Son 10 yılda İSİG Meclisi verilerine göre en az 1000 mülteci işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. İşçilerin ölümü göz göre göre gelen, alınmayan önlemler nedeniyle gerçekleşirken bir diğer yandan patronların cezasız bırakılması, yeni işçi ölümlerine davetiye çıkarıyor. Göz göre göre gelen ölümlerden birisi ise 31 Temmuz’da Balıkesir’de yaşandı.
Balıkesir’de bir geri dönüşüm fabrikasında birkaç ay önce Afganistanlı bir işçinin bir ayağını kaybetmesine neden olan pres makinesi bu sefer İranlı Siyamak M’nin canını aldı. 25 Temmuz’da pres makinesine ayaklarını kaptıran Siyamak M, bir hafta yoğun bakımda kaldı, 31 Temmuz’da ise hayatını kaybetti. Siyamak’ın cenazesi Balıkesir’de defnedildi. Siyamak’ın eşi Sanaz’ın anlattıkları, İranlı işçinin göz göre göre ölüme itildiğini gösteriyor. İranlı mülteci işçinin ailesine başsağlığı dilemekle birlikte bu cinayete dair cevaplanması gereken soruların cevaplarını talep ediyoruz;
* Afgan işçinin ayağını kaybetmesinden sonra fabrikadaki işleyişe dair bir yaptırım uygulanmış mıdır? Yoksa Afgan işçi ayağını kaybetmekle kalmış, işveren yerine yeni mülteci işçileri çalıştırmaya devam mı etmiştir?
* Sanaz Siyamak’ın yaptığı işi; “Yukardan plastikler makineye atılıyor, plastikler pres olduktan sonra işçi birkaç saniye içinde pres makinesine inmeden tekrar ayağıyla plastiği itmek zorunda. Aslında iş güvenliği sıfır ve işçinin ayağı da canı da Allah’a emanet. Eşim o makinenin başına geçti ve iki ayağı da makineye kapıldı” şeklinde tarif etmiştir. Hiçbir güvenlik önlemi alınmadan yapılan işin sonucunda daha önce bir başka mülteci ayağını kaybetmesine rağmen İranlı işçinin çalıştırılmaya devam edilmesi, denetlenmeyen, işçilerin canını üç paralık gören patronların bu güveni nereden gelmektedir? İşin sahibi patron doğrudan sorumlu olmasına rağmen neden bir ceza almamıştır?
* 7 yıldır üçüncü bir ülkeye geçmeye çalışan mülteci aile, Türkiye’ye sıkıştırılmış, ölüm koşullarına mahkûm edilmiştir. BM gibi uluslararası örgütlerin gözü önünde gerçekleşen bu hak gasplarına ilişkin bir adım atılmamış, aile yoksulluğa ve ölüme mahkûm edilmişken, BM’den talep edilen yardım aileye neden ulaşmamıştır?
Yukarıda sorduğumuz sorular ile Emek Partisi olarak sürecin takipçisi olmaya, bir mülteci işçinin uzuv kaybına, diğer işçinin ise ölümüne neden olan bu işletme sahibinin cezalandırılması ve yeni işletmeler kurarak bu ölüm düzenini sürdürmemesi için tüm işçi emekçileri olayın takipçisi olmaya çağırıyoruz.
SEDAT BAŞKAVAK
Genel Başkan Yardımcısı