Bizimle beraber yaşam alanlarını işgal ettiğiniz, sokak aralarında, caddelerde, beton yığınları arasında yaşamaya mecbur ettiğiniz dostlarımızı, "ölüm kampları" denilen barınaklara hapsetmenize izin vermeyeceğiz; özgürlüklerini ve yaşam haklarını savunmaya devam edeceğiz!

Whatsapp Görsel 2024 07 13 Saat 18.04.19 2Faf8186

Tecrit ve katliam yasa tasarısı meclisten geri çekilene kadar her gün meydanlardayız.

Adana Atatürk Parkında gerçekleştirilen basın açıklamasını katılımcı kurumlar adına Gamze Aktaş okudu. Aktaş’ın ardından Veteriner Hekimler Odası Başkanı Nihat Köse ‘de konuyla ilgili açıklamlarda bulundu.

AKTAŞ SÖZLERİNE ŞU ŞEKİLDE DEVAM ETTİ; "BİZDE BUGÜN ADANA'DA ATATÜRK PARKI'NDA YASA TASARISI GERİ ÇEKİLENE KADAR SOKAKLARDA OLUP DOSTLARIMIZIN ÖLDÜRÜLMESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ. DİRENİŞİMİZİN 1. GÜNÜNDEN SESLENİYORUZ. İFŞA EDİYORUZ!"

AKP iktidarının yalanlar üzerine kurulu kanlı yasa teklifini ifşa ediyoruz!

12 Temmuz Cuma günü, yani dün; 72 AKP’li milletvekilinin imzasıyla Meclis’in Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu’na sunulan yasa teklifi, sokakta yaşayan hayvanlara hayatı çok görüyor! 1,5 sene önce 6 Şubat depremlerinde enkaz altından insan kurtaran köpek Proteo’yu yerlere göklere sığdıramayanlar şimdi gelmiş, sokaklarda tek bir hayvan bırakmayana kadar katliam yapacağız diyorlar. Oysa türlü yalanlarla hedef hâline getirdiğiniz bu hayvanlarla Proteo arasında hiçbir fark yok!

AKP’nin yalanlarına kanmıyor, bu kanlı yasa teklifini reddediyoruz!

POPÜLASYON ARTTI DİYORLAR; 2004 yılında kendi çıkardığı kanundaki “kısırlaştır-aşıla-yerine bırak” modelini uygulasa 20 yılda sokaktaki hayvan popülasyonunu pekâlâ kontrol altına alabilecekken bunu yapmayan AKP, şimdi artan hayvan popülasyonundan dem vuruyor ve belediyelere uygulatamadığı kısırlaştırma seferberliğinin faturasını, hayvanlara kesmeye çalışıyor. Tıpkı şiddete, tacize uğrayan kadınlara “O saatte orada ne işi varmış?” dendiği gibi, sokaklarda her gün şiddete uğrayan, mağdur olan hayvanlar düşmanlaştırılıyor. Ölüm kampları inşa ettireceğinize yurt çapında kısırlaştırma seferberliği ilan edin, popülasyonu düşürün!

Sokaktaki tüm hayvanları katletmeye ant içmiş bu teklife göre:

•            Saldırgan olan

•            Bulaşıcı/tedavi edilemeyen hastalığı olan

•            Sahiplenilmesi yasak olan

•            Kamu güvenliği bakımından tehlike oluşturan

•            Hayvandan hayvana ya da hayvandan insana bulaşan hastalık taşıyan

•            Su kaynaklarının/yaban hayatının/biyolojik çeşitliliğin zarara uğramasına sebebiyet veren

Tüm hayvanlar öldürülecek.

Bu süslü lafların yasayı meşrulaştırmak için söylendiğini, her birinin tanımının bilinçli şekilde muğlak bırakıldığının farkındayız. Bugüne kadarki acı tecrübelerimizden biliyoruz ki sadece havladı diye bir hayvanı “saldırgan” ya da “kamu güvenliği bakımından tehlikeli” addetmek veya tek bir antibiyotikle, tek doz aşıyla tedavi edilebilecek bir hayvanı “bulaşıcı hastalığı var” diyerek katletmek çok kolay.

