"HTŞ’nin hâkim olduğu Suriye’de aylardır devam eden taciz, tecavüz, hakaret, küfür ve işkence yanında, binlerce masum akrabamız, insanlık dışı yöntemlerle infaz edildi. Yüz binlercesi yaşadıkları yerlerden tehcir edilip ev ve mülklerine el konuldu, yüz binlercesi de iş ve memurluktan atılarak maaş, emeklilik, şehit ve maluliyet haklarından mahrum edildi."
Adana – Alevi Sivil İnisiyatifi, Seyhan Belediyesi Yaşar Kemal Kültür Merkezi önünde bir basın açıklaması düzenleyerek, Suriye’de Alevi toplumu başta olmak üzere farklı inanç gruplarına yönelik baskı, zulüm ve insan hakları ihlallerine dikkat çekti. Açıklamaya Adana Alevi Platformu, Alevi Bektaşı Federasyonu, Adana-İskenderun-Samandağ-Karataş AKAD, EHDAV Vakfı, Klikya Nehir Derneği, AKYED, KAYDER, KASDA, ASDA Vakfı, Hacı Bektaşi Veli Anadolu Kültür Vakfı, Karşıyaka Dernekler Federasyonu, KESK, DİSK, Ehlibeyt Kültür ve Dayanışma Vakfı (EHDAV) Genel Başkanı Ali Yeral, Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Genel Başkanı Mustafa Aslan, CHP İl Başkanı Anıl Tanburoğlu, CHP Adana Milletvekilleri Müzeyyen Şevkin, Orhan Sümer ve Ayhan Barut, DEM Parti, Emek Partisi ve çok sayıda kişi katıldı.
Suriye’deki Zulme Karşı Çağrı
Basın açıklamasını okuyan Gültekin Cavlak, Suriye’de özellikle Alevi toplumunun maruz kaldığı baskı, işkence ve tehcirin son bulması gerektiğini belirtti. Açıklamada, Suriye’de Emevi-Selefi ideolojisi dışındaki kesimlere yönelik saldırıların arttığına vurgu yapıldı. Özellikle Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) gibi cihatçı grupların bölgede hâkimiyet kurarak, Alevi, Şii ve diğer inanç topluluklarına yönelik insan hakları ihlallerini sistematik hale getirdiği ifade edildi.
Alevi Sivil İnisiyatifi, Türkiye hükümetine ve uluslararası kuruluşlara çağrıda bulunarak, mağdur edilen topluluklar için somut adımlar atılmasını talep etti. Açıklamada, Suriye’de farklı inanç gruplarının can ve mal güvenliğinin sağlanması, mezhep ayrımcılığının son bulması ve insani yardımların artırılması gerektiği vurgulandı.
ABF Genel Başkanı Mustafa Aslan: 'Suriye’de Kardeşçe Yaşamı Savunuyoruz'
Açıklamaya katılan Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Genel Başkanı Mustafa Aslan, emperyalist güçlerin Suriye’yi bölerek halkları birbirine düşman ettiğini belirterek, “Bizim Suriye topraklarında gözümüz yok. Bizim tek isteğimiz, tüm halkların ve inançların kardeşçe bir arada yaşamasıdır” dedi. Aslan, AKP hükümetine seslenerek, Türkiye’nin Suriye’deki insan hakları ihlallerine karşı somut adımlar atması gerektiğini ifade etti.
CHP Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin: 'Suriye’de Yaşanan Zulme Sessiz Kalmayacağız'
CHP Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin de açıklamada söz alarak, sınırın ötesinde zulüm gören Alevi toplumunun haklarının korunması için Türkiye’nin daha aktif bir tutum sergilemesi gerektiğini belirtti. Şevkin, “Mecliste İçişleri ve Dışişleri Bakanları ile yaptığımız görüşmelerde bu zulmü dile getirdik. Oradaki insanlarımızın güvenliği sağlanmalı ve insani yardımlar için lojistik koridor açılmalıdır” dedi.
Yetkililere Tarihsel Sorumluluk Hatırlatıldı
Alevi Sivil İnisiyatifi’nin açıklamasında, Türkiye’nin yetkili organlarının konuyla ilgili sorumluluk alması gerektiği vurgulandı. Talepler arasında şunlar öne çıktı:
-
Suriye’deki Alevi ve diğer mağdur inanç gruplarının can, mal ve inanç özgürlüğünün güvence altına alınması,
-
Suriye’nin bölünmemesi ve demokratik bir yönetimle bütünlüğünü koruması,
-
Mezhepçi ve ayrımcı propagandanın camilerde, yazılı ve görsel basında sonlandırılması,
-
Türbe ve kutsal mekânlara yönelik saldırıların durdurulması,
-
Haksız yere tutuklanan Suriyeli Alevi ve Şii askerlerin serbest bırakılması,
-
Türkiye’ye sığınmak isteyen kadın, çocuk, hasta ve din adamları için Yayladağı sınır kapısının açılması,
-
İşsiz kalan, maaşları kesilen ve mağduriyet yaşayan Suriyeli Alevilere yönelik insani yardım kampanyalarının düzenlenmesi.
