CHP Genel Başkan Yardımcısı Eren Erdem, 38'inci Olağan Kurultay'ın ardından sosyal medya hesabından dikkat çeken açıklamada bulundu.

Erdem'in açıklaması şu şekilde:

Seçimlerden sonra Parti Yöneticisi (MYK üyesi) oldum.

Yaklaşık 5 aydır görev yaptığım MYK üyeliğim boyunca, edep ve haya ederek en ağır iftiralar karşısında dahi ses etmedim.

CHP’Lİ CEVDET AKAY: İSRAİL’E 12 MİLYON 916 BİN TONLUK BİR PETROL SEVKİYATINA ARACILIK ETMİŞİZ CHP’Lİ CEVDET AKAY: İSRAİL’E 12 MİLYON 916 BİN TONLUK BİR PETROL SEVKİYATINA ARACILIK ETMİŞİZ

Adeta, tüm seçim sürecini ben yönetmişim gibi, birileri tarafından “günah keçisi” ilan edildim.

Yapmadığım şeyler “yapmışım” gibi anlatıldı.

Her yeni güne, yeni bir iftira ile uyandım.

Partimin en zor günlerinde, en zor şartlarda; sorumlulukla bu görevi yaptım.

Bu süre zarfında;

- Partimin aylık sabit giderlerinde yaklaşık 2.5 Milyon TL tasarruf sağladım,

- Partimin sürekli dışarıdan aldığı “görsel tasarım, medya-sosyal medya izleme” gibi hizmetleri içeri alarak kurumsallaşma sürecine katkı sundum,

- Medya birimi personel alımlarında “tanıdık” ilişkisi yerine, Üniversite önerisini baz alarak alım yaptım, 

- CHP muhabirlerinin işlerini kolaylaştırmak önceliğim oldu,

- 5 Ay gibi kısacık bir sürede, 81 ilde “Medya-Tanıtım sorumluları” oluşturduk, yerel medya ile ciddi ilişkiler kurduk,

- Marmaris’te yerel medya çalıştayı yaparak, iletişimimizi güçlendirdik,

- Kurumsal sosyal medya hesaplarımızı yeniledik, görsel açıdan güçlendirdik, içeriklerimizi daha nitelikli hale getirdik,

Ve elbette dahası, çok iş yaptık. Mücadele ettik…

Evet! Ben Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığını savundum, bunun doğruluğuna inandım. Seçim süreci ve öncesinde hiçbir görevim olmadığı halde, niçin sürekli ben linç edildim? Çünkü, net durdum! Milletvekilliği yahut belediye başkanlığı istemedim! Ki şu an Milletvekili değilim.

Kemal beye ciddi haksızlıklar yapıldı.

Ahlakım, terbiyem, parti kültürüm gereği; benimle mezara gidecek “sırttaki hançerleri” çok iyi bildiğim için, tek geri adım atmadım.

Varsın bana “kötü adam desinler, ben Kemal beye paratoner olurum” dedim.

Ve kurultay sonuçları bu fikrimi hiç değiştirmedi.

Evet, Genel Başkanımız değişmiştir.

Partililiğimiz icabı, bu durumu tartışmayız.

Ancak, haklılığı icabı Kemal Kılıçdaroğlu konusundaki tutumumuzdan asla geri adım atmayız.

Her yeni güne; troll ordularının algı operasyonlarıyla uyansam da, her gün yeni iftiralarla saldırı odağı haline gelsemde, bir gün mutlaka 16. Kitabım olacak “Hatırat” kitabımda yazacağım gerçekler sebebiyle duruşumdan taviz veremem.

Dedemin İmam Ali’den naklen hep söylediği gibi; “Her sırtını sıvazlayanı dost sanma, belki bıçaklayacak “Yer” arıyordur. Fasık ve günahkar kimselerle arkadaş olmaktan kaçın çünkü kötülük kötülüğe kavuşur. Sabır iki kısımdır; belaya sabır iyi ve güzeldir. Bundan daha güzeli, haramlara karşı sabırdır.”

Hakkımda ne yazarlarsa, yapmadığım; etmediğim her neyi yapmışım söylemişim yazsınlar. Ben bu süreci yaşadım. Hangi sayfalara ne verildi, kim ne oyun kurdu biliyorum.

Ama ben CHP’de yöneticilik yaptım!

Devlet kuran partide, devlet terbiyesi olmayan kişiler yönetici olmaz.

Biz, terbiyemiz gereği; bize her yapılanı anlatıp faş etmeyiz.

Günü gelir, hakikatler elbet haklı çıkar.

Artık, partimizin emrinde; seçim zaferleri için ZİNDANLARDA nasıl mücadele ettiysek; yeni yönetimimizin başarısı içinde öyle mücadele ederiz. Saygılarımla."

Editör: Haber Merkezi