Adana Emek ve Demokrasi Güçleri adına Yakup Ataş; "Türkiye toplumu, demokratik bir rejimde kabulü mümkün olmayan otoriter rejim uygulamalarının tahakkümü altında kalmaya devam etmektedir."

Whatsapp Görsel 2024 11 09 Saat 18.30.27 A9F165F5

Adana'da İnönü Parkında daha önce gerçekleştirileceği ilan edildikten sonra Valilik tarafından yasaklanan basın açıklaması uzun süren pazarlıklar sonucu polis kuşatması altında yapıldı.

Yüzlerce polis, çevik kuvvet, toma vb. araçlarla İnönü Parkını çevirilmesine rağmen Adana Emek ve Demokrasi Güçleri Bileşenleri parka gelmeye ve Kayyımlarla ilgili slogan atmaya başladı. Polisin sık sık anons yaparak 2911 toplantı ve gösteri yürüyüşlerine atıfta bulunarak eylemi sonlandırmasını istemesine rağmen kitle kararlı bir şekilde parkı terketmedi.

Whatsapp Görsel 2024 11 09 Saat 18.29.57 83Dc446D

İnönü Parkındaki açıklamaya DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, DEM Parti Milletveilleri Perihan Koca, Ali Bozan ve Ömer Faruk Gergerlioğlu'da katıldı.

Demokrasi güçleri adına açıklamayı İHD Adana Şube Başkanı Av. Yakup Ataş okudu. Ataş'ın ardından TÖP temsilcisi, Barış annesi ve DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar konuştu.

Emek ve Demokrasi Güçleri adına Ataş sözlerine şu şekilde devam etti;

Cumartesi Yola Çıkacaklar Dikkat! Kara Yollarında Çalışmalar Devam Ediyor Cumartesi Yola Çıkacaklar Dikkat! Kara Yollarında Çalışmalar Devam Ediyor

Otoriter rejimin tahkim edilmesinde 2016 tarihi önemli bir yer tutmaktadır. İktidarın otoriter rejimi tahkim etme niyetini apaçık gösterdiği bu tarihte, belediyelere kayyım atanmasının yolunu açan 674 Sayılı KHK ile Belediye Kanununun 45.maddesinde değişiklik yaparak belediyelere kayyım atama yetkisi almış, aynı zamanda belediyelerin taşınır mallarına el koyma ve çalışanlarını görevden uzaklaştırma yetkisini de valilik ve kaymakamlıklara vermişti.

Whatsapp Görsel 2024 11 09 Saat 18.29.58 D974Ae42

Sözünü ettiğimiz 674 sayılı KHK’ye dayandırılarak 2016 yılında DBP’li toplam 95 belediyenin eş başkanları görevden alınarak yerlerine o yerlerin mülki amirleri olan vali ve kaymakamlar kayyım olarak atanmıştı.

İktidar Kayyım atama hukuksuzluğuna  31 Mart 2019 yerel seçimlerinden sonra da devam etmiştir.

31 Mart 2019 yerel seçimlerinin ardından, 19 Ağustos 2019 tarihinden itibaren İçişleri Bakanlığı’nın kararıyla toplam 48 HDP belediyesine kayyım atanmıştır..

Gelinen aşamada görmekteyiz ki Devlet Kayyım politikasından vazgeçmiş değildir.

31 Mart 2024 tarihli yerel seçimler sonrasında sırasıyla 3 Haziran 2024 tarihinde Hakkari Belediye Eşbaşkanlığı’nı kazanan Mehmet Sıddık Akış ve 31 Ekim 2024 tarihinde Esenyurt Belediye Başkanlığı’nı kazanan Ahmet Özer görevinden alınarak yerine kayyım atanmıştır. Ardından 4 Kasım 2024 tarihinde Mardin Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Ahmet Türk, Batman Belediye Eşbaşkanı Gülistan Sönük ve Halfeti Belediye Eşbaşkanı Mehmet Karayılan görevlerinden alınarak yerlerine kayyım atanmıştır.

Hiçbir belediye başkanı hakkında kesinleşmiş bir yargı kararı bulunmamasına rağmen halkın iradesiyle seçilmiş  belediye başkanlarının görevden alınarak, belediyelere kayyım atanması Türkiye Cumhuriyet Devleti’nin gerek Anayasası ve iç hukuk düzenlemeleri gerekse altına imza attığı uluslararası sözleşmelerle bütünüyle çelişen bu uygulamanın kabul edilebilir bir yanı olmadığı gibi toplumsal ilişkilerin gerginleşmesine de neden olan bir uygulama olarak karşımıza çıkmaktadır.

