Ercan Kont'un Hayat Hikâyesi
Çocukluğu Ercan Kont, 2 Mayıs 1942’de Adana’nın Mestanzade Mahallesi’nde, 373 Sokak, 31 numaralı bahçeli evde Sitti (Sıdıka) Hanım ve Abdulvahap Bey’in çocukları olarak dünyaya geldi. Üçü kız, üçü erkek olmak üzere altı çocuklu bir aileydiler. Adını babasının bir arkadaşının okuduğu bir romanda rastladığı karakterden almıştı. Ercan’ın ailesi, dedesinin Malatya’dan Adana’ya göç etmesiyle bu topraklara yerleşmişti. Ercan, çocukluğunu portakal çiçeği kokularının duvarlara çarptığı, bahçeli evlerin olduğu çıkmaz bir sokakta geçirdi. Bu sokakta komşuluk ve yardımlaşma önemliydi. Ercan, bu çevrede insan sevgisi ve yardımlaşmayı öğrenerek büyüdü.
Eğitim Hayatı Ercan’ın eğitim hayatı İsmet İnönü İlkokulu’nda başladı. Ailesi, onun okuması ve iyi bir insan olması için büyük çaba sarf ediyordu. Annesi okuma yazma bilmese de çocuklarının eğitimine önem veriyordu. Babası bahçıvanlık yaparak ekmeğini kazanan biriydi. Ercan, yıllar sonra yaşamını şu şekilde özetleyecekti: "Beni anam doğurdu, öğretmenlerim yoğurdu, basın duyurdu. Doğuran anama rahmet, yoğuran öğretmenlerime saygı, duyuran basına teşekkür, seven insanlara saygılarımı sunuyorum."
İlkokuldan sonra Tepebağ Ortaokulu’na devam etti. Ortaokuldan sonra Sanat Okulu’na gitti ve burada elektrik bölümünü seçti. Ancak atölyede sürekli ayakta durmaktan dizleri rahatsızlanınca Adana Erkek Lisesi’ne kaydoldu ve buradan mezun oldu.
Tiyatroya İlk Adım Sahneyle ilk tanışması ilkokul sıralarında oldu. 23 Nisan etkinlikleri için bir müzikli oyuna seçilmişti. Tiyatro, Ercan’ın hayatında önemli bir yer edindi. Belediye Şehir Tiyatrosu’na figüran olarak kabul edildi. İlk oynadığı oyun, Shakespeare’nin Othello’suydu. Zamanla figüranlıktan yardımcı oyunculuğa geçti. Askerlik görevini de tiyatrodan kopmadan sürdürdü.
Tiyatro Müdürü Ercan Kont Askerden döndükten sonra Adana Sanat Tiyatrosu’na katıldı. Daha sonra Adana Halk Tiyatrosu’nu kurdu. 1968’de Belediye Şehir Tiyatrosu’na müdür olarak atandı. Tiyatro, Ercan’ın yaşamında giderek daha önemli bir yer edindi. 1981’de liselerarası ve 1983’te ilkokullar arası tiyatro şenliklerine öncülük etti. Ancak siyasi değişiklikler nedeniyle tiyatro müdürlüğü görevinden birkaç kez ayrılmak zorunda kaldı.
Beyazperdeye Adım Ercan Kont, tiyatronun yanı sıra beyazperdede de yer aldı. Kadir İnanır’ın başrolünde olduğu "Tatar Ramazan" filminde hapishane başkatibi olarak kamera karşısına geçti. Ardından "Ezo Gelin"de imam rolü ve "Kara Duvak"ta papaz rolüyle izleyici karşısına çıktı. "Asi" dizisinde de Cevizci Hacı rolünü canlandırdı.
Şiirleri ve Sonraki Yaşamı Ercan Kont, sanat yaşamının 41. yılında Milli Eğitim Bakanlığı’ndan aldığı izinle şiir dinletileri yapmaya başladı. En çok "Ben Deli Değilim" (Cinnet) şiirindeki performansı ile hafızalara kazındı. Şiirleri, onun için çok değerliydi ve bu şiirlerle izleyicilerle buluşmayı sürdürdü.
Bir Kız Bana Emmi Dedi Şiiri
Bir kız bana emmi dedi
Değirmenden indim, beygirim yüklü
Şu kızı görenin deli olur aklı
On beş yaşında da kırk beş bölüklü
Bir kız bana emmi dedi, neyleyim?
Birem birem toplayayım odunu
Bilem dedim, bilemedim adını
Elbistan yanaklı Kürt'ler kadını
Bir kız bana emmi dedi, neyleyim?
Bizim ilde üzüm olur, alıç olur
Sızılanır, bozkurtları aç olur
Bir yiğide emmi demek güç olur
Bir kız bana emmi dedi, neyleyim?
Karacaoğlan der ki: Ne oldum, neyledim?
Sonuç
Ercan Kont, hayatı boyunca tiyatroya ve sanata gönül vermiş, insanlara şiirleri ve oyunlarıyla dokunmuş bir sanatçıydı. Ruhu şad olsun.