Tüm hayvanları öldürmeyi hedefleyen teklife göre artık yerel hayvan koruma görevlileri de olmayacak. Adında “Hayvanları Koruma” ifadesi geçen kanunun hiçbir yerinde hayvanları korumaya dair bir güvence kalmayacak,

AŞILAMA ÇÖZÜM DEĞİL DİYORLAR; Çok değil, daha 3 yıl önce pandemide, sermaye daha fazla zarar etmesin diye turizm sektöründe çalışanların “Enjoy I’m vaccinated!” yazılı maskeler taktığı reklamlar yaparak ülkeye turist çekmeye çalışan AKP, şimdi eksenini 180 derece döndürüp, 100 yıldır aşısı olan kuduz hastalığını bahane ederek sokaklarda yaşayan hayvanları katletmeye hazırlanıyor.

Sağlık Bakanlığının yayımladığı Kuduz Profilaksi Rehberi, kuduz aşısının %100 koruma sağladığını açık ve net şekilde ortaya koyarken ve Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü, 2013-2023 yılları arasında kayda geçen toplam kuduz vaka sayısının 22 olduğunu duyurmuşken kimseyi bu ülkede kuduz sorunu olduğuna inandıramazsınız!

Bizler çok iyi biliyoruz ki halk açlıktan, sefaletten ölürken siz bu yasayı çıkarıp yine sermayenin kârına kâr katmak, zenginleri biraz daha zengin etmek istiyorsunuz. Ancak size kötü bir haberimiz var: BİZ BU YASA DEĞİŞİKLİĞİNE İZİN VERMEYECEĞİZ!

Teklifle hayvanlara ölüm kampları inşa edenlere araziler, binalar tahsis edeceğiz diyorsunuz; bakımevi dediğiniz ölüm kamplarında, ameliyathane dediğiniz işkencehanelerde, alet ve ekipman dediğiniz işkence aletleriyle hayvanlara zulmedecek kurum ve kuruluşlara teşvik veya mali destek sağlayacağız diyorsunuz. Söyleyin; elinizde hayvanların kanıyla kimleri zengin edeceksiniz?

BELEDİYELERE SOKAKTAKİ HAYVANLARI TOPLAMAYI, ONLARI ÖLÜM KAMPLARINA KAPATMAYI VE KATLETMEYİ DAYATIYORLAR; Teklifle; hayvanları toplamayan, ölüm kampına kapatmayan, katletmeyen belediye başkanlarını ve belediye yetkililerini 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezasıyla tehdit ediyorlar. Ancak ne tesadüftür ki Cumhurbaşkanına bağlı il özel idarelerine, yani valilere ve il genel meclislerine böyle bir sopa gösterilmiyor. Teklife dikkatlice bakınca görüyoruz ki il özel idareleri yalnızca hayvanları toplayıp ölüm kamplarına götürmekle yükümlü kılınıyor; fakat bu yükümlülüklerini yerine getirmezlerse kendilerine herhangi bir cezai yaptırım uygulanmıyor. Buradan da görüleceği gibi bu yasa teklifi, son yerel seçimde birçok belediyeyi kaybeden AKP’nin yeni belediye başkan ve üyeleri üzerinde tahakküm kurma ve onları cezalandırma projesidir. Tüm muhalif belediyeleri acilen bu teklifin karşısında tavır almaya, katliama hayır demeye davet ediyoruz! Çünkü biliyoruz ki bu teklifin halk nezdinde hiçbir meşruiyeti yoktur. Yüzyıllardır sokaklardaki hayvanlarla bir arada yaşayan halk, hayvanların ölüm fermanına dur demeyen tüm yetkililerden hesap soracaktır!

