"KHK’lar yoluyla yapılan büyük tasfiye 9. yılına girerken ülkede; eğitimden sağlığa, akademiden ekonomiye, sanayiden tarıma büyük bir erozyon meydana gelmiş ve oluşan tecrübe boşluğu telafi edilemez hale gelmiştir."

Whatsapp Image 2024 12 25 At 12.05.11

Adana KHK Platformu üyeleri bugün Deva Partisi ve Gelecek Partisi İl örgütlerini ziyaret ederek. Yasadıkları süreci ve bu partilerden beklentilerini dile getirdiler. Gelecek ve Deva Partisi yetkilileri bu konuda hassasiyetlerini dile getirdiler ve önerileri genel merkezlerine ileteceklerini söylediler.

Adana KHK Platformu üyeleri Deva Partisi Çukurova İlçe Başkanı Ayhan Avcı ve Gelecek Partisi Adana İl Başkanı Volkan Akyüz ile görüşme yaptı.

Yapılan görüşmeler sonrasında platform tarafından hazırlanan rapor sunuldu.

Whatsapp Image 2024 12 25 At 14.17.46

KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELER (KHK) SORUNU ve ÇÖZÜM İÇİN TALEPLER

Bu bilgi notu; 20 Temmuz 2016 sonrasında, KHK’lar yoluyla sivil ölüme maruz kalan ve aileleri ile birlikte sayıları milyonlara ulaşan yurttaşların yaşadığı hukuksuzlukları özet olarak anlatmak ve talep edilen çözüm yollarını belirtmek için kaleme alınmıştır.

A.              MEVCUT DURUM

1.         OHAL ve İhraçlar: 20 Temmuz 2016 tarihinde ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) sürecinde çıkarılan KHK’lar, yüzbinlerce insanın hayatını derinden etkilemiştir. KHK’lar yoluyla ihraç edilenler peşinen suçlu ilan edilmiştir; ayrıca ihraç edilenlerin isimleri sorgulama ve yargılama işlemine bile gerek görülmeden Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.

2.         Sayılarla KHK’lar: OHAL döneminde çıkarılan KHK’lar yoluyla 152 bin kamu görevlisi Resmî Gazetede isimleri ilan edilerek doğrudan ihraç edilmiştir. Resmî Gazeteye yansımayanlar, OHAL sonrası devam eden ihraçlar, KİT ve benzeri kamu kurumu niteliğini haiz yerlerde sözleşmeleri feshedilen veya sözleşmeleri yenilenmeyen çalışanlar ile güvenlik soruşturmaları nedeniyle göreve başlatılmayanlar dahil edildiğinde söz konusu sayının 400 bine ulaştığı tahmin edilmektedir. Hükümet veya ilgili birimler tarafından, toplam sayıya ilişkin bir açıklama dahi yapılmamıştır.

3.         Anayasamız Uyarınca KHK’lar Yoluyla Kimse Suçlu İlan Edilemez: Anayasamızın 15’nci maddesi uyarınca olağanüstü hallerde dahi, kişinin yaşama hakkına, maddi ve manevi varlığının bütünlüğüne dokunulamaz; suç ve cezalar geçmişe yürütülemez, suçluluğu mahkeme kararı ile saptanıncaya kadar kimse suçlu sayılamaz. Bu çerçevede, 20 Temmuz ve sonrasındaki KHK’lar yoluyla Anayasaya aykırı olarak, yüzbinlerce kişinin masumiyet karinesi çiğnenmiş, kanunda yer verilmeyen “kriterler” ile yargısız infaz yapılmış ve mahkeme kararı olmadan Resmî Gazetede ismi geçirilmek suretiyle insanlar suçlu ilan edilmiştir.

4.         153 Farklı Hak İhlali (Sivil Ölüm): KHK’lılar, yalnızca işlerini kaybetmekle kalmamış, aynı zamanda ekonomik, sosyal ve psikolojik anlamda büyük mağduriyetler yaşamışlardır. KHK’lıların karşı karşıya kaldığı hak ihlalleri, kendilerinde ve yakınlarında çok boyutlu ve derin etkiler bırakmıştır. Çeşitli kaynaklara göre, KHK’lıların maruz kaldığı hak ihlali sayısı 153’e ulaşmıştır. (Deprem kredilerden yararlanamamak, işyeri ruhsatı verilmemesi, banka hesaplarına bloke, İş-Kur kurslarına alınmama, mesleki sertifika ve lisansların “ömür boyu” iptali, özel eğitim kurumlarında çalışamama, burs verilmemesi, sosyal yardımda ayrımcılık vb.)

