Amed KESK Şubeler Platformu "KHK'lar Gidecek Biz Kalacağız" Açıklaması Yaptı.
Amed KESK Şubeler Platformu; "Hukuksuz bir şekilde ihraç edilen arkadaşlarımıza, işlerinin bütün haklarıyla beraber iade edilmesi talebiyle gerçekletirdiğimiz buluşmaların 119. haftasında basın açıklaması yaptık."
Ofis / AZC Plaza önünde Amed KESK Şubeler Platformu tarafından yapılan açıklamada; "Keyfi ve Hukuksuz Kararlara Teslim Olmayacağız" ifadesi kullanıldı.
Platform adına açıklamayı Tarım Orkam Sen Şube Yöneticisi Kamil Gündoğan okudu.
Gündoğan sözlerine şu şekilde devam etti; Darbe girişimini kendisi için fırsata çevirip, kendine muhalif olanları, çıkardığı KHK’ler ile hukuksuz bir şekilde ihraç eden iktidar; Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmış olan sendikal hakları, ihraçların gerekçesi olarak göstererek, insan hakları ve evrensel hukuk kurallarını hiçe sayan uygulamalara imza atmıştır. Ülkedeki anti-demokratik uygulamalar ve hukuksuzluk bugünkü yaşanan ekonomik krizin en büyük sebebidir. Yaşanan hukuksuz süreçler ülkeye olan güveni yok etmiş ve krizin derinleşmesine, halkın fakirleşmesine sebep olmuştur.
Tek adam rejimi, halkı açlığa, yoksulluğa ve hukuksuzluğa mahkûm ederken, tek adam rejiminin anti demokratik uygulamalarından biri olan OHAL Komisyonu keyfi kararlar vermiş ve hukuki cinayetler işlemiştir.
Bununla da yetinmeyen iktidar, anti demokratik yaklaşımının devamı olarak işinden ettiği birçok emekçiye ve ailelerine; bu ülkenin vatandaşı değilmiş gibi davranarak; birçok sosyal haktan da mahrum bırakmış, birçoğunu da cezaevlerine atarak özgürlüklerini bile ellerinden almıştır.
KESK’e bağlı sendikalardan ihraç edilen 4 bin 259 üyenin 1747’si komisyon, idare, istinaf ve danıştay mahkemesi kararlarıyla işlerine iade edilmiştir. İstinaf mahkemelerine 1225 üyenin başvurusu olmasına rağmen 461 dosya ile ilgili hiç bir işlem yapılmayıp; 727 dosya hakkında red kararı verilip; 37 dosya hakkında ise iade kararı verilmiştir. Danıştaya başvuran 238 üyenin 1 tanesi hakkında iade kararı verilirken 58’i ile ilgili red kararı verilmiş ve 179 dosya hakkında hala işlem yapılmamıştır. AYM’ye toplam başvuru 49 iken AİHMe henüz hiçbir şekilde başvuru yapılmamıştır. İç hukuk yolları hukuksuz kararlarla adalete erişmi kısıtlamasının yanı sıra bilinçli bir şekilde de başvuranları oyalayarak sürecin tüketilmesini engellemektedir. Oyalama komisyonu görevini yargıya devretmiştir. Yargı erki keyfi uygulamalarından derhal vazgeçmelidir.
OHAL döneminde KESK’e bağlı sendikalardan ihraç edilenlerin % 25.3’ünü kadın emekçiler oluşturmaktadır. KESK’in kadın emeği mücadelesindeki sözüne tahammül göstermeyen siyasal iktidar OHAL fırsatçılığı kapsamında KESK’li kadınlara daha çok saldırmıştır.
