AYM’den Kritik Kanunilik Kararı: “Suçta ve Cezada Kanunilik” İlkesi İhlal Edildi
TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ’NDEN ÖNEMLİ KARAR
Şenol Tataroğlu Başvurusu (Başvuru No: 2019/5316)
Karar Tarihi: 27 Kasım 2024
Anayasa Mahkemesi (AYM), Şenol Tataroğlu’nun başvurusunda önemli bir karara imza attı. AYM, Bank Asya hesabının bulunması, iltisaklı kurumlarda çalışma, dernek üyeliği, protesto gösterilerine katılma ve gazete aboneliği gibi iddialarla verilen mahkumiyet kararını, “Suçta ve Cezada Kanunilik” ilkesinin ihlali olarak değerlendirdi.
Mahkemeden Gerekçeli Karar:
Kararda, ilk derece mahkemesinin; Bank Asya hesap hareketleri, FETÖ/PDY ile iltisaklı okul ve yurtlarda çalışma, iltisaklı dernek üyeliği ve Zaman gazetesi aboneliği gibi fiilleri bir bütün olarak değerlendirerek Şenol Tataroğlu’nun bir terör örgütüne üye olma bilinciyle hareket ettiğini ortaya koymakta başarısız olduğu belirtildi.
Mahkeme, bu fiillerin suç oluşturan veya örgütsel faaliyetler bağlamında gerçekleştirildiğine dair ilgili ve yeterli gerekçeler sunulmadığına vurgu yaparak, başvurucunun cezai sorumluluk altına sokulmasının hukuki açıdan makul olarak öngörülemez olduğunu ifade etti.
Anayasa’nın 38. Maddesi Vurgusu:
Anayasa Mahkemesi, kararında şu ifadeye yer verdi:
“Başvurucunun terör örgütü üyeleği suçundan mahkum edilmesi, anılan suçun başvurucunun aleyhine öngörülemez biçimde genişletici bir yoruma tabi tutulması ile mümkün olmuştur. Ortaya çıkan bu sonuç, Anayasa’nın 38. maddesinin birinci fıkrası ile bağdaşmamaktadır.”
Yeniden Yargılama Kararı ve Manevi Tazminat Talebi:
Mahkeme, ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasının yeterli giderim sağlayacağına karar verdi. Bu nedenle Şenol Tataroğlu’nun manevi tazminat talebi ise reddedildi.
Karar Sonucu:
-
Suçta ve Cezada Kanunilik İlkesinin İhlali: Kabul Edildi (Oyçokluğuyla)
-
Diğer İhlal İddiaları: Kabul Edilemez (Oybirliğiyle)
Anayasa Mahkemesi’nin bu kararı, hukuk sisteminde suçun tanımlanması ve cezalandırma kriterlerine ilişkin önemli bir emsal niteliği taşıyor. Karar, bireysel hak ve özgürlüklerin korunmasında hukuki belirliliğin gerekliliğini bir kez daha hatırlatıyor.