TMMOB Makina Mühendisleri Odası Başkanı Yunus Yener, “Alarko Carrier Yönetimini, Mühendisleri İşten Atma Uygulamasını Durdurmaya ve Liyakata Uygun Davranmaya Davet Ediyoruz” başlıklı bir basın açıklaması yaptı.
Alarko Carrier Yönetimini, Mühendisleri İşten Atma Uygulamasını Durdurmaya, Yasal Mevzuata, Evrensel Hak ve Etik İlkeleri ile Liyakata Uygun Davranmaya Davet Ediyoruz
Alarko Carrier Sanayi ve Ticaret AŞ yönetiminin, imza yetkisine sahip üst düzey yöneticilerin de dahil olduğu 8’den fazla personeline 25 Aralık 2023 (yılın son haftası) tarihi mesai bitimi itibarıyla iş sözleşmelerinin sona erdirileceğini bildirdiği haberini almış bulunuyoruz. İşten çıkarılma anlamına gelen bu uygulamanın gerekçesi olarak, Şirket Yönetim Kurulu Kararı ile organizasyon değişikliği gösterilmiştir.
Alarko Holdingin iki kurucusundan biri olan Üzeyir Garih’in “İş Hayatımdan Kesitler ve Gençlere Tavsiyeler” adlı kitabının “İşten Ayrılmada Zerafet” ve “Kurumdan Ayrılma” başlıkları altında ise, tek taraflı işten çıkarma bildirimi değil zerafet önerilmiş ve şöyle örneklenmiştir: “(…) gerek kendi isteği ile ayrılan elemana, gerekse zorunluluklar dolayısıyla işine son verilen kişiye kurumun yapacağı işlemin bir zerafetle oluşması gerekir (…) Kurumun, ayıracağı bir kimseye yeni bir iş bulması için zaman ve parasal olanak tanıması, bir toplantı tertipleyerek geçmiş hizmetlerini ödüllendirmek uygun olur” ve karşılıklı “sevgi, saygı ve dostluğun devamı iki tarafın da yararına olacaktır” denilmektedir. Mevcut uygulama ise, Holding Kurucusunun sunduğu çerçeveye tamamen aykırıdır.
Bağlantılı olarak belirtilmelidir ki, iş sözleşmesinin işveren tarafından ve tamamen çalışanların dışındaki sebeplerle sona erdirilmesi, herhangi bir yükümlülük ihlaline dayanmamaktadır. Bu durum, çalışanlarda manevi olarak derin etkiler bırakmakta ve haksız bir etiketlenmeye maruz kalarak itibar kaybına uğramalarına yol açmaktadır. İnsan kaynakları yönetiminin etik ilkeleri uyarınca, bu durumlarda açık iletişim esasına uygun olarak karşılıklı saygıya dayalı ve çalışanın sonraki iş hayatını da gözetmeye yönelik davranışlarda bulunulması esastır. Bununla birlikte; iş ilişkisinin sadece iş sözleşmesinden ibaret olmadığı, tarafların aynı zamanda sözleşme sırasında ve sözleşme ilişkisinin sona ermesinin ardından birbirlerinin maddi ve manevi tüm menfaatlerini korumaları gerektiği evrensel hukukun yazılı olmayan ilkelerindendir.
Diğer yandan, Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği üzere, işletmelerde organizasyon değişikliğine gidilmesi, her durumda iş akdi feshi için geçerli bir sebep teşkil etmemektedir. Organizasyon değişikliğinin belirtilen personeli istihdam fazlası hale getirdiğinin ve iş akdi fesihlerinin geçerli sebebe dayandığının işveren Şirketçe somut olarak ispatlanması ve feshin son çare olması ilkesine uyulması gerekmektedir. Ancak söz konusu iş akdi fesihlerinin geçerli sebebe dayanıp dayanmadığı ve feshin son çare olması ilkesine uyulup uyulmadığı belirsiz durumdadır.
Hukuken geçerli bir gerekçeye dayanmadığı gibi insan kaynakları etiği ve ne de aykırı olduğu kanısında olduğumuz söz konusu işten çıkarma kararının, tamamı TMMOB’ye bağlı Oda üyelerinden oluşan çalışanların hiçbir maddi ve manevi menfaatinin gözetilmeksizin yapılmış olması, sektör adına da başlı başına endişe verici bir durumdur. Karar kapsamındaki iş sözleşmeleri, üye mühendislerimiz tarafından eksiksiz yerine getirilmesine rağmen feshedilmiş ve birçok kişisel ve ailevi maddi yükümlülük altında bulunan meslektaşlarımız zor durumda bırakılmıştır. Şirket yönetiminin gerçekleşen ihtiyari ve zorunlu arabuluculuk görüşmelerinde çalışanlara yasal haklarının çok altında sunduğu anlaşma teklifleri, bu liyakata aykırı, nezaketsiz, özensiz tavrı daha da derinleştirmiştir.
Söz konusu karardan etkilenecek mühendisler, şirketin sadece teknik bilgi birikimini değil, aynı zamanda bir kısmının uzun süredir kurum bünyesinde bulunan tecrübeli yöneticiler olması nedeniyle sosyal sermayesini ve kurumsal hafızasını da temsil etmektedir. Yıllar boyunca nitelikli emeği ülke kurumlarının hizmetine sunan donanımlı mühendislerin maruz kaldığı tutumun sektör bazında genç mühendislerde, teknisyenlerde ve diğer çalışanlarda büyük bir motivasyon kaybına yol açacağı ve şirketin kurumsal itibarını zedeleyeceği açıktır.
Ülkemizin en önemli kaynağının yetişmiş insan gücü olduğu dikkate alındığında, bu tür uygulamaların kişisel mağduriyetler dışında daha geniş çaplı etkilerinin olduğu ve ülkenin teknik birikimini verimsizleştireceği unutulmamalıdır.
Açıklanan nedenlerle şirket kararından sektör ve meslek itibarı açısından derin kaygı duyuyoruz. Alarko Carrier Sanayi ve Ticaret AŞ’yi, çalışanları ile ilişkilerinde Holding Kurucusunun etik uyarıları yanı sıra yasal mevzuata, evrensel işçi hakları ilkelerine, insan kaynakları etiğine, yazılı olmayan hukuk kurallarına, hakkaniyete, değerbilirliğe ve liyakat normlarına bağlı kalmaya davet ediyoruz.