CHP Antalya Milletvekili Aliye Coşar, siyasi yargılamaların ortaya çıkardığı fiili anayasasızlık halinin ve sonuçlarının araştırılması hakkındaki meclis araştırma önergesi üzerine TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, yargının siyasallaşmasının ve yargı üzerindeki siyasi baskının yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığına gölge düşürdüğünü belirtti. Bağlayıcılığı olan Anayasa Mahkemesi kararlarının yok sayıldığını vurgulayan CHP’li Coşar, konuşmasında şunları ifade etti;
TEK ADAM REJİMİ İLE YARGI SİYASALLAŞMIŞTIR
“Ülkemizde maalesef yargı siyasallaşmıştır. Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı yoktur.
2017 Referandumu ile gelen tek adam rejimiyle yargı siyasi iktidarın kontrolüne girmiştir.
Tek adam rejiminde, ülkemizde Anayasa Mahkemesi kararları yok sayılmaktadır.
Bunun en son örneği Can Atalay davasıdır.
Anayasa Mahkemesi Can Atalay için 25 Ekim 2023 tarihinde 9'a karşı 5 oyla hak ihlali olduğu kanaatine hükmetti. Anayasa Mahkemesi yine ikinci kez 21 Aralık 2023 tarihinde de hak ihlali olduğu kararı vermiştir. Can Atalay'ın seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı ile kişi hürriyeti ve güvenliğinin ihlal edildiğine karar verildi. Ancak Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Anayasa Mahkemesi’nin Can Atalay’la ilgili ihlal kararlarının uygulanmaması yönünde karar aldı. Anayasa Mahkemesi kararlarını yok saymakla kalmayan Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Anayasa Mahkemesi Üyelerinin yargılanmasını dahi talep etti.”
ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARINI UYGULAMAMAK
HUKUKA DARBEDİR
“Anayasa Mahkemesi'nin kararları kesindir. Anayasa Mahkemesi kararları yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.
Bu yaşananlar hukuka darbedir.
Her defa millet iradesinden bahseden AKP, o gün bir kez daha milli iradeyi gasp etti. Hatay halkının oyları ile seçilen Can Atalay hala tutsaktır.
Can Atalay kararı ne ilk ne de son hukuk tanımazlıktır.
Anayasa Mahkemesinin, Enis Berberoğlu hakkında verdiği hak ihlali kararını İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi de tanımamıştı. Hukuku yok saymak AKP iktidarında bir alışkanlığa dönüştü.
Yine yargı reformu olarak getirilen 9. Yargı Paketinde birçok kanun teklifi Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarına rağmen aynı şekilde düzenlenmiştir. Bunlar: Kadının soyadı, ormanlarımızı ilgilendiren düzenleme, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, kamulaştırmasız el atmadır.”
BİR AKP ALIŞKANLIĞI: ANAYASA VE HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNÜ YOK SAYMAK
“Anayasa’yı ve Anayasa Mahkemesi kararlarını yok saymayı alışkanlık haline getiren AKP iktidarında yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı üzerinde siyasal baskı artmıştır.
Yargının siyasallaşmasının bir örneği de Gezi Davasıdır.
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi, Gezi Parkı eylemleri hakkında aralarında Osman Kavala'nın da bulunduğu 9 sanık hakkında beraat kararı vermişti. Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi tarafından beraat kararı veren mahkeme heyeti hakkında soruşturma kararı verildi.
Hukuk devletinin olmazsa olmaz koşulu yargı bağımsızlığıdır. Türkiye’de hukukun üstünlüğü ve yargıya güven her geçen gün geriye gitmektedir. Getirilen yargı reformu adındaki yargı paketleri ile yargıya güveni ve hukukun üstünlüğünü sağlayamazsınız.
Buradaki temel sorun yargının siyasallaşması ve Anayasa’ya uyulmamasıdır.”