Cinsiyet eşitsizliğiyle kurgulanmış toplumsal düzende var olmaya çalışan kadınların uğradığı eşitsizlik ve ayrımcılık OHAL sürecinde derinleşerek artmış, kadın arkadaşlarımız özgürleştirici etkisi bulunan çalışma alanlarından uzaklaştırılmıştır. Ekonomik özgürlüğü ellerinden alınan kadınlar daha fazla eş, aile ve toplumsal baskıya maruz bırakılmıştır. On binlerce kadın emekçinin işsiz bırakıldığı bu süreçte; yüzlerce kadın, erkek şiddeti ile katledilmiştir. Kadın ve çocukların yaşam haklarını koruyan uluslararası sözleşmeler tek kişinin isteğiyle feshedilmiş; kadınları ve çocukları koruyan yasalara yönelik gerici bir saldırı başlatılmıştır. AKP-MHP iktidarının kadınlara biçtiği geleneksel roller OHAL KHK’leri ile hayata geçirilmeye çalışılmıştır.
İhraç edilen kadınların % 68’i “İhraç öncesi hakkınızda açılmış herhangi bir idari veya adli bir soruşturma var mıydı? sorusuna “Hakkımda herhangi bir soruşturma yoktu” yanıtını vermiştir. OHAL KHK ihraçlarının açıkça hukuka aykırılığını ortaya çıkaran bu durum her zaman göz önünde bulundurulmalıdır.
OHAL KHK’leri yetmezmiş gibi, 375 sayılı KHK’ye eklenen geçici 35. Madde eliyle ihraç kararları verip emekçileri ekmek ile terbiye edebilecekleri yanılgısına bir kez daha düşmüşlerdir. Haksız hukuksuz kararların ortağı olan herkes 32 tane KHK’nin tarihin çöplüğünde yerini aldığını görmelidir ve bu yönlü ısrarcı tavrını sonlandırmalıdır.
OHAL Komisyonu’nun keyfi kararları, şimdi de yargı eliyle devam etmekte, AKP-MHP iktidarının yargıya baskısı, KHK hukuksuzluğunun devam etmesine neden olmaktadır. “Bu Suça Ortak Olmayacağız! bildirisine imza attıkları için yıllardır türlü hukuksuzluklara ve eziyete maruz kalan barış akademisyenlerinin görevlerine iade süreci, mahkemelerin Anayasa Mahkemesi kararlarını tanımaması nedeniyle yılan hikâyesine dönmüş durumda. Özellikle Anayasa Mahkemesi kararlarının hukuka aykırı biçimde mahkemeler tarafından tanınmaması ve siyasi iktidarın bu hukuksuzluğu destekleyen tavrı, barış akademisyenlerinin görevlerine iade sürecini doğrudan etkilemiştir. Ayrıca görevlerine iade edilen akademisyenler hakkında da göreve başladıkları üniversitelerin mahkemeye yaptıkları itirazlar nedeniyle istinaf mahkemesinden yürütmenin durdurulması kararları çıkmış ve akademisyenler ikinci kez görevlerinden ihraç edilmiştir.
Haklarında memuriyeti engelleyen herhangi bir kesinleşmiş yargı kararı bulunmayan, hukuken suç olmayan gerekçelerle ihraç edilen tüm arkadaşlarımızın dosyaları herhangi bir ceza verilmeden sonuçlandırılmalı ve bugüne kadar ihraç edilen tüm arkadaşlarımız bütün haklarıyla birlikte derhal görevlerine iade edilmelidirler.
İhraç olan kamu emekçilerinin en sonuncusu görevine dönene kadar mücadeleye devam edeceğiz.
Bıkmadan, usanmadan ve her seferinde daha da yüksek sesle haykıracağız.
Savaşa karşı onurlu bir barışı,
Ölüme karşı yaşamı
Tekçiliğe karşı çoğulculuğu
Karanlığa karşı aydınlığı savunduk ve savunmaya da devam edeceğiz.
KESK’li ihraçlar onurumuzdur.
KHK'ler gidecek biz kalacağız!
Yaşasın örgütlü mücadelemiz, Yaşasın KESK...
AMED KESK ŞUBELER PLATFORMU