5.         Özel Sektörde Bile Çalışamama, Pasaport İptalleri, Adil Yargılama Hakkının İhlali: KHK’lıların; suç ve cezanın şahsiliği, masumiyet karinesi, adil yargılanma hakkı, seyahat hürriyeti (idari kararlar ile pasaport iptali) ve çalışma hakkı gibi temel hak ve hürriyetleri ihlal edilmiştir. KHK’lıların SGK hizmet dökümlerinin ilk satırında, “KHK ile ihraç edildikleri (Kod 36 ve 37) açıkça yer almaktadır ve söz konusu ibarelerin süresiz olarak (ömür boyu) bu şekilde kalacağı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla KHK’lılara özel sektörde de iş verilmemektedir. Nadiren buldukları işlerde ise asgari ücretin altında ve sigortasız çalıştırılmaya mecbur bırakılmaktadırlar.

6.         Yüzbinlerce Keyfi Gözaltı ve Tutuklama: KHKlıların bir kısmı, yasal sürece uyulmadan keyfi bir şekilde gözaltına alınmış ve uzun süre tutuklu kalmıştır. Birçok kişi, delilsiz ve suçlama olmaksızın aylarca cezaevinde kalmış, KHK’lılardan suçsuz olduklarını ispat etmeleri istenmiş, yargı süreçlerine erişim konusunda büyük zorluklar yaşanmıştır. Mahkemeler üzerinde basın ve yayın yoluyla baskı kurularak adil yargılamanın önüne geçilmiştir. 2016 yılından bu yana 500 bin erkek ve 100 bin kadın olmak üzere yaklaşık 600 bin insanın gözaltına alındığı, 3 bine yakın çocuk ve bebeğin cezaevi ile tanıştığı, 2,2 milyondan fazla kişi hakkında adli soruşturma dosyası açıldığı ifade edilmektedir.

7.         Nitelikli İnsan Kaynağı Kaybı: KHK’lar yoluyla yapılan büyük tasfiye 9. yılına girerken ülkede; eğitimden sağlığa, akademiden ekonomiye, sanayiden tarıma büyük bir erozyon meydana gelmiş ve oluşan tecrübe boşluğu telafi edilemez hale gelmiştir. KHK’lar nedeniyle, dünya çapında başka örneği olmayan büyük bir nitelikli insan kaynağı kaybı yaşanmaktadır.

8.         KHK’lar Büyük Travmalara Yol Açmıştır: KHK’lılar ve aileleri, adil bir yargılamaya tabi tutulmadan işlerinden bir gecede çıkarılmış, haklarında hapis cezaları verilmiş, temel hak ve hürriyetlerinden mahrum bırakılmışlardır. OHAL dönemi sonrasında en az 130 KHK’lının intihar ettiği, 1.200’den fazla KHK’lının ise; iş kazası, stres, kanser gibi nedenlerle yaşamını yitirdiği bilinmektedir.

9.         Mevcut Kamu Görevlileri Üzerindeki Etkisi: KHK’ların yıkıcı etkisi, ihraç edilenlerle sınırlı kalmamıştır. OHAL, görünürde bitmiş olmasına rağmen kamu kurumlarındaki ihraç işlemleri devam ettirilmektedir. KHK’lar yoluyla kurulan yeni rejim, mevcut kamu görevlileri üzerinde “Demokles’in Kılıcı” gibi caydırıcı bir etkiye de neden olmaktadır. Kamu görevlileri de sürekli olarak kendileri üzerinde sallanan bu “KHK kılıcı” nedeniyle, şiddetli ve korkutucu bir baskı altındadır. İktidar partileri hakkında herhangi bir olumsuz görüş belirtmek dahi, terörist olma ithamına maruz kalmaya yol açmakta, ayrıca hızlı bir şekilde ihraç edilmeye yönelik dayanaksız bir gerekçe olarak kullanılmaktadır.

