Prof. Dr.  Zafer Erbay; Gıda Güvencesinin Geldiği Durum, Nedenleri ve Çözüm Önerileri” panelinde konuştu; "Yoksullukla, toplam bütçedeki gıdanın payı artar. Bundan dolayı, gıda fiyatlarının yakından izlenmesi ve spekülatif hareketlerin önlenmesi, yoksullukla mücadelede önemlidir."

Whatsapp Image 2024 10 19 At 18.13.36

Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zafer Erbay; “Dünyamızda yaşanmaya devam eden açlığı ve önemi hiç azalmayan gıda güvencesizliği sorununu iklim, doğal afetler, hızlı nüfus artışı, pandemi gibi olgularla açıklamaya çalışmak gerçekçi değildir; çünkü bu sorun “teknik” bir sorun değildir. Teknik bir sorun olmadığı için, çözümü de “teknik” önlemlerle mümkün değildir.”

TMMOB Gıda Mühendisleri Odası, TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şubeleri, TMMOB Kimya Mühendisleri Odası Güney Bölge Şubesi, Adana Veteriner Hekimleri Odası, Adana Büyükşehir ve Seyhan Belediyesi’nin ortaklaşa düzenlediği panel Selman-ı Pak toplantı salonunda gerçekleştirildi.

Prof. Dr. Zafer Erbay, Prof. Dr. Bülent Gülçubuk ve Prof. Dr. Murat Fındık’ın konuşmacı olduğu paneli Adana Gıda Mühendisleri Odası Başkanı Şehmus Alparslan yönetti.

Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zafer Erbay tarafından yapılan sunumda; “Gıda güvencesi toplumun tamamı için sağlanamamışsa, o toplumda gıda güvencesinin varlığından söz edilemez” açıklamasında bulundu.

Prof. Erbay sunumuna şu şekilde devam etti;

Gıda Güvenliği mi, Gıda Güvencesi mi?

Gıda Güvencesi;

“Tüm insanların sağlıklı ve aktif bir hayat sürdürebilmeleri için, gerekli ve tercihlerine uygun olan besleyici ve güvenli gıdaya, fiziksel ve ekonomik olarak sürekli ve yeterli miktarda erişebilmeleri durumu” (FAO, 1996).

1.      Gıdanın Bulunabilirliği

2.      Gıdaya Erişim

3.      Gıdadan Yararlanma

4.      İstikrar

Bu dört boyut kimi kaynaklarda farklı ifadelerle açıklanmıştır.

Örneğin; Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF) bu dört boyutu “sağlanabilirlik”, “yeterlilik ve erişilebilirlik”, “kabul edilebilirlik”, “sürdürülebilirlik” olarak kavramsallaştırmıştır (TGDF, 2011).

Sürdürülebilirlik; güncel faaliyetlerin, gelecek nesillerin gereksinimlerini karşılamalarına engel olacak sonuçlar yaratmamasıdır.

Ancak,

Gıda güvencesinin dördüncü boyutu bugün ve yarın ayrımı yapmaksızın sürekli güvence talebi anlamına gelmektedir ve bu istikrarı zorunlu kılar.

Gıda güvencesi için bu dört boyutun da “tüm toplum” için sağlanması gerekmektedir.

Yapılan tanımlamalardan hareketle,“toplumun belirli bir kesimi için varken diğer kesimleri için yoktur” veya “ülkemizde büyük oranda sağlanmıştır” gibi tariflerle gıda güvencesi ifade edilemez.

Gıda güvencesi toplumun tamamı için sağlanamamışsa, o toplumda gıda güvencesinin varlığından söz edilemez.

Dünyada Gıda Güvence(sizliği)si

1974 – Dünya Gıda Konferansı;

1974’te FAO’nun Roma’da düzenlediği Konferans’ta “Gıda Güvencesi”nin bir insan hakkı olduğu, katılımcı 185 devlet tarafından resmen kabul edildi.

Konferans’ta, dünya üzerindeki açlığın 10 yıl içerisinde sonlandırılması hedefi ilan edildi. Fakat başarısızlıkla sonuçlandı.

1996’da toplanan Dünya Gıda Zirvesi’nde dünyadaki aç insan sayısının 2015 yılından önce yarı yarıya azaltılacağına dair bir metin imzalandı.

Sonrasında geçen 5 yılda 966 milyon olan aç insan sayısında herhangi bir azalma olmadı!

1996’da alınan kararların uygulanmaması üzerine, 2002 yılında bir zirve daha düzenlenmiştir. Bu toplantıda da 1996 zirvesinde alınan kararlar ve 2015 yılındaki hedef tekrarlanmıştır.

2009 yılında bir kez daha düzenlenen Dünya Gıda Zirvesi’nde, 2015 yılı hedefleri bir kez daha vurgulanmıştır.

·        Dünya nüfusunun 11’de 1’i açtır!

·        Dünya nüfusunun %29’u (2.3 milyardan fazla insan) orta veya yüksek düzeyde gıda güvencesi sorunu ile yüzyüze!

Daha güzel ve adil bir yaşam için gıda hakkı konuşuldu Daha güzel ve adil bir yaşam için gıda hakkı konuşuldu

·        Yaklaşık 750 milyon insan açlıkla yüz yüzedir!

·        Dünyada ekonomik nedenlerle sağlıklı şekilde beslenemeyen insan sayısı 2.8 milyar!

·        900 milyona yakın insan ise obezite sorunu yaşamakta!

