SOSYAL ADALET HAREKETİ; SURİYE’DE BARIŞ İÇİN DEMOKRASİ ŞART

Sosyal Adalet Hareketi, Suriye'deki gelişmeler hakkında yazılı basın açıklaması gerçekleştirdi.

Açıklamada; “Suriye, Suriye halklarının özgür iradesine bırakılmalıdır” ifadesi kullanıldı.

Açıklama şu şekilde;

SURİYE’DE BARIŞ İÇİN DEMOKRASİ ŞARTTIR

Suriye, 15 Mart 2011’de başlayan iç savaşla birlikte 13 yıl süren büyük bir yıkımın, toplumsal ve ekonomik felaketin içine sürüklendi. Bu süreçte yaklaşık yarım milyon insan hayatını kaybetti, milyonlarca insan yerinden edildi. Şehirler, köyler, altyapılar yok oldu; tarihi ve kültürel miras tahrip edildi. Çocuklar, kadınlar, yaşlılar ve engelliler gibi savunmasız grupların durumları ise daha da ağırlaştı. Sığınmacıların, gittikleri ülkelerde ucuz iş gücü olarak sömürülmeleri ve yabancı düşmanlığına uğramaları, krizin ne kadar derin olduğunu ortaya koymaktadır. Tüm bu felaketin ardından herkesin umudu, Suriye topraklarında barışın ve huzurun yeniden tesis edilmesidir.

Suriye’nin yeniden inşası ve barışa kavuşması, yalnızca toprak bütünlüğünün korunmasıyla mümkün değildir. Bunun ötesinde, farklı inançlar, mezhepler ve etnik gruplar arasındaki uyumun sağlanacağı, kimlik ve inanç dayatmalarının olmadığı, demokratik bir yönetim anlayışının hakim olduğu bir çözüm gereklidir.

DEM Parti Milletvekili Perihan Koca: “Grev Hakkının Yasaklanması Suçundan Vazgeçin” DEM Parti Milletvekili Perihan Koca: “Grev Hakkının Yasaklanması Suçundan Vazgeçin”

Suriye’nin barışı, çoğulcu, katılımcı, şeffaf ve hukukun üstünlüğüne dayalı bir yönetimin kurulmasından geçmektedir. İnsan haklarına ve özgürlüklere saygı gösteren, kimlik ve inançların özgürce yaşanabileceği, tüm vatandaşlara eşit haklar ve fırsatların sunulduğu bir sistem, sadece Suriye halkı için değil, tüm bölge için kalıcı barışın temelini oluşturacaktır.

Ancak, sahada yaşananlar bu umutları boşa çıkarmaktadır. Şam’a giren silahlı gruplar, Esad rejiminin geçmişteki insan hakları ihlallerini ve baskılarını durduklarını iddia ederken; aynı grupların inançları veya kimlikleri nedeniyle sokaklarda infazlar yaptıkları görülmektedir. Esat rejimini yıkanların, emperyalistlerle işbirliği yaparak geçmişte de bugün de halk üzerinde terör estiren gruplar olduğu göz ardı edilmemelidir. Bu durum Suriye’deki çözüm sürecinin ne kadar karmaşık, tehlikeli ve zor olduğunu gözler önüne sermektedir. Ne emperyalistler, ne işbirlikçileri ne de dışardan devşirilen teröristler Suriye’ye demokrasi getirmeyecektir.

İsrail’in Suriye topraklarında gerçekleştirdiği saldırılar ve toprak işgali, uluslararası güçlerin bölgedeki çıkar çatışmalarını derinleştirdiğini ve Suriye halkının barış talebinin dışlanmasına neden olduğunu göstermektedir. AKP iktidarının Suriye’nin toprak bütünlüğünü vurgulaması ise uyguladığı politikalarla örtüşmemektedir.

Suriye’de gerçek barışı sağlamanın yolu, toprak bütünlüğüne karşı çıkan tüm dış müdahaleleri engellemektir. Dünyanın dört bir yanından Suriye’ye getirilen tüm terör unsurlarının ülkeyi terk etmesi elzemdir. Her türlü emperyalist müdahale ve işgal, Suriye halkının iradesine zarar verir.

Özellikle ABD ve diğer emperyalist güçler, bölgedeki çıkarlarını gözeterek, demokrasiyi ve özgürlükleri hiçe sayan yönetimleri desteklemektedirler.

Bu tür çıkar ilişkileri, halkların haklarına ve özgürlüklerine zarar verirken, Suriye’nin bağımsızlığına da tehdit oluşturmaktadır.

Suriye’nin geleceği, emperyalist güçlerin çıkarlarına teslim olmamalıdır. Suriye, Suriye halklarının özgür iradesiyle, barış içinde, çoğulcu ve katılımcı bir yönetimle şekillendirilmelidir. Türkiye de bu sürecin bir parçası olarak, Suriye halkının yaralarını sarması ve kalıcı bir barış ortamına kavuşması için elinden geleni yapmalıdır.

Suriye’deki tüm farklı inançlardan, etnik gruplardan ve kimliklerden insanlar; demokrasi, inançlara saygılı, özgürlükçü laiklik temelinde bir arada, eşit haklarla yaşayabilmelidir.

Bu, sadece Suriye için değil, bölgedeki tüm halklar için adaletin ve barışın sağlanması adına hayati önem taşımaktadır.

Ortadoğu ülkelerinin yaşadığı birçok sorun ortak olduğu gibi, çözümleri de bölge çapında ele alınmadan tam olarak başarılamaz.

Bölgemizde barışı, insan haklarını ve eşitliği temel alan; ekonomik ortaklıklardan daha gelişkin birliğe doğru ilerleme perspektifini önüne koyan , "Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı" gibi bir yaklaşıma acil ihtiyaç vardır

Suriye’de demokrasi zemininde bir iktidarın oluşmasına katkı sunulmalıdır.

Suriye’deki yönetim boşluğundan yararlanmayı düşünen, başta “Siyonist” katil İsrail hükümeti olmak üzere, halkların kaynaklarını rant olarak gören tüm emperyalist ve işgalci güçler derhal geri çekilmelidir.

Suriye’nin barışa kavuşması için tüm demokratik güçler destek elini uzatmalıdır.

Suriye, Suriye halklarının özgür iradesine bırakılmalıdır.

14 Aralık 2024

Editör: Haber Merkezi