Whatsapp Image 2024 12 25 At 12.04.43

B.        HUKUKSUZ UYGULAMALAR ve ETKİLERİ

10.       “İrtibatlı/ İltisaklı Olmak” Gibi Sonradan İcat Edilmiş Hukuksuz Kavramlar ile İhraç İşlemleri Yapılmıştır: KHK’lar yoluyla yapılan ihraç işlemlerine ilişkin dosyalarda, kanunda veya ilgili mevzuatta yazılı bir suç ya da kabahat hükümleri yer almamaktadır. Bunun yerine; mevzuatımızda yer almayan, hiçbir yerde tanımı bulunmayan, keyfi bir şekilde kullanıma açık iltisaklı/irtibatlı kavramları kullanılmıştır. İdare hukukunun tecrübeli isimlerinden Prof. Dr. Metin Günday’ın şu sözleri önemli bir uyarı olarak kabul edilmelidir:

11.       Yargı Üzerinde Siyasi Baskı Had Safhadadır, “Takipsizlik ve Beraat Kararları Dahi” Dikkate Alınmamaktadır: KHK’lılara yönelik yargılamalarda yargı mercilerinin bağımsız, şeffaf ve tarafsız kararlar aldığı söylemek mümkün değildir. KHK’lılar lehine karar veren idare mahkemeleri ve ceza mahkemeleri heyetlerinin değiştirildiği bilinmektedir. İdare mahkemeleri veya Danıştay’ın nadiren verdiği işe iade kararları, yürütme organı tarafından açıkça ve sert bir şekilde eleştirilmektedir. Örneğin, beraat ve takipsizlik alan 450 kadar hâkim ve savcı için işe iade yönünde karar veren Danıştayın ilgili dairesi heyeti, Cumhurbaşkanınca basın mensupları önünde açıkça hedef tahtasına konmuştur.1 Genel durum açısından bakıldığında; siyasi baskının büyük etkisi altında olan günümüz ceza mahkemelerinden bile takipsizlik ya da beraat alabilmiş kişilerin, idare mahkemeleri ve Danıştay tarafından göreve iade edilmemesinin büyük bir hukuk tanımazlık olduğu açıkça anlaşılmaktadır.

12.       KHK’lılar Lehine Verilen AYM, AİHM ve ILO Kararları Uygulanmamaktadır: Anayasa Mahkemesinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)’nin, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi’nin ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO)’nün KHK’lılar lehine çok sayıda kararı mevcuttur. Ancak bu kararlar, ilgili yargı organları tarafından (kamu kurumları, idare mahkemeleri, Danıştay, ceza mahkemeleri vb.) dikkate alınmamaktadır. Örneğin, 2019 yılında Anayasa Mahkemesi, KHK’lı akademisyenler (barış imzacıları) lehine ifade özgürlüğünün ihlali karar vermiştir. Buna rağmen belirtilen hak ihlali kararının gereği, ilgili mahkemelerce yerine getirilmemektedir.

ILO’nun en üst karar organı olan Yönetim Konseyi tarafından 2021 yılında verilen kararda; kapatılmış bir sendikaya üyelik nedeniyle verilen ihraç kararlarının, Türkiye’nin

-Anayasa madde 90’a göre uymakla yükümlü olduğu- ILO sözleşmelerini ihlal ettiği belirtilmiş ve ihlaller Türk makamlarına bildirilmiştir (GB.341/INS/13/5 sayılı Karar).

26 Eylül 2023 tarihinde AİHM Büyük Dairesi, kamuoyunda “Yalçınkaya Kararı” olarak bilinen davayı karara bağlamıştır. Buna göre AİHM, Türkiye’yi 6. 7. ve 11. maddeden mahkûm etmiştir. İlgili kararda genel olarak ülkede sistematik hak ihlallerinin yapıldığına dikkat çekilmiştir. Özel olarak ise “adil yargılanma”, “kanunsuz suç ve ceza olmaz” ve “toplanma ve örgütlenme özgürlüğü” ilkelerinin ihlal edildiğine hükmedilmiştir. Ayrıca AİHM, son durum itibariyle 4 bin civarında dosyayı Türk hükümetine tebliğ etmiş olup tebliğ edilecek dosya sayısının yakın gelecekte 8 bini, önümüzdeki dönemde ise 100 bini geçmesi beklenmektedir. Bununla birlikte, söz konusu AİHM Yalçınkaya kararı, ilgili dosyayı inceleyen Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından dikkate alınmamış ve mahkûmiyet kararında direnilmiştir (12 Eylül 2024 tarihli karar).