Gıda Endüstrisi bu işin neresinde?

  • Endüstri olmadan dünya nüfusu beslenebilir mi?
  • Endüstrinin varlığının gıda güvencesizliğine ne gibi etkileri var (kar hırsı, sürdürülebilirlik/çevre vb)?
  • Gıda Bilimi bu işin neresinde?
  • Gıda alanındaki araştırmalar ne konularında ve bunun gıda güvencesi ile ilişkisi ne?

Gıda Üretiminin Arttırılması

  • Var olan gıda üretim sistemlerinin verimliliğinin arttırılması.
  • Yeni ve daha verimli gıda üretim sistemlerinin tasarlanması.
  • İsrafı azaltacak alternatiflerin geliştirilmesi (muhafaza, izleme vb).
  • Gıda atıklarının değerli ürünlere dönüştürülmesi.

Gıda Üretim Sisteminin Sürdürülebilirliğinin Sağlanması

  • Gıda üretim süreçlerinde enerji verimliliğinin arttırılması.
  • Gıda üretim süreçlerinin çevresel etkilerin azaltılması (karbon ayak izi, su kullanımının azaltılması vb).
  • Bitki kaynaklı gıdalara yönelim, bitkisel alternatifler.

Gıda – Sağlık İlişkisi

  • Bireylerin, kendi sağlıklarından kendilerinin sorumlu olması!
  • Beslenme ile sağlıklı bir yaşam çabası, bireysel beslenme…
  • Sağlık etkisi sağlanmış veya arttırılmış gıdalar; fonksiyonel gıdalar.

ÇÖZÜM ÖNERİLERİ BUNLAR OLABİLİR Mİ?

  • Gıda üretimini arttırmamız gerek!
  • Gıda üretimindeki verimliliği geliştirmemiz gerek!
  • Gıda tüketimindeki israfı azaltmamız gerek!
  • Gıda üretim atıklarını azaltmamız ve geri kazanmamız gerek!
  • Dünya’daki nüfus artışı, gıda üretimindeki artışın çok üzerinde, nüfus artışının durdurulması gerek!

Ülkemizdeki durum

FAO istatistiklerine göre Türkiye’deki açlık ihmal edilebilir düzeydedir.

Türkiye gıda güvencesi alanında, Küresel Gıda Güvencesi İndeksi 2022 yılı sonuçlarına göre dünyada 49.sırada yer almaktadır.

Ülkemizde istikrar ve gıda fiyatları, gıda güvencesinin önüne geçen temel sorunlardır.

Toplam tüketim harcaması içerisinde gıda ve alkolsüz içecek harcamalarının payı 2022 Türkiye’sinde %20’nin üzerindedir.

Gelir düzeyi en düşük %20’lik kesimde bu oran %36’yı aşmaktadır (TÜİK, 2024).

Bu değerler, AB’de alkollü içkileri de içermesine rağmen ortalama %14’ün altındadır.

Yoksullukla, toplam bütçedeki gıdanın payı artar. Bundan dolayı, gıda fiyatlarının yakından izlenmesi ve spekülatif hareketlerin önlenmesi, yoksullukla mücadelede önemlidir.

Ülkemizdeki günlük kişi başına hayvan kaynaklı protein arzı, son 20 yılda bir miktar artmış ve 47 g’a ulaşmıştır.

Bu alanda dünya ortalaması 38 g’dır ve gelişmiş ülkelerde bu değer 71 g’ı geçmektedir (FAO, 2024).

Gıda güvencesinde ülkemizin durumuna dair yapılmış alan çalışmaları sınırlıdır. Bu anlamda, Eştürk’ün (2015) Adana ilinin Seyhan ve Yüreğir ilçelerinde, farklı gelir düzeylerindeki 400 hanede gerçekleştirdiği çalışma önemlidir.

Gıda Güvencesizliği

Çocuklu hanelerde                         %70

Çocuksuz hanelerde                      %40

Ciddi düzeyde açlığın olduğu gıda güvencesizliği

Toplamda                                          %12

Kırmızı et tüketmeyen                   %97.6

Tavuk eti tüketmeyen                    %61.9

Balık tüketmeyen                           %90.5

GÜNCEL EKONOMİK DURUM

  • İşsizlik (%12-22, 4-8 milyon)
  • Asgari Ücretliler Ülkesi (8 milyon civarı, çalışan nüfusun yarısı)
  • Düşük Katma Değerli Ürünler ve Sektörler
  • Pandemi

Sonuç olarak;

Dünyamızda yaşanmaya devam eden açlığı ve önemi hiç azalmayan gıda güvencesizliği sorununu iklim, doğal afetler, hızlı nüfus artışı, pandemi gibi olgularla açıklamaya çalışmak gerçekçi değildir; çünkü bu sorun “teknik” bir sorun değildir. Teknik bir sorun olmadığı için, çözümü de “teknik” önlemlerle mümkün değildir.

Küresel ve ulusal ölçekte yürütülecek politik ve ekonomik mücadele ile sonuç alınabilir.

Buna karşın, yerel çabaların kendisini yok saymak, sorunun çözümünü uzaktaki, belirsiz egemenlere karşı yürütülecek soyut mücadelelere bırakmak anlamına gelir.

Yerel çabalarla, hem sorunun kısmi olarak hafiflemesi, hem de konu hakkındaki bilincin artması sağlanabilir.

                             

Editör: Haber Merkezi