Anayasa Mahkemesi'nden Önemli Karar: Evlatlık ve Evlat Edinen Arasında Yapılan İvazlı Tasarruflar Bağışlama Gibi Kabul Edildiği Kuralı Anayasa’ya Aykırı Bulundu
Anayasa Mahkemesi, 9 Mayıs 2024 tarihinde E.2023/200 numaralı dosyada önemli bir karara imza atarak, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 278. maddesinin üçüncü fıkrasındaki “...evlat edinenle evlatlık...” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verdi. İptal hükmü, kararın Resmî Gazete’de yayımlanmasından itibaren dokuz ay sonra yürürlüğe girecek.
İtiraz Konusu Kuralın Detayları
İtiraz konusu kural, bazı hısımlar arasında yapılan ivazlı tasarrufların bağışlama gibi kabul edilmesi ile ilgili düzenlemeleri içeriyor. Bu çerçevede, evlat edinen ve evlatlık arasındaki ivazlı tasarrufların da bu kapsama girdiği belirtiliyor.
Başvuru Gerekçesi
Başvuru kararında, itiraz konusu kuralın evlatlık ve evlat edinen arasında yapılan ivazlı tasarrufların kesin olarak bağışlama gibi kabul edildiği, taraflara iddia ve savunmada bulunma, ispat yönünden delil sunma imkânı tanınmadığı ifade edildi. Bu durumun mülkiyet hakkı ve hak arama özgürlüğünün ölçüsüz bir şekilde sınırlanmasına neden olduğu belirtilerek, kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu vurgulandı.
Mahkemenin Değerlendirmesi
Anayasa Mahkemesi, daha önceki kararlarında hısımlık ilişkilerini düzenleyen benzer kuralların mülkiyet hakkı ve hak arama özgürlüğüne sınırlama getirdiğini tespit etti. Mahkeme, mülkiyet hakkının ve hak arama özgürlüğünün sınırlanabilir bir hak olduğunu kabul etmekle birlikte, bu sınırlamanın kanunla yapılması ve Anayasa’da öngörülen sınırlama sebeplerine uygun ve ölçülü olması gerektiğinin altını çizdi.
Mahkeme, itiraz konusu kuralın, borçlunun alacaklılarından mal kaçırmasını önlemeyi amaçladığını kabul etti. Ancak, borçlunun bazı yakın hısımlarıyla yaptığı ivazlı tasarrufların, herhangi bir koşula tabi olmaksızın bağışlama olarak kabul edilmesinin, taraflara iddia ve savunma hakları tanınmadığı için Anayasa’ya aykırı olduğunu vurguladı.
Sonuç
Anayasa Mahkemesi, açıklanan gerekçelerle itiraz konusu kuralın Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verdi. Bu karar, evlatlık ve evlat edinenler arasındaki hukuki ilişkilerin yeniden değerlendirilmesine ve bireylerin mülkiyet haklarının korunmasına yönelik önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir.
Kararın, ilgili düzenlemelerin toplumsal etkileri ve hukuki sonuçları üzerinde kapsamlı bir etki yaratması bekleniyor. Anayasa Mahkemesi’nin bu kararı, hak arama özgürlüğü ve mülkiyet haklarının korunması açısından önemli bir zafer olarak yorumlanıyor.