
BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ, DEMOKRASİNİN VE ADALET MÜCADELESİNİN OLMAZSA OLMAZIDIR.
GAZETECİLER ÜZERİNDEKİ BASKILARA SON VERİN!
Bugün 10 Ocak " Çalışan Gazeteciler Günü". Gazetecilerin, görevlerini yapmalarına engel olan ağır baskılara karşı mücadelenin öne çıktığı bugün; basın özgürlüğüne, ifade özgürlüğüne ve çalışan ya da işsiz bırakılmış tüm gazetecilere yönelik baskılara son verin, tutuklu gazetecileri serbest bırakın diyor, bu baskılara karşı mücadele ve dayanışma çağrımızı yineliyoruz.
Bilindiği üzere; Halkın gerçekleri öğrenmesinin teminatı, demokrasinin olmazsa olmazı olarak tanımlanan gazeteciler ;
Gerçeklerin halka ulaşmasını istemeyen iktidar politikaları nedeniyle bir yandan güvencesiz çalışma koşulları nedeniyle işsizlik, düşük ücret ve ekonomik zorluklarla hayatta kalmaya çalışırken, diğer yandan yazıları ve yaptıkları haberler nedeniyle sansür, baskı, tehdit, hedef gösterme, fiziki şiddet, soruşturma, ceza ve tutuklama kıskacında yaşamaya zorlanıyorlar ve işlerini yapmaları engelleniyor.
Covid 19 pandemi sürecinde gazetecilere yönelik baskının arttığına dikkat çeken Gazeteci örgütlerinin 2021 yılı değerlendirmelerinde kimi rakamlar birbirinden farklı olsa da gazetecilere ve basın faaliyetine yönelik ağır baskı aynı şekilde ortaya çıkıyor.
Nitekim; Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO)’nun 6 Ocak’ta yaptığı açıklamaya göre; 2021 yılında dünya genelinde 55 gazeteci mesleğini yaparken öldürüldü ve 2006 yılından bu yana işlenen gazeteci cinayetlerinin sadece %10 u nun failleri tespit edildi.
Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF)’in “Gazetecilik, Dezenformasyonun Aşısı” başlıklı Raporuna göre; dünya genelinde 488 gazeteci mesleği nedeniyle cezaevinde. Dünya basın özgürlüğü endeksinde 180 ülke arasında 153. sırada bulunan Türkiye, bazı ülkelerdeki durumun daha da kötüleşmesi nedeniyle tutuklu gazeteci sayısı bakımından gerilese de ‘hapsedilme riski, adli kontrole tabi tutulma veya pasaportun elinden alınma korkusunun’ yaygınlaştığı bir ülke olarak öne çıktı, Türkiye’de medyanın yaklaşık yüzde 90’ı hükümet kontrolünde.
Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) 2021 Gazetecilere Yönelik Hak İhlalleri Raporu’na göre; Türkiye’de son bir yılda ; 55 gazeteci saldırıya uğradı, 2 gazeteci katledildi. 61 kişinin gözaltına alındı ve 6'sı tutuklandı, onlarca gazeteciye soruşturma açıldı, 62 gazeteci ise halen cezaevinde
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS)’nın yaptığı açıklamaya göre ise;
2021 yılı itibariyle ‘Medya sektöründe işsizlik yüzde 35’i geçti, basın emekçileri adil bir ücret ve insanca çalışma koşullarından mahrum bırakıldı, yaptıkları haberler nedeniyle sansüre uğradılar ve ya da oto sansüre zorlandılar, resmi basın kartı dağıtımı konusunda tek yetkili kılınan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Aralık 2020 itibariyle kayıtlı gazetecilerinin sadece yüzde 64,8’ine basın kartı verdi ve resmî basın kartına erişim engelleri nedeniyle işlerini yapmaları engellendi, en az 130 davada 250 gazeteci haberleri nedeniyle yargılandı, en az 50 gazeteci gazetecilik faaliyeti nedeniyle gözaltına alındı, RTÜK ve BİK aracılığıyla eleştirel medya kuruluşları para cezaları, yayın durdurma ve ilan kesme cezaları ile cezalandırıldı, sendikalaşma oranının yüzde 8,4 civarında olduğu sektörde sendikasız-güvencesiz çalışma oranı yüzde 90 civarında.
İnsan haklarına yönelik ağır saldırıların daha da sistematik hale getirildiği bugün durum geçen yıldan daha iyi değil. Tablo bu ve maalesef gazeteciler basın ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilecek haberleri ve yazıları nedeniyle ; “terör örgütü üyeliği” nden, "Cumhurbaşkanına hakaret" e kadar değişik suçlamalarla karşılaşıyor, baskı, hakaret, psikolojik- fiziki şiddet ve ayrımcılığa maruz kalıyor, hedef gösteriliyor, yargılanıyor, tutuklanıyor, öldürülüyor, işten çıkarılıyor, güvencesiz ve düşük ücretle çalışmaya ve bu büyük baskıyla iktidara biat etmeye zorlanıyorlar.
Özgür basın faaliyetinde bulunmanın her dönem ağır bedellere mal olduğu Türkiye'de bugün de basın özgürlüğünden söz etmek mümkün değil, ancak insan hakları savunucuları olarak; gazetecilerin haklarını savunmaktan, basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü ve halkın gerçekleri bilme hakkını talep etmekten bu özgürlükler için mücadele etmekten ve baskıya maruz bırakılan gazetecilerle dayanışmaktan asla vazgeçmeyeceğiz.
Metin Göktepe’den Hrant Dink’e, Musa Anter’den Ferhat Tepe’ye Uğur Mumcu’ya, katledilen, kaybedilen tüm gazetecileri saygıyla bir kez daha anarken, tüm zorluklarına rağmen otoriteye biat etmeden özgür basın faaliyeti sürdürmeye gayret eden gazetecilerin "Çalışan Gazeteciler Günü" nü kutluyor, ülkeyi yönetenleri basın özgürlüğüne ve gazetecilere yönelik baskılara derhal son vermeleri noktasında uyarıyoruz.
Özgür basın susturulamaz!
Tutuklu gazetecilere özgürlük!
İnsan Hakları Derneği
İstanbul Şubesi