Çanakkale Emek Barış Demokrasi Güçleri, madenciler ile ilgili basın açıklaması düzenledi. Açıklama, Çanakkale Eğitim Sen Şube Başkanı İnan Akoğlu tarafından okundu.Fernas işçileri direnişin 53. gününde: “Tek lokma yemeden çözüm bekliyorlar”

Çanakkale’de akşam saatlerinde, Çanakkale Emek Barış Demokrasi Güçleri ‘Direnen Madenciye Ses Veriyoruz’ diyerek İskele Meydanı’nda basın açıklaması düzenledi. Çanakkale Eğitim Sen Şube Başkanı İnan Akoğlu, “Fernas işçileri direnişin 53. gününde: “Tek lokma yemeden çözüm bekliyorlar” Fernas madencilerinin İSG önlemlerinin alınması ve ücretlerinin artırılması talebiyle başlattıkları direniş sürüyor. Açlık grevi başlatan işçiler, ‘Tek lokma yemeden çözüm bekliyoruz’ diyor” ifadesiyle açıklamaya başladı. 

İnan Akoğlu, açıklamasına şöyle devam etti,

Bundan 10 yıl önce, 13 Mayıs 2014’te, Soma’da meydana gelen ve 301’i canımızı yitirdiğimiz yüzyılın en büyük işçi katliamının acıları ve bıraktığı izler, ailelerde yarattığı travma ağırlığından hiçbir şey kaybetmedi.

Bu acı gerçek, ülkemizde emeği ile geçinen milyonlarca işçiye ölümden, sakatlanmaktan ve sömürülmekten başka bir şeyin reva görülmediğini ortaya koymaktadır. Oysa gün gibi açıktır ki, iş cinayetlerinin başlıca nedeni; neoliberal ekonomi politikalar sonucunda iş güvencesinin azalması, esnek çalışma biçimlerinin artması, çalışma koşullarının ağırlaşması; özelleştirme, sendikasızlaştırma ve taşeron çalışmanın yaygınlaşmasıdır.

Sermayeyi ve aşırı kârı esas alan bu vahşi sistem değişmedikçe, özelleştirme ve taşeron politikasından vazgeçilmedikçe, işçi sağlığı ve iş güvenliğinde ciddi adımlar atılmadıkça bu ve benzeri işçi katliamları son bulmayacaktır.

İşçiyi her türlü korumadan uzak bırakan, sadece mühendis ve hekimi iş kazaları tazminatlarından sorumlu tutan, devleti ise her türlü sorumluluktan arındıran bir politika ile karşı karşıyayız.

Nitekim de öyle oldu! Soma’dan sonra Ermenek, Şirvan, Amasra, İliç gibi madenlerde onlarca işçi yaşamını yitirdi. Sıra Fernas’ a gelmesin.

Manisa'nın Soma ilçesinde AKP Milletvekili Ferhat Nasıroğlu'na ait olan Fernas Madencilik isimli şirkette çalışırken Bağımsız Maden İşçileri Sendikası'na (Bağımsız Maden İş) üye oldukları için işten çıkarılan madencilerin direnişini selamlıyoruz.

 “Ülkemizin dört bir yanında sanayi ve madencilik yayılırken bu yayılmaya kuralsızlık ve insana yakışmayan çalışma koşulları eşlik etmektedir. Madencilerin bunun bedelini canlarıyla nasıl ödediğini daha on yıl önce Soma’da gördük. Şimdi de aynı havzanın bir başka madeninden madenciler, aynı kadere mahkûm olmamak için mücadele ediyor.

Fernas Madencilik işçilerinin Ankara’da Kurtuluş Parkı'ndan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'na yapmak istedikleri yürüyüş polis tarafından engellendi ve arkadaşlarımız gözaltına alınıp serbest bırakıldı. Madenciler polisin engellemesiyle karşı karşıya kalmaları sonrası açlık grevi yapma kararı aldı.

