Mesut Balcan; "Osmanlıdan bugüne kadar coğrafyamızda basın hiç bir zaman özgür olmadı. Özgür sanıldığı dönemlerde de kendinden önceki dönemlere nazaran daha iyi olduğu durumdur. Yani bir deyimle ölümü gösterip sıtmaya razı etme durumundan ibarettir."

Haber-Sen Genel Başkanı Mesut BALCAN açıklamasına şu şekilde devam etti;

Bu iktidarı özellikle o dönemler ile olan özenti ve özlemi bazı uygulamalar ile ortaya koymak daha somut olacaktır. AKP ve MHP’nin “dezenformasyonla mücadele” gerekçesiyle hazırladığı, muhalefetin ve basın meslek örgütlerinin “sansür yasası” olarak nitelendirdiği Basın Kanunu ve Bazı Kanunlarda değişiklik yapılmasına ilişkin yasa teklifi, TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasalaştı.

Gelecekte sansür denildiğinde büyük ihtimal araştırma yapılacak dönemlerden biri şuan ki dönem olan Recep Tayip Erdoğan dönemi olacaktır.

Sansür denildiğinde 2. Abdulhamid  ve Adnan Menderes dönemi konuşulur. Halbuki bu dönem o iki dönemi de aşan bir sansür ile karşı karşıya. Tarihi ve isimleri yazmasam 2. Abdulhamid dönemindeki uygulamaları sanki bugünün uygulamalarıdır yanılgısına düşebilirsiniz. Çünkü benzerlikleri çok fazla.

II.Abdulhamid dönemindeki Talimatnameyi

Basın tarihinde işgal ettiği yer itibariyle buraya da aktarmanın gereğine inanıyorum.

1.           Basın; haberlerinde önceliği hükümdarın sağlık durumuna, tarım ürünlerindeki rekoltenin iyiliğine ve Türkiye’deki ticaret ve sanayin gelişmesine verecektir.

2.           Ahlak bakımından Maarif Nazırı ve Ahlak Komisyonu tarafından onaylanmayan hiçbir tefrika yayınlanmayacaktır.

3.           Gazetenin bir sayısında yayınlanamayacak kadar uzun hiçbir edebi ve bilimsel makale yayınlanmayacaktır. “Devamı var” veya “Arkası yarın” sözcükleri kullanılmayacaktır.

4.           Bir makalede boş beyaz yerler olmayacak, nokta, nokta çizgiler bulunmayacaktır; çünkü bu şekilde ifadeler hatalı varsayımlara neden olabilir ve fi kirleri karıştırabilir.

5.           Her türlü kişisel suçlamalardan en büyük dikkat gösterilerek kaçınılacaktır ve eğer size şu vali veya bu mutasarrıf hırsızlık, zimmetine para geçirme, cinayet gibi yüz kızartıcı fiillerle suçlanıyor denilirse olayı kanıtlanmamış bir vaka gibi kabul ediniz ve mutlaka saklayınız.

6.           Sorumluların kötü yönetimlerinden şikâyet eden ve hükümdara sunulan kişilerin veya vilayetlerdeki çeşitli toplulukların dilekçelerinin yayınlanması katiyetle yasaktır.

7.           Bütün tarihi ve coğrafi isimlerin ve özellikle “Ermenistan” sözcüğünün zikredilmesi yasaktır.

8.           Yabancı hükümdarlara karşı yapılan suikast denemelerinin ve yabancı ülkelerde hangi koşullar altında olursa olsun vuku bulan isyan teşebbüslerinin yayınlanması yasak edilmiştir. Çünkü böyle haberlerin bizim yasalara uyan ve barış içinde yaşayan halkımızca duyulması iyi değildir.

9.           Bu yeni kuralları gazetenizin sütunlarında yayınlamanız da yasaklanmıştır, çünkü eleştirilere neden olabilir ve bazı kötü niyetliler tarafından başka yöne çekilebilir.

Bu maddelere bakıldığında çokta farklı olmayan maddeler şuan iktidar tarafından; istenmeyen haberlere yayın yasağı veya gazetecileri hedef alan, gerçek gazetecileri cezalandıran bir durum mevcuttur.

Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütünün hazırladığı 2024 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde Türkiye, 180 ülke içerisinde 158'inci sırada yer alarak, sıralamada bir önceki yıla göre gelişme gösterdi. Fakat RSF’ye göre bu basın özgürlüğünün iyiye gittiğinin bir işareti değil, çünkü Türkiye durumun “çok vahim” olduğu ülkeler kategorisinde yer almaya devam etti.

3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nde yayımlanan RSF'nin raporunda, geçen yıl 165'inci sırada yer alan Türkiye, bu yıl yedi basamak ilerleyerek 158'inci sıraya yükseldi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Kılıçlı Yemin Tepkisi: "Ordumuzu Yıpratmaya İzin Vermeyiz" Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Kılıçlı Yemin Tepkisi: "Ordumuzu Yıpratmaya İzin Vermeyiz"

Çoğu ülkenin yasalarına koyduğu basın ile ilgili yasaların hiç işlemediği bir durum ile karşı karşıyayız. İktidarları söz konusu olduğunda otoriter baskı rejimlerinin ilk ihlal alanları basın ve gazeteciler ile ilgili olan alanlardır.

Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne göre; Gazeteci; basın özgürlüğünü, halkın doğru haber alma, bilgi edinme hakkı adına dürüstçe kullanır. Her türlü sansür ve oto sansürle mücadele eder. Gazeteci, önce halka ve gerçeğe karşı sorumludur. Gazeteci; tüm bilgi kaynaklarına serbestçe ulaşma ve kamu yaşamını belirleyen, halkı ilgilendiren tüm olayları izleme, araştırma hakkına sahiptir. Gazeteci; “bilgiyi yok edemez, görmezlikten gelemez, metinleri ve belgeleri değiştiremez” oluyor.

Çünkü gerçeği ve vicdanını kaybetmeyen tek kesim gazetecilerdir. Gerçek gazeteciler.

Sansüre ve baskılara karşı mücadele edip boyun eğmeyen, düşüncelerinden ve  mücadelesinden taviz vermeyen basın emekçilerinin Basın Özgürlüğü için Mücadele Günü  olsun. 24.07.2024

                                                                                    

Editör: Haber Merkezi