Türk Tabipler Birliği 2. Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan ÖKTEN yazılı bir basın açıklaması gerçe...

Türk Tabipler Birliği 2. Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan ÖKTEN yazılı bir basın açıklaması gerçekleştirerek; “Pandemilerde kısmi kapanma, kontrollü normalleşme gibi kavramlar ancak pandemi tamamen kontrol altına alınmış, 100 binde yeni vaka sayısı 10’un altına düşmüş ise yapılabilir” dedi.

Ökten; Kısmi Kapanma İle İlgili Anlamsızlıklar” başlığıyla yaptığı açıklamada şu konulara dikkat çekti;

Cumhurbaşkanlığı tarafından pandemi ile ilgili olarak yeni tedbir paketleri kapsamında açıklanan kısmi kapanma salgının yükselişini durdurmaktan çok uzaktır. Çünkü pandemilerde kısmi kapanma, kontrollü normalleşme gibi kavramlar ancak pandemi tamamen kontrol altına alınmış, 100 binde yeni vaka sayısı 10’un altına düşmüş ise yapılabilir.

14 Nisan’da açıklanan kısmi kapanmalarda ki anlamsızlıklar şunlardır:

1- Hafta içi sokağa çıkma saatinin 19.00’da başlaması özellikle büyük şehirlerde trafiğin en yoğun olduğu saatlerdir. Tüm trafiğin bu saatten birkaç saat öncesine kaydırılması trafiği daha da arttıracaktır. Ramazan ayı ve insanların aç olduğu ve buna bağlı olarak metabolizmalarının değişkenliğe uğradığı ve açlığın vermiş olduğu dikkatsizlik, yorgunluk ve sinirlilik halinin artması düşünüldüğünde bunlara trafiğin yoğun olması da eklenince trafik kaza oranları da artacaktır. Hafta içi sokağa çıkma saatinin 19.00’da başlaması ramazan ayı nedeniyle iftarla da ilgisi olabilir. Bu da bilimsel değil dini ideolojik bir yaklaşımdır.

2- Sadece turistik faaliyetler kapsamında geçici/kısa bir süre için ülkemizde bulunan yabancıların sokağa çıkma kısıtlamasından muaf olması son derece antibilimseldir. Bir kural herkes için olmalıdır. Ayrıca turistlerin bırakın muaf olunmasını aksine tüm yurt dışı giriş çıkışlar kısıtlanmalı ve belli bir süre yasaklanmalıdır.

3- Aşı olan 65 yaş üstünü ise eve hapsetmenin anlamı yoktur. Aksine bu kişiler maske ve mesafe dikkatli olunması ile sokağa, park, bahçelere çıkmalıdırlar. Bu insanları eve hapsettikçe psikolojik ve dahili hastalıkları daha da artacaktır. Buda onların depresyon ve hareketsizlikten daha da fazla ölmelerine neden olacaktır. Bu da antibilimsel bir uygulamadır.

4-Özel araçlarla seyahatlere izin verilmeyip, toplu taşıma ile şehirler arası seyahate izin verilmesi için salgını yaymaktan başka bir işe yaramayacaktır.

5-Sivil toplum kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunların üst kuruluşları ile birlikler ve kooperatiflerin genel kurul dahil yapacakları geniş katılımlı her türlü etkinliklerine izin verilmemesi kararı ise  kendi kongrelerini lebalep dolu salonlarda yapanlar tarafından belirtilmesi  pandeminin antidemokratik  uygulanmalarına bir örnektir.

6- Cumhurbaşkanlığı'nın 2021/8 sayılı Genelgesi doğrultusunda kamu kurum ve kuruluşlarında uzaktan ve/veya dönüşümlü çalışma gibi esnek çalışma yöntemlerinden azami düzeyde istifade edilecek olması ve çalışma koşulları, şartları ve imkanları uygun olan özel sektör firmalarında da esnek çalışma yöntemlerine geçilmesinin  teşvik edilmesi salgında sadece ekonominin düşünüldüğü, orada çalışanların düşünülmediğinin en önemli göstergesidir. Pandemi özellikle işçi, işsiz, dar gelirli, memur gibi yoksul kesimi çok daha fazla etkilemektedir. Bu insanlar fabrika, atölye, küçük işyerlerinde ancak çoğu olumsuz koşullarda ve kalabalık ortamlarda çalışmakta ve yaşamaktadırlar. Fabrikalar, atölyeler, işyerleri kapatılmadan pandemiyi önlemek mümkün değildir.

7- İşyerleri tarafından açılış nedeniyle veya belirli gün ya da saatlere özgü genel indirim uygulamalarının yerine yoğunluğun önüne geçilebilmesi için en az bir hafta sürecek şekilde uzun periyodlarla indirim uygulamaları yapılacak denmesi pandemide bile indirimin düşünülmesi ancak insan yaşamını hiçe sayan kapitalizmin düşünebileceği bir durumdur.