Fernas işçileri, "Şu an itibariyle çözüm olana kadar buradan ayrılmıyoruz, yemek yemiyoruz, kimseyle görüşmüyoruz. Elimizden gelen her yolla derdimizi anlattık, görüşebildiğimiz herkesle görüştük, aşabildiğimiz her engeli aştık. Artık sadece çözüm bekliyoruz" diyorlar. Bizler de onların bu insanca taleplerini dile getirmek ve onlara ses olabilmek için burada toplandık. Açlık grevininin 3. gününde müzakere yolu açılmıştır. Madenciler dün gece itibari ile açlık grevine ara vermişlerdir. Soma’da yapılacak görüşmelerin ardından çıkan sonuca göre direnişin gidişatı belirlenecektir. Umuyoruz ki bu görüşmeler madencileri oyalamak için yapılmaz ve biran önce çözüme kavuşturulur.

TÜRK-İŞ’ten Asgari Ücret Mesajı: “İnsanlık Onuruna Yakışır Düzeyde Olmalı” TÜRK-İŞ’ten Asgari Ücret Mesajı: “İnsanlık Onuruna Yakışır Düzeyde Olmalı”

Bir avuç insana, milyonlarca insanın köle yapıldığı bir düzen içinde yaşıyoruz. Madenciler de bunu söylemeye çalışıyor günlerdir. Ne yazık ki onların sesine kulak veren yok. Biz haykırmadığımız sürece bu böyle devam edip gidecek. 40 madencinin insanca olan talepleri için başlattığı açlık grevine, Türkiye'deki işçi sınıfının kayıtsız kalmaması gerekiyor.  Çünkü onlar kazanırsa; işçiler, emekçiler, emekliler, kadınlar, çocuklar kısacası hepimiz kazanırız.

İŞÇİLERİN TALEPLERİ

Aynı anda ülke gündemine yeni anayasa tartışmaları giderek daha fazla otururken, bizler diyoruz ki, uygulanmayan yasaları, Anayasayı tartışmaya, daha sağlam bir hukuk düzeni istemeye, Fernas madencilerinin taleplerinden başlayalım: Güvenli çalışma koşulları sağlansın, Havza ortalamasında maaş verilsin, Sendikal hakları güvence altına alınsın.

"MADENCİLERİN VE TALEPLERİNİN TARAFINDAYIZ"

Fernas madencilerinin talepleri tamamen yasal ve anayasal haklarının tanınmasıyla ilgilidir. Fernas işçileri, bu net ve sade talepler için çalışma hayatlarının 'normalleşmesini' talep ediyorlar. Yeni Anayasa’ya kalmadan mevcut olandaki haklarını kullanmak istiyorlar. Siyasetin samimiyetinin sınanacağı yer, tam da bugün Fernas işçilerinin yasal ve anayasal talepleridir. İnanıyoruz ki bu taleplerin karşılanması bugün ülkenin demokratikleşmesini umut eden her kesim açısından önemli bir gösterge olacaktır.

Göz göre göre gelen katliamın fıtrat olmadığını çok iyi biliyoruz. İş cinayetleri ve işçi katliamları kader değildir. Olmamalıdır, engellenebilir, durdurulabilir. Yeter ki, çalışmaların öznesine insan konsun. Biz yaşamını alın teriyle kuran emekçiler, güvenceli koşullarda çalışmak ve emeğimizin karşılığını almak istiyoruz.

İşçileri köleleştiren taşeron ve rödovans sistemlerine tümüyle son verilmesini istiyoruz.

Bunların asgari talepler olduğunu biliyoruz.

Bir şey daha biliyoruz: İş cinayetlerinin son bulması, ancak ve ancak işçilerin, emekçilerin ve tüm halkımızın kendilerini ilgilendiren tüm konularda söz, yetki ve karar hakkının olduğu eşit, özgür ve demokratik bir Türkiye ile mümkündür.

Bunun mücadelesini veriyoruz, vermeye devam edeceğiz.

Fernas madencilerinin ve taleplerinin tarafındayız.

Editör: Haber Merkezi