World Human Relief Derneği (Dünya İnsani Dayanışma Derneği), Türkiye’nin ilk Uluslararası Travma Önleme ve Rehabilitasyon Merkezini önümüzdeki aylar da Adana’da açacağını duyurdu.
Cumhuriyet Gazetesinden Kübra Köklü 'nün haberi: Son yıllarda kadına, çocuğa ve hayvanlara yönelik şiddet ve istismar vakaları hızlı artmaya devam ediyor. Mağdurlar yaşamış olduğu travmayı atlatabilmek ve hayatına devam edebilmek için desteğe ihtiyaç duyarken, Doç. Dr. Ayten Zara'dan güzel bir haber geldi. World Human Relief Derneği (Dünya İnsani Dayanışma Derneği), kurucusu Doç. Dr. Ayten Zara Türkiye’nin ilk Uluslararası Travma Önleme ve Rehabilitasyon Merkezini önümüzdeki aylar da Adana’da açacağını duyurdu".
Adana'dan sonra diğer bölgelerde de açacağını dile getiren Zara, “Amaç şiddeti önleme ve şiddete maruz kalanlara etkili travma müdahalesi yaparak iyileşmeyi hızlandırmak. Ama asıl amacımız travmaların yaşanmaması için toplumsal önleyici çalışmalar yapmak. Şiddet ve travmalara duyarlı bir toplum bilinci ve vicdanı oluşturmak, şiddete karşı sağlıklı tavırların gelişmesini istiyoruz. Barış istiyoruz. Evlerde, sokaklarda, Toplumda barışın inşa edilmesini istiyoruz” ifadelerini kullandı.
“SUÇLANMAKTAN, KORKUYORLAR”
Geçtiğimiz aylarda Adana’da iddiaya göre, 16 yaşındaki V.B., elle taciz ettiğini ileri sürdüğü üvey babası 62 yaşındaki Yusuf A.’yı pompalı tüfekle vurarak öldürürken, Çocukluğundan beri babası tarafından cinsel istismara uğradığını iddia eden E. T. (19) İstanbul Kartal Köprüsü korkuluklarına çıkarak intihar etmek istedi. Bu tarz vakalarla sıklıkla karşı karşıya gelen Bilgi Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ayten Zara, “Çocukların bunu gizlemesinin en temel nedeni suçlanmaktan, damgalanmaktan, anlaşılamamaktan korkmak. İstismara uğrayan çocukların yaşadıklarını bir iç savaş olarak tanımlayabilirim. Sonu gelmeyen, insana, hayata dair tüm iyi, güzel değerleri alt üst eden, uzun süren bir iç savaş. Bu nedenle istismara çoğul travma nedeni diyorum” dedi.
“ŞİDDET ARTIKÇA TRAVMA DERİNLEŞİYOR”
Cinsel istismarın çocuklar üzerindeki etkisinin birden fazla faktöre bağlı olduğunun altını çizen Zara, “Cinsel şiddetin erken başlaması, uzun sürmesi failin çocuğun yakını olması, istismarın şiddet içermesi, birden fazla failin olması, çocuğun korunmaması, annenin ihmalkarlığı, istismar ortaya çıktığında çocuğun suçlanması ve yargılanması.
Çocuğun aileden ve arkadaşlardan sınırlı duygusal destek alması ya da hiç almaması gibi faktörler. Bunlar varsa şiddet büyük, travma derin olur. O zaman çocukluk ve ergenlik döneminde uyum güçlükleri ve akıl sağlığı sorunları yaygın olur ve uzun sürer.
Bu risk faktörleri çocuklukta cinsel istismara uğramış bir erkek çocuğunun kendine (kendini yaralama/özkıyım) ya da faile, ötekilere saldırı riskini artırır. Eğer erkek çocukları aile ve arkadaşlarından yeterli destek alır, güvenli ve şefkatli bir ortamda büyürlerse özkıyım ya da suça eğilim, cinsel açıdan saldırgan davranış da dahil olmak üzere bir dizi sorunu geliştirme olasılıkları düşük olur” diye konuştu.