İnsan Hakları Derneğinin (İHD) Çankaya Belediyesi Yılmaz Güney Sahnesinde düzenlediği 21. Olağan Genel Kurulu Tamamlandı.
Genel Kurula HEDEP Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, HDP İzmir İl binasında katledilen Deniz Poyraz’ın annesi Fehime Poyraz, Urfa Milletvekili Dilan Kunt'un yanı sıra bir çok siyasi parti temsilcisi, emek ve meslek örgütlerinin temsilcileri de katıldı.
1. gün divan oluşumu ve saygı duruşunun ardından İHD MYK adına yapılan konuşmanın ardından bir çok konuk konuşma yaptı.
MYK adına yapılan konuşmada şu ifadeler kullanıldı;
Değerli ve sevgili yol arkadaşlarımız hepiniz insan Hakları Derneği'nin 21. Olağan Genel Kurulu'na hoş geldiniz.
İHD olarak 21. Olağan Büyük Kongremizi tarihsel bir dönemeçte gerçekleştiriyoruz. Küresel, bölgesel ve yerel düzeyde yaşanan savaşlar ve ekonomik kriz insan haklarına yönelik yaşanan gaspları da beraberinde getirmektedir. Bir yandan küresel güç mücadeleleri devam ederken, ülkede ve Ortadoğu'da ise inkara dayalı tekçi anlayış savaşta ısrar etmekte, 2015'ten itibaren yaşanan olağanüstü hali tüm toplumsal kesimler açısından artık olağanlaştırmış durumdadır.
“Bugün dünya ve ülke, her biri diğerinden kötü pek çok tehditle karşı karşıyadır. İnsan hakları modern cağların en karanlık dönemlerinden birini yaşamaktadır. Bu zorlu döneme rağmen İHD; barış mücadelesinden, yaşam hakkına, işkence ve kötü muamele ile mücadeleden mülteci haklarına, kadınların mücadelesinden ifade ve örgütlenme özgürlüğüne, çocuk haklarından ırkçılık ve ayrımcılık ile mücadeleye kadar insan hakları mücadelesini sürdürmekten asla vazgeçmemiştir. İnsan Hakları Derneği olarak resmî ideolojinin tüm kırmızı çizgilerini eleştiren ve bu çizgilerin dönüşmesi için mücadele eden bir kurum olmaya devam edeceğiz. Emekçilerin, kadınların, tüm halkların ve inançların, kimliklerin, anadilinde konuşamayanların sesiyle; yani tarihimizle geleceğe yürümekte ısrarcıyız “ ifadeleri kullanıldı.
Tuncer Bakırhan; İHD 37 yıldır faili meçhul cinayetlere rağmen ayakta
Bugün bu çatı altında Eren Keskin ve Fikret Abi gibi, Öztürk Başkan gibi arkadaşlarla bir arada bulunmak, aynı havayı solumak bizler için büyük bir onurdur. İHD’nin kendisi 37 yıldır hak arayanın, mazlumun, emekçinin, Kürdün, Alevinin, ezilenin kapısı oldu. 37 yıldır tüm faşizan uygulamalara, üyeleri ve yöneticilerine yapılan suikast ve faili meçhul cinayetlere rağmen ayakta duran, yılmayan ve mücadelesine devam eden dünyada bir başka kurum yoktur. Dolayısıyla en başta İHD’nin bu onurlu duruşundan dolayı partim adına bütün emekçilerine ve çalışanlarına, yerelde bütün zorluklara rağmen çalışmalarını yürüten çok kıymetli arkadaşlara bir kez daha saygı ve selamlarımı iletmek istiyorum. İHD, direniş ve duruşun yanında bize bir şey daha öğretti. Kadın arkadaşlardan oluşan divan kurmasını da bir kez daha buradan selamlamak istiyorum. Dünyada sadece kadınlar olsaydı, bu şiddet ve faşizm olur muydu diye düşünmemek elde değil.
Vedat Aydınların mücadelesinin devamcısı olacağız
İHD Genel Kurulunda bulunurken Vedat Aydın’ı, Ayşenur Zarakolu’nu, Leman Fırtına’yı, şehit düşen, yaşamını yitiren arkadaşları anmadan geçmek istemiyorum. Onları rahmetle anıyoruz. Mücadelelerinin devamcısı olacağımızı bir kez daha belirtmek istiyorum. Bu dönemde çok büyük emek ve katkılar sunan şu andaki yönetime teşekkürlerimi ve seçilecek yönetime başarı dileklerimi iletiyorum. Son 20 yıldır bir siyasi darbe anlayışı ile yönetiliyoruz. Askeri darbelerin ömrü bu kadar uzun değildi. Yargının siyasi erkin eline geçtiği, ekonominin parti ekonomisi olduğu, adaletin yine iktidarın denetiminde olduğu bir parti devletiyle, bir parti darbesiyle devam ediyor Türkiye'deki yaşam.
İHD mazlumun ve ezilenin yanında durduğu için çok kıymetlidir
Bugün 4 Kasım. Aslında Kürt siyasi hareketine yapılan en büyük darbelerin olduğu bir gündür. 4 Kasım’da başta Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Gültan Kışanak olmak üzere yüzlerce arkadaşımız gözaltına alınıp tutuklandı. 4 Kasım ile birlikte birçok kurumumuzun kapısına kilit vuruldu. Tam da İHD bugünlerde mazlumun ve ezilenin yanında durduğu için çok kıymetlidir. Bu darbe devam ediyor. Ortadoğu'da bir savaş da devam ediyor. Yoksulluk ve işsizlik devam ediyor. Hiçbir dönem karşılaşmadığımız kadar bir ötekileştirme devam ediyor. İnsanların güpegündüz sokak ortasında vurulduğu, çok basit gerekçelerle ağır cezalara çarpıtıldıkları, aş-iş arayan insanların artık örgütlenemediği ve her türlü şiddet ve baskıyla karşı karşıya olduğu bir dönemde İHD’nin yaptığı gibi dayanışma, sahip çıkma ve birlikte mücadele etme zorunluluğumuz var.