Halk biliyor ki:

•            Kuduz vakalarında artış yok ve kuduz aşısı hastalıktan %100 koruyor,

•            Sokaklarda yaşayan hayvan popülasyonuna ve bu hayvanların saldırısı sonucu meydana gelen yaralanma/ölüm vakalarına dair istatistik yok, verilen sayılar gerçeği yansıtmıyor,

•            Hayvan üretimi ve ticareti durmadıkça popülasyonun kontrol altına alınması mümkün değil,

•            Bilimsel tek çözüm yurt çapında eş zamanlı kısırlaştırma seferberliği yaparak hayvan nüfusunu kontrol altına almak.

* * * * *

Bu yasayı hazırlayan, sunan ve “oylayanlara” sözlerimiz var:

Halka yalan söyleyerek hayvanları toplama kamplarına gönderemezsiniz.

Halka yalan söyleyerek yapacağınız katliamı, adaletsizliği meşru hale getiremezsiniz.

Bugün bir kez daha yıllardır söylediğimiz gerçekleri haykırıyoruz:

•            Hayvanları kısırlaştırdık ama nüfus azalmadı dediniz. Hayır, kısırlaştırmadınız! Kısırlaştırmayı bırakın, hayvanları kısırlaştıracak merkezleri bile kurmadınız. Kurulması için bir çaba sarf etmediniz.

•            Bu merkezlerin, hayvanların tedavilerinin yapılacağı ve güvenle sokağa döneceği bakımevleri olması gerekiyordu. Bakımevleri yerine hayvanlar için hapishaneler kurdunuz.

•            Bu barınak adı verilen hapishanelerde hayvanları vurarak, canlı canlı gömerek, damarlarına çamaşır suyu vererek öldürdünüz. Sizin gazabınızdan kurtulan hayvanlar hastalıklardan ve bazen de kapatıldıkları hapishanelerde açlıktan öldü.

•            Hayvanların bir mal gibi üretilip satılmasını durdurmadınız. Üretimi durdurmadığınız gibi bu hayvanları sokağa terk edenlere ceza vermediniz.

Yasalardaki yetersiz adımları bile atmadınız. Sanki 20 yıldır bütün bunların sebebi siz değilmiş gibi, hayvanları on yıllardır açlığa, hapislere, ölüme mahkum etmemiş gibi yeni bir çözüm olarak, hapsetmeyi ve öldürmeyi sistemli olarak uygulamak istiyorsunuz.

Günlerdir halkın kabul etmediği bu yasayı çıkarmak için nefreti, yalanı, düşmanlığı kullanarak bir korku iklimi yaratmaya çalışıyorsunuz.

Münferit olayları sanki büyük bir toplumsal sorunmuş gibi sundunuz. Hayvanlara yönelik nefreti körüklemek için Hindistan’dan, Afganistan’dan görüntüler toplayıp tekrar tekrar yalan haberler servis ettiniz.

Ailesinin istismarına uğrayan çocukların failinin köpekler olduğunu söyleyecek kadar gözünüz döndü.

Köpeklere saldırıp, kışkırtıp görüntüler çektiğinizi açık sohbet odalarında itiraf etmekten çekinmediniz.

Köpeklerin öldürüldüğü yerde çocukların köpeklerden değil, köpekleri öldüren katillerden korktuğunu gizlediniz.

Öldürme kelimesi yerine bilimsel olarak yanlış, kullanım olarak hatalı olduğu halde “ötanazi imkanı” diyerek, cinayeti süslemeye çalıştınız.

Hayvan üretimi ve satışı ile para kazanmış, yaşam tüccarlarının kurduğu dernekleri dinlediniz. On yıllardır sokaklarda hayvanların yaşam hakkı için mücadele eden, sizin yapmadığınız görevleri yapmaya canla başla uğraşan hayvan hakları aktivistlerini ise tıpkı öldürmek istediğiniz hayvanlar gibi düşmanlaştırdınız.

Çünkü biliyoruz, sizin amacınız sokakların güvenli olması değil.

Sokakların güvenli olmasını isteseydiniz;

•            Defalarca şikayette bulunan, koruma kararı çıkartan ve neredeyse her gün karakollara giden kadınların öldürülmesine karşı önlemler alır, önlem alan anlaşmaları iptal etmezdiniz

•            Sokak ortasında gençleri öldüren, öldürdüğünü gururla anlatan katilleri sokaklara salmazdınız,

Hayır!

