtlarından sürmüş, ağaçlar kesilmiş, yakılmış, doğal çevre bozulmuştur.

Tek amaçları var: şirketlere kâr ettirebilmek, 3 parça kömürü çıkartıp Limak ve İçtaş Holdingleri daha fazla semirtebilmek. Bu uygulamalar Dünya iklim krizini artırmaktan başka işe yaramıyor, sadece ormanlar yok edilmiyor geleceğimiz de yok ediliyor. Akbelen’de olan budur. Kâr hırsı doyurulamayan bir şirket daha zenginleşsin diye köylüler bölgede yaşayamaz hale getiriliyor. Yöre halkı yıllardır suyu, toprağı, havayı kirleten, ormanlık alanları yutan bu sermaye gruplarına karşı başta zeytinlik ve ormanlık alanlar olmak üzere tarım ve yaşam alanlarını korumak üzere mücadele vermektedir.

Cûdî'de yangını söndürmek isteyenlere engel olanlar ile Akbelen'de ormanın talan edilmesi karşısında direnenlere saldıranlar aynı güçlerdir. Cûdî ve Lice'de orman yangınlarının söndürülmemesini, Akbelen'de ise ormanın ranta açılarak ağaçların kesilmesini kınıyoruz.  Ranta, savaşa ve şiddete meşruiyet kazandırmak için doğayı yok ediyorlar. Hak diyen, adalet, diyen, barış, doğa, kardeşlik diyen Akbelen’de de Cudi’de de düşman kategorisine alınıyor. Hedef gösteriliyor. Cudi halkı ile Akbelen halkının sesinin birleşmesi gerek. Cudi ile Akbelen’de ormanı katledenlere karşı tüm Türkiye’de ortak sese, ortak mücadeleye ihtiyaç var.

Ekran görüntüsü 2023-08-04 002626

Halkın bu direnişi; ülkenin ağacına, toprağına, suyuna, demokrasisine, özgürlüğüne bağlanma eylemidir. Suyuna, toprağına, ormanına ve geleceğine sahip çıkan İkizköylüler’in, Dikmece ve Silopi, Hakkari halkının yanındayız.

Halkımız bu yükü taşımak zorunda değildir. Doğanın katledilmesine, emeğimizin sömürülmesine son verebiliriz. Zamların durmasını, ağaçların katledilmesini durdurabiliriz.

Emek ve Özgürlük ittifakını oluşturan partiler olarak diyoruz ki; Erdoğan’ın imzaladığı yoksulluk fermanı iptal edilsin; zamlar geri çekilsin! Tüm dolaylı vergiler kaldırılsın, özel ve tüzel kişilerden artan oranlı gelir ve servet vergisi alınsın. Emekli aylıkları ve bütün çalışanların ücretleri insanca yaşanacak düzeye, yoksulluk sınırının üstüne çıkarılsın. Orman yangınları, orman katliamları durdurulsun. Suyumuza, doğamıza, ormanımıza dokunulmasın. Halkımızı; kâr ve rant uğruna tarım ve ormanlık alanları sermayenin talan ve tahribatına açan AKP iktidarına karşı birleşmeye ve mücadele etmeye çağırıyoruz.

EMEK VE ÖZGÜRLK İTTİFAKI-ADANA

Editör: Haber Merkezi