İHD mazlumun avukatlığını, yoldaşlığını yapıyor
Evet, İHD mazlumun hakkını savunuyor, mazlumun avukatlığını ve yoldaşlığını yapıyor. Ama İHD de 37 yıldır en az hakkını savunduğu mazlum kadar baskı gördü. Yöneticileri katledildi, çalışmaları engellendi. İHD, bir hak arama kurumu olarak görülmedi, terörize edilmeye çalışıldı. En son giden İçişleri Bakanının özellikle İHD’yi sürekli hedef göstermesi, tehdit etmesi de bu ülkede hep birlikte yaşadığımız bir durumdur. Başta İHD olmak üzere her birimize büyük görev ve sorumluluklar düşüyor. Cezaevinden bir arkadaşımla yazışıyoruz. Bizi tebrik etmek için aradığında ben zor bir süreç demiştim, o da “Hangi süreç zor değildi, hangi süreçte katliam ve faşizm yoktu, hangi süreçte demokratik ve rahat bir ortamda siyaset yaptık ki?” diye sordu. Evet, bizim için hiçbir süreç kolay değil. Bu işlere bilerek ve isteyerek girdik. Yaptığımız işlerin bir karşılığının olduğunu da biliyorduk.
4 Kasım Darbesinin aktörlerini göndereceğimiz günler uzak değil
Sistem karşısında hak aramanın, ezilenin hakkını savunmanın bir karşılığı olduğunu biliyorduk. Biz de İHD gibi hiçbir zaman geri adım atmadık, atmayacağız. Zor bir süreç ama başta Kürtler, Aleviler, ezilenler olmak üzere Türkiye halklarının bizden çok büyük beklentileri var. Bu faşizm, zor ve zulüm sür-git değil. Emin olun ki bugün bu salonu dolduran Türkiye'nin dört bir yanından gelen hak arayan devrimciler, sosyalistler, Kürtler, kadınlar, gençler, ötekileştirilen bütün kesimler güçlü bir mücadele zemini oluşturabilirsek bunları göndermemek, bu faşizme ve zulme durdurmamak elde değil. Önümüzdeki dönemin zor olduğunu biliyorum, bu bilinçle hareket edeceğimizi de biliyorum. Bu siyasi darbeyi önleyeceğimizi, darbeyi yapan aktörleri göndereceğimizi biliyorum. Bir gün demokratik bir ortamda bu darbeyi ve zulmü yapanların yargılanabileceği günlerin uzak olmadığını biliyorum. Bu duygu ve düşüncelerle Genel Kurulunuza başarılar diliyorum. İyi, güzel, özgür ve eşit yarınlarda buluşmak üzere büyük bir mücadele bizi bekliyor.
İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 21. OLAĞAN GENEL KURULUNDA 2. GÜN
İHD 2. gün çalışmalarında bir çok önerge üzerine konuşmalar yapıldı. Konuşmaların tamamlanmasının ardından tek liste ile gidilen seçimde organlara şu isimler seçildi;
YÖNETİM KURULU ASIL
1. Hüseyin Küçükbalaban
2. E. Eren Keskin
3. Halil İbrahim Vargün
4. Necla Şengül
5. Osman işçi
6. Rumeysa Deniz Kaya
7. M. Tahir Saçaklı
8. Gülseren Yoleri
9. Selahattin Okçuoğlu
10. Vetha Aydın Yüksel
11. Nuray Çevirmen
12. Alişan Şahin
13. Esin Yılmaz
14. Güldane Kılıç
15. Handan Çoşkun
16. Yusuf Erdoğan
17. Ahmet Ceylan
18. M. Zeki Tangüner
19. Ercan Yılmaz
20. Hamdi Bayhan
21. Besna Tosun
22. Yakup Ataş
23. Bedri Kuran
24. Servet Üstün Akbaba
25. Mehmet Acettin
YÖNETİM KURULU YEDEK
1. Mustafa Vefa
2. Sibel Çapraz
3. Halil Bayhan
4. Salih Coşkun
5. Zafer İncin
6. Fatih Kanat
7. Rehşan Bataray Saman
8. Havin Ölmez
9. Ayten Kılıç
10. Hakkı Demir
11. Cihan Yaman
12. Mahir Önal
13. Cüneyt Yılmaz
14. Hayrettin Pişkin
15. ismail Boyraz
ONUR KURULU ASIL
1. Reyhan Yalçındağ Baydemir
2. Kazım Bayraktar
3. Zeynep kaya
4. Metin Kılavuz
5. İlyas Kara
ONUR KURULU YEDEK
1. Hava Özcan
2. Selahattin Esmer
3. Abdulselam İnceören
4. Yasemin Dora şeker
5. Bülent Temel
DENETLEME KURULU ASIL
1. Zeynep Ceren Boztoprak
2. Serdar Kadıoğlu
3. Şevket Akdemir
DENETLEME KURULU YEDEK
1. Ahmet Çiçek
2. Aygül Demirtaş
3. Haşim Uslu