Romanya, Portekiz, İtalya ve Türkiye'den öğretmen ve öğrencileri; ÇGC'yi ziyaret etti Romanya, Portekiz, İtalya ve Türkiye'den öğretmen ve öğrencileri; ÇGC'yi ziyaret etti

Eğer, halkın isteklerine kulak veriyor olsaydınız, seçilme yeterliliği bulunan ve halkın oylarıyla seçilen belediye başkanlarını görevden almayı sıradanlaştırmazdınız.

“Toplum ve devlet düşmanı” olarak seçilen köpeklerden sonra, sıranın kime geleceğini de kaçınılmaz olarak sorguluyoruz. Bu vesileyle; hayatı savunan, kendi hayatı adına söz söyleme şansı olup kendi mücadelesini yürüten tüm ötekileri de selamlamak istiyoruz: Çocukları, kadınları, LGBTİ+ları, işçileri, emekçileri, göçmenleri, engellileri, faili meçhulleri ve ailelerini selamlıyoruz!

Soykırımcı İsrail’e, onun Türkiye’deki işbirlikçi sermayesine karşı mücadele ettiği için, AKP tarafında bilfiil baskıya maruza kalan, gözaltına alınan, tutuklanan, yüreği Filistin için atan gençleri selamlıyoruz! En temel demokratik haklardan biri olan seçme hakkını kayyumlarla bastırmaya çalışanlara karşı yılmadan mücadele edenleri, Kürt halkını selamlıyoruz!

Bu vesileyle, önceki gün hukuksuzca tutuklanan aktivist İris Mozalar’ın serbest bırakılmasının da, sesi kısılmak istenen Açık Radyo’ya yönelik yayın kesme kararının durdurulmasının da dayanışma sayesinde gerçekleştiğini biliyoruz.

Biliyoruz: Failler aynı, mücadelemiz aynı. Hepimiz adaletsizliğe ve cezasızlığa karşı bir aradayız.

Bir kez daha, üstüne basa basa söylüyoruz: Yalanlar üstüne kurduğunuz bu yasayı kabul etmiyoruz.

Ne toplama kampları ne ölüm!

Tek çözümün bugüne kadar uygulanmayan aşılama, kısırlaştırma ve yerinde yaşatma olduğunu gizleyemezsiniz.

Hayvanların ve insanların güvenliğini sağlayacak olanın; ticaretin yasaklanması, hayvanlara şiddete hapis cezası gibi ciddi önlemlerin alınması, “kısırlaştırma, aşılama ve yerinde yaşatma” modelinin uygulanması olduğunu gizleyemezsiniz.

Nefretle döşediğiniz taşlarla, adınızı tarihe katliamla anılarak kanla yazmakta ısrar etmeyin!

Adaleti savunan tüm milletvekillerine bir kez daha sesleniyoruz:

Teklifin her aşamasında bizzat mecliste muhalefet etmenizi bekliyoruz!

Tecrit ve katliama hayır oyu kullanmanızı ve bu yasaya karşı olduğunuzu en yüksek şekilde dile getirmenizi bekliyoruz!

Köpekler için soykırım noktasına gelen bu son dönemeçte, meclisin kalın duvarlarını sesimizle yıkmak için, yaşamdan, adaletten ve özgürlükten yana olan herkese sesleniyoruz: İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Antalya ve Alanya’daki eylemlerimize ve nöbet alanlarımıza gelin, dostlarımızla dayanışma gösterin. Kendi mahallenizde, il ve ilçenizde örgütlenin, eylemler yapın, kendi nöbetlerinizi başlatın.

Eylem ve nöbetlerimiz için lütfen Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi ve Hayvan Yaşam Özgürlük İnisiyatifi hesaplarını takip edin, hep birlikte meclisin kapılarını zorlayalım!

 

Whatsapp Görsel 2024 07 13 Saat 18.04.19 08D00949

Editör: Haber Merkezi