Siyaset

CHP Adana 38. Olağan İl Kongresi Tamamlandı. Anıl Tanburoğlu CHP Adana İl Başkanı Oldu

Abone Ol

Merkez Çukurova ilçesindeki ASKİ Atatürk Spor Salonu'nda düzenlenen CHP Adana 38. Olağan İl Kongresi'nin divan başkanlığını Konya Milletvekili Barış Bektaş yaptı.

Tek aday Anıl Tanburoğlu'nun listesiyle gidilen kongrede, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun mesajı okundu.

CHP Adana İl Kongresi’nde konuşan mevcut il başkanı Mehmet Çelebi; “Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında Türkiye’nin büyük dönüşümünü 2019 yerel seçimlerinde başlattığımız gