Büyük Öğretmen Boykotu Yolumuzu Aydınlatmaya Devam Ediyor!
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Büyük Öğretmen Boykotu’nun 52 yıl. yılında o gün düzenlenen boykot yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor dedi.
Eğitim Sen'den yapılan yazılı basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi.
Türkiye Öğretmenler Sendikası (TÖS) öncülüğünde, 15 Aralık 1969’da örgütlenen Büyük Öğretmen Boykotu’nun üzerinden 52 yıl geçti. 15-18 Aralık tarihleri arasında gerçekleştirilen Büyük Öğretmen Boykotu, eğitim emekçilerinin demokratik mücadele tarihi açısından önemli bir dönüm noktası olmuştur.
Büyük Öğretmen Boykotu, 1965-1971 yılları arasında ilk sendikal deneyimini yaşayan kamu emekçileri sendikal hareketinin gerçek anlamda ilk büyük grevi olması açısından ayrıca önem taşımaktadır. Öğretmenler, kamu emekçilerinin grev yapmasının bile yasak olduğu koşullarda, adını “boykot” koyarak ülke tarihinin ilk kitlesel grevini gerçekleştirmişlerdir.
1969 Büyük Öğretmen Boykotu’nun gerisinde, kökleri 19. yüzyılın ikinci yarısına kadar uzanan örgütlülüğün öğretmen hareketine kazandırdığı birikim, tıpkı günümüzde olduğu gibi, iktidarın öğretmenlerin taleplerine ve haklarına olumsuz yaklaşımı vardır.
Büyük Öğretmen Boykotu kararı, 10 Aralık 1969’da Fakir Baykurt Başkanlığında toplanan yönetim organlarında alınmış ve daha sonra İlkokul Öğretmenleri Sendikası (İLKSEN) ile ortaklaştırılarak tüm il ve ilçelerde birlikte örgütlenmiştir. 10 Aralık 1969’da TÖS Genel Merkezi’nin “Bütün Öğretmenler Boykota!” adlı bildirisinde yazılan ifadelerin günümüzde yaşadığımız ağır sorunlarla benzerliği dikkat çekicidir;
“Türkiye eğitiminin ve öğretmenlerinin içinde bulunduğu bunalım dayanılmaz dereceye gelmiştir. Yabancı etkiler altında, sırtı halka dönük, eşitlikten uzak, tüketici, kalitesiz eğitim, yıllardır çocuklarımızı, halkımızı ve öğretmenlerimizi bıktırmıştır. Bugüne kadar yapılan her uyarıyı ve düzeltici her uygulamayı, türlü çeşitli iftira ve bühtanlarla boğan iç ve dış çıkarcılar, bu bakımsız ve perişan devlet eğitimini halkın çocuklarına bırakıp, kendi öz çocukları için özel okullar açmışlar ve açtırmışlardır. Yöneticilerimiz, kendi çocuklarını çoğunlukla dış ülkelerde okutmakta, oradan diploma aldırmaktadırlar. Sömürgeci ülkelerin yolladığı uzman, barış gönüllüsü ve üretim artığı bayat süt tozlarıyla ve bugünkü genel işleyiş ve görünüşüyle böyle bir eğitim, ‘milli’ bir eğitim olma niteliğini yitirmiştir.”
1969 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olarak çalışan 120 bin öğretmen varken, yapılan greve 109 bin eğitim emekçisinin katılmış olması, eylemin örgütleniş ve hayata geçiriliş aşamalarının ne kadar başarılı bir şekilde hayata geçirildiğini göstermektedir. O dönem TÖS’ün üye sayısı 80 bine yakınken, 30 binden fazla öğretmen boykota katılmıştır.
Büyük Öğretmen Boykotu’nun etkisi sadece öğretmenler ve öğretmen hareketiyle sınırlı kalmamıştır. Öğretmenlerin ve genel olarak kamu emekçilerinin emekçi kimliklerinin farkına varmalarında, o zamana kadar sürekli kutsanan devleti “işveren” olarak gören bir yeni bakış kazanmalarında belirleyici etkisi olmuştur.
Büyük Öğretmen Boykotu, kamu emekçileri kesimleri arasında da toplu sözleşmeli ve grevli sendika talebinin ortaya çıkmasında kamu emekçilerinin sınıf hareketinin etkin, dinamik bir öznesi haline gelişinde de önemli bir uğrak noktası olmuştur.
Kamu emekçilerinin grevli toplu sözleşmeli sendika hakkı mücadelesi bugün Eğitim Sen ve KESK öncülüğünde yürütülmektedir. Aradan 52 yıl geçmiş olmasına rağmen Büyük Öğretmen Boykutu’nun yarattığı ve gelecek kuşaklara miras bıraktığı değerler yolumuzu aydınlatmaya devam etmektedir.