KESK Mersin Şubeler Platformu; "OHAL Komisyonu Lağvedilsin! İhraç Edilenler İade Edilsin! OHAL Uygulamalarını Devam Ettiren Geçici 35. Madde Kaldırılsın!"
KESK Mersin Şubeler Platformuna bağlı sendikalar Özgür Çocuk Parkında bir araya gelerek "OHAL Komisyonu Lağvedilsin! İhraç Edilenler İade Edilsin! OHAL Uygulamalarını Devam Ettiren Geçici 35. Madde Kaldırılsın!" başlıklı basın açıklaması gerçekleştirdi.
Basın açıklamasına Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı Erkan Baş'da katılarak bir konuşma gerçekleştirdi.
Tüm katılımcılar adına basın açıklamasını Eğitim Sen Mersin Şube Yürütme Kurulu Başkanı Mahmut Sümbül gerçekleştirdi.

Sümbül konuşmasında; "Aradan on yıllar geçmesine rağmen demokratik bir yapıya kavuşturulamayan Cumhuriyet’in kuruluşunun 98. Yılında 19 yıllık AKP iktidarında Meclisin işlevsizleştiği, yargının adalet değil adaletsizlik dağıttığı, yürütmenin tek adamda toplandığı rejim krizinin iyice derinleştiği bir süreçten geçmekteyiz" dedi.
KESK Mersin Şubeler Platformu adına konuşan Sümbül açıklamasına şu şekilde devam etti;
Tek adam rejiminin kurumsallaşmasında en önemli dönemecin 15 Temmuz darbe girişimin fırsata çevrilmesi olduğu aşikârdır. Darbe girişiminin iktidarın siyasal ajandasını tamamlar nitelikte olması dikkate değerdir ve bu yüzden darbenin karanlıkta kalan yüzü halen tartışılmaya devam etmektedir.
OHAL döneminde Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük kamu görevlisi tasfiyesi yaşanmıştır.

12 Eylül döneminde 1402 sayılı Sıkıyönetim Kanunu kapsamında yaklaşık beş bin kişi kamu görevinden çıkarılırken 20 Temmuz sivil darbesi sonrası 32 KHK ile 134207 kamu emekçisi ihraç edilmiştir. Bunlardan 4.284’ü KESK üyesidir.
23 Ocak 2017 günü 685 sayılı OHAL KHK’si ile iki yıllık süre içinde kamudan ihraç edilmiş yüz binlerce kamu emekçisinin ihraç başvurularını değerlendirmek ve karar altına almakla görevlendirilmiş olmasına rağmen aradan 4 yıl geçmiş, Komisyon son açıklamasından 5 ay sonra 28 Ekim’de son açıklamasını yapmış ve bu sürede ancak yaklaşık üç bin dosya inceleyebilmiştir. Hala 8.343 dosyayı karara bağlamamıştır. Komisyonun bu hızla çalışması halinde dosyaların bitmesi için bir yılı aşkın bir süre daha gerekmektedir ki, bu da toplam altı yıllık çifte maaş almaya devam edecekleri bir oyalama demektir. Tüm bu nedenlerle biz KHK’lılar daha çok ses çıkarmalıyız, daha aktif bir muhalefete, daha gür sesle taleplerini dillendirmeye ve daha dirençli bir mücadeleye doğru koşar adım gitmelidir.
İktidar ortakları iktidarda kalma ve kendi iktidarlarını mutlaklaştırma amacıyla en temel insan hak ve özgürlüklerini yok sayarken en ufak bir vicdani sorumluluk dahi duymamaktadır.
İnsanlığa dair temel değerleri kendi kişilik ve siyasal yapılarında eritmiş olduklarından tıpkı 12 Eylül, tıpkı 28 Şubat generalleri gibi kurdukları düzenin bin yıl süreceğini sanmaktadırlar.
Oysa eminiz ki, iktidar ve onun atadığı komisyon tüm bu yaşananların hesabını vicdanen olmasa da hukuken er ya da geç verecektir. Çünkü aileleriyle birlikte yüzbinlerce insanın anayasal haklarının ellerinden alınarak açlık ve sefalete mahkûm ettirilerek sisteme biat ettirilmeye çalışılması insanlık suçudur ve bunun hesabını vereceklerdir.
Komisyon ve idare mahkemeleri eliyle süreci uzatma bir şeyi değiştirmeyecektir; Biz kamu emekçileri dün olduğu gibi bugün de iktidar politikalarına biat etmeyecek, boyun eğmeyecektir. Açlıkla terbiye etme politikaları karşılık bulmayacaktır. Faşizan politikalarda daha fazla ısrar edilmemelidir. Hukuka ve uluslararası sözleşmelere aykırı, etkin olmayan, denetlenemeyen, kendisini anayasa ve yasalar üstü gören, hükümetin bir organı gibi çalışan ve idari bir mekanizma olan OHAL Komisyonu derhal lağvedilmelidir.
Haksız hukuksuz yere ihraç edilen tüm kamu görevlileri bütün haklarıyla birlikte derhal görevlerine iade edilmedir. Hukuksuz ihraçlardan dolayı mağdur olan tüm kamu emekçilerinin maddi, manevi hak kayıpları karşılanmalıdır. Bunlar gerçekleşinceye, ihraç kamu emekçilerinin mağduriyetleri giderilinceye ve hukuksuz ihraç edilen tüm kamu emekçileri görevlerine iade edilinceye kadar mücadele etmeye devam edeceğiz.
BİZ KAZANACAĞIZ, GERİ DÖNECEĞİZ!