Türkiye'de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasının ardından başlayan protestolar, altıncı gününde de devam ediyor. Protestolar, özellikle İstanbul'daki Saraçhane Meydanı'nda yoğunlaşırken, diğer büyük şehirlerde de gösteriler düzenleniyor. Bu protestolar, halkın adaletin sağlanmadığına dair duyduğu endişeyi ve medyanın tutumuna karşı tepkileri yansıtıyor.
Protestoların ardından Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), medya kuruluşlarının tutumuna karşı boykot çağrısı başlattı. CHP lideri Özgür Özel, tutuklamaların ve basına yönelik sansürün ardından, özellikle hükümete yakın medya kuruluşlarını hedef alan bir boykot hareketini duyurdu. Boykot listesinde, D&R, idefix, Demirören ve Espressolab gibi markalar yer alıyor.
Ancak iktidar kanadından boykot çağrılarına sert tepki geldi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Meydanlarda kontrolsüz gruplar önünde kışkırtıcı bir dil kullanılarak,ülkemizin büyümesine katma değer sağlayan markalarının isim isim hedef gösterilmesi, boykot çağrısı yapılması ve bu yolla ekonomimizin hedef alınması çok tehlikeli bir yaklaşımdır. Tunç, protestolarda kullanılan kışkırtıcı dilin, Türkiye'nin büyümesine katkı sağlayan markaları hedef almasının tehlikeli bir durum oluşturduğuna dikkat çekti. Ayrıca basın özgürlüğü konusunda da uyarılarda bulunarak, medya kuruluşlarının isimsizleştirilmesinin basın özgürlüğüne darbe vurduğunu ifade etti.
Tunç ayrıca, "Basın kuruluşlarının düşmanca bir tutumla isimlerinin anılması yuhalattırılması basın özgürlüğüne bir darbedir" ifadelerini kullandı.
Bu gelişmelerin yanı sıra İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, protestolar sırasında 1.100'den fazla kişinin gözaltına alındığını duyurdu. Gözaltına alınanlar arasında gazeteciler, politikacılar ve aktivistler bulunuyor. Yerlikaya, protestoların son on yılın en büyük hükümet karşıtı hareketi olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise, protestoları "şiddet hareketi" olarak nitelendirerek, CHP'yi şiddet ve maddi hasar konularında sorumlu tuttu. Erdoğan, güvenlik güçlerinin müdahalesi sırasında polislerin ciddi şekilde yaralandığını belirtti ve gösterilerin demokratik değerlerle bağdaşmadığını ifade etti.
Uluslararası toplum da gelişmeleri yakından takip ediyor. Avrupa Konseyi, Türkiye'yi toplantı ve gösteri yapma özgürlüğüne saygı göstermeye çağırırken, insan hakları örgütleri polis şiddeti ve keyfi tutuklamalar konusunda endişelerini dile getiriyor.
Türkiye'deki bu gergin ortamda, hem iç politikada hem de uluslararası alanda yankılar devam ediyor. Protestoların ve boykot çağrılarının nasıl bir yöne evrileceği, ülkenin geleceği için kritik bir önem taşıyor.