Diğer yandan Belediye eşbaşkanları hakkında devam eden soruşturma ve kovuşturmaların kayyım atamaya gerekçe gösterilmesi masumiyet karinesinin ihlal edilmesine neden olduğu gibi bu karar esasen yargıya da açıkça talimat niteliği taşımaktadır.

Üç dönemdir halkın iradesini belediyelerine kayyım atayarak ve seçilmiş belediye eş başkanlarını görevden alarak yok sayan iktidar, bu sefer de halkın vermediği yetkiyi yargı eliyle ya da bakanlık tarafından kararlar aldırarak kayyım zihniyetine devam yolunu seçmiştir.

31 Mart’ta Türkiye halkları sadece “yeter artık” dememiş, aynı zamanda “Tek Adam rejimine son” demiştir. Anayasasızlığa geçit yok demiştir. Kutuplaştırmaya, ötekileştirmeye, asimilasyona, milliyetçiliğe, savaş politikalarına hayır demiştir. Bu seçimin kaybedeni sadece iktidar bloğu/AKP+MHP değil ırkçılıktan, milliyetçilikten, savaş politikalarından, göçmen/mülteci/sığınmacı karşıtlığından, kadın düşmanlığından, emek sömürüsünden beslenen tüm kesimler olmuştur.

Seçme ve seçilme hakkına yönelik  açıkça müdahale olan kayyım uygulaması, antidemokratik bir tutum olup demokratik bir sistemde kabulü mümkün değildir. Nitekim; Avrupa Konseyi’ne bağlı Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi, Türkiye’de hükümetin belediyelere atadığı kayyımların uluslararası hukuka aykırı olduğuna dair 23 Mart 2022 tarihli kararı bulunmaktadır.

DBP ve HDP’li belediyelerle başlayan hukuksuzluk Dem Partili ve CHP li Belediyeler ile devam etmektedir, geldiğimiz aşamada Kayyım darbesinin hızlıca tüm Belediyelere yayılma tehlikesi bulunmaktadır.

Bizler, bir kez daha demokrasinin askıya alınmasına karşı Türkiye’nin demokratik yapısını inşa ve demokrasiyi, demokratik değerleri korumak için yurttaşların yönetim kademelerine doğrudan katılımını hedefleyen ve söz sahibi kılan etkin bir yerel demokrasi anlayışının güçlü şekilde tesis edilmesi gerektiği inancındayız. Demokratik bir sistemin inşası için yerel demokrasinin güvence altında olması barışı ve demokrasiyi sağlamanın en önemli koşuludur.

Adana Emek ve Demokrasi Güçleri olarak halk iradesine saygı gösterilmesinin, kayyım kararlarının geri alınmasının demokrasinin ve hukuk devletinin gereği olduğunu hatırlatıyor, her türlü baskı, haksız ve hukuksuz uygulamalar karşısında emek, demokrasi, eşitlik, özgürlük ve İnsan hakları mücadelesi yürüten herkesin yanında olduğumuzu ifade ediyoruz.

Yaşanan bu hukuksuzluklara ve irade gaspına  yönelik halkın düzenlediği demokratik tepki ve protestolara polis şiddeti, gaz bombaları ve plastik mermi kullanılarak müdahale edilmesi de iktidarın toplumu sindirme politikasının devamıdır.

Whatsapp Görsel 2024 11 09 Saat 18.30.01 E9Ef3Cd4

Tüm baskılara rağmen sandıkta iradesini ortaya koyan halkların tercihlerine saygı duymak demokratik bir hukuk devleti için zorunludur. İktidara, çağrımızdır: 2016 yılından beri Halkın seçtiği belediyeleri “Kayyım Zihniyeti” ile gasp etmeye son verin. Halkın iradesinin gasp edilmesine yönelik düzenlediği demokratik tepkilere ve protestolara polis şiddeti uygulamaktan vazgeçin. Halka şiddet uygulayan ve şiddet uygulama talimatını veren yetkililer hakkında ivedi olarak işlem başlatın.

Adana Emek ve Demokrasi Güçleri olarak iktidarı halen birçok yerde devam eden polis ablukasını derhal kaldırmaya; sandıkta çıkan halk iradesine saygı duymaya çağıyor; demokratik kamuoyunu ve toplumsal muhalefeti yaşanan “Kayyım Zihniyetine” karşı duyarlı olmaya davet ediyoruz.09.11.2024

- KAYYIM DEMOKRASİYE DARBEDİR. KAYYIM DARBESİNE HAYIR!

-KAYYIM SİYASETİNE SON VERİLSİN!

ADANA EMEK VE DEMOKRASİ GÜÇLERİ

 

Editör: Haber Merkezi