Whatsapp Image 2024 12 25 At 14.17.46 (1)

B.               ÇÖZÜME YÖNELİK TALEPLERİMİZ

OHAL üzerinden 8,5 yıla yakın bir süre geçmiştir. Bu kapsamda KHK sorununun, artık normal bir ülkede olması beklenen yargılama normları çerçevesinde ele alınması gerektiği açıktır.

Anayasa “madde 38” kapsamında, suç ve cezaların kanuniliği ilkesinin mutlak şekilde uygulanması gerekmektedir. İrtibat, iltisak vb. gerekçelerle Anayasanın 38. maddesinin ilkeleri çiğnenmemelidir. “Evrensel ilkelere” göre suç oluşturabilecek ve yalnızca kanunda açıkça sayılan somut fiiller, Devlet Memurları Kanunu’ndaki zorunlu prosedürler izlenerek idari soruşturmaya tabi tutulmalıdır. Kurum kanaati, sosyal çevre bilgisi, dayanaksız ihbarlar, barış imzacısı olmak, barış mitinglerine katılmak, banka hesabı açmak, cep telefonu uygulaması indirmek, dernek/sendika üyeliği, gazete aboneliği gibi suç niteliği taşımayan eylemlerin adli ve idari kararlarda delil veya kriter olarak ele alınmaması gerekmektedir.

Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının aşırı biçimde zedelendiği günümüzde, referans ve hakem olarak; AİHM, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi ve ILO kararları ile Venedik Komisyonu raporlarının esas alınması elzemdir.

Anayasa Mahkemesinin Barış Akademisyenleri kararı ile Türkiye’nin taraf olduğu sözleşmelere göre uymakla yükümlü olduğu uluslararası kararların (AİHM, BM, ILO vb.) önyargısız ve herkes için uygulanması Anayasal zorunluluktur (Anayasa m.90 ve Anayasa m. 153).

SES'ten Balıkesir'deki Patlamaya İlişkin Açıklama: "İş Kazası Değil, Açık Bir İş Cinayetidir" SES'ten Balıkesir'deki Patlamaya İlişkin Açıklama: "İş Kazası Değil, Açık Bir İş Cinayetidir"

KHK’lılar için hem ceza hem de idari yargılamalara yönelik “adil bir şekilde yeniden yargılama yolu” açılmalı, OHAL döneminde çıkarılan KHK’lar tekrar gözden geçirilmeli ve insanları suçlu/terörle ilişkili ilan eden KHK’lar ivedilikle iptal edilmelidir.

Siyasi baskının büyük etkisi altında olan günümüz yargı organlarından bile “takipsizlik ya da beraat alabilmiş kişilerin vakit kaybetmeden işlerine dönmeleri gerektiği” ısrarla vurgulanmalıdır.

Sonuç olarak;

a.         KHK’lıların dosyalarına yönelik işlem ve kararlarında; ilgili yargı organlarının her türlü siyasi baskıdan uzak kalarak, kuvvetler ayrılığı ilkesi çerçevesinde hareket etmesini, KHKlılara yönelik düşman hukukuna artık son verilmesini, yargılamalarda ve idari işlemlerde “doğal olarak esas alınması beklenen Anayasamızın ilgili hükümleri ile Uluslararası Sözleşme ve Kararların” ivedilikle uygulanmasını talep ediyoruz.

b.         Bu çerçevede, Deva Partisi tarafından, toplumsal uzlaşı ve iç barışın hâkim kılınması adına, sözü edilen çok boyutlu KHK hukuksuzluklarının sona erdirilmesine yönelik güçlü bir inisiyatif alınmasını saygılarımızla arz ederiz.

Editör: Haber Merkezi