Açıklamanın sonunda yetkililere, demokrasi ve insan hakları çerçevesinde bu taleplerin karşılanmasının zorunlu olduğu hatırlatıldı. Basın açıklaması, "Faşizme Karşı Omuz Omuza!", "Katliama Karşı Omuz Omuza!" sloganlarıyla sona erdi.
Adana Alevi Kültürünü Araştırma Derneği Başkanı Gültekin Cavlak tarafından okunan basın açıklaması şu şekilde:
Suriye’deki Önceki Yönetimin düşmesinden sonra, başta oradaki Alevi akrabalarımız olmak üzere, Emevi -Selefi ideolojisi dışındaki kesimlere uygulanan baskı, zulüm, intikam ve katliamların devam etmesi bizleri günden güne büyük kaygılara sevk etmiştir.
Suriye’de 8 Aralık’tan beri özellikle Alevi canlarımızın kesintisiz bir şekilde sürdürülen darp, hakaret, küfür, işkence vb. insanlık dışı muamelelerin sesli, görüntülü ve fotoğraflı belgeleri digital ve görsel medyada kol gezmektedir.
Böyle devam etmesi durumunda, orada çıkarılacak bir mezhep savaşı fitnesinin sadece Siyonistlerle Emperyalistlere yarayacağını ve yerinde kalmayarak tüm coğrafyayı etkisi altına alması en büyük kaygımızdır.
HTŞ’nin hâkim olduğu Suriye’de aylardır devam eden taciz, tecavüz, hakaret, küfür ve işkence yanında, binlerce masum akrabamız, insanlık dışı yöntemlerle infaz edildi. Yüz binlercesi yaşadıkları yerlerden tehcir edilip ev ve mülklerine el konuldu, yüz binlercesi de iş ve memurluktan atılarak maaş, emeklilik, şehit ve maluliyet haklarından mahrum edildi.
Tüm bu insanlık dışı zulümlerin bir an önce bitmesi için sürecin bizati içinde olan hükümetimizin yetkili organları ile defalarca iletişim kuruldu gerekli bilgi ve belgeler aktarıldı.
Özellikle doğu akdeniz bölgesinde yaşayan biz arap alevi camiasının mevcut durumdan dolayı yaşadığı huzursuzluğu görevde bulunan yetkili tüm siyasilerin anlamasını ve ivedi olarak Suriye’de bulunan ve tüm coğrafyayı tehdit eden baskı, zulüm ve katliamların son bulması için somut girişimlerin yapılmasını istiyoruz.
1. Her şeyden önce, Suriye’deki Alevi akrabalarımızı ve süreçten müzdarip inanç ve etnik grupların can, namus, mal ve inanç özgürlüğünün acilen güvence altına alınması.
2. Mezhep, ırk ve ideolojilere göre bölünmüş küçücük bölgeler şeklinde değil de vatan bütünlüğünü korumuş tam bir Suriye Devletinin kurulması.
3. Suriye’deki tüm farklı din, mezhep ve ırkların nüfusları oranınca temsil edileceği bir hükümetin, en yakın bir zamanda demokratik ve şeffaf bir seçimle başa gelmesi.
4. İslami vahşeti baltalayan, Emevî / Selefi görüşünde olmayan başta Alevi akrabalarımız olmak üzere, her kesimi dışlayan mezhepçi ve kafatasçı tüm söylemlerin yazılı - sözlü ortamlar ile Cuma minberlerinden acilen kaldırılması ayrıca türbe ve kutsal mekanların zarar verilmesinden vazgeçilmesi.
5. Kan akmasın diye hiçbir direnç göstermeyen ve silahlarıyla beraber teslim olan, on binlerce masum Suriyeli Alevi / Şii askerlerinin hapis ve işkencelerine son verilip serbest bırakılmaları.
6. Yokluk, ölüm ve katliamdan kaçıp Türkiye’deki akrabalarının yanına gelmek isteyen kadın, çocuk, hasta, din adamı ve ihtiyarlar için Yayladağı sınır kapısının açılması ve güvenli bir koridorun oluşturulması.
7. İş ile memuriyetten atılıp maaşları kesilen ve ölüm korkusundan dışarı çıkıp çalışamayan milyonlarca Alevi akrabamızın, açlık ve yokluk ihtiyaçlarını giderecek ayni ve nakdi yardım kampanyası düzenlememiz için gerekli kolaylığın sağlanmasın İSTİYORUZ.
Yukarıda belirtilen taleplerin yerine getirilmesi konusunda bugüne kadar çabalarımızı tüm yetkili organlar bilmekte ve demokrasi insan hak ve özgürlükleri bağlamında üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmeleri tarihsel bir sorumluluk olduğunu buradan dile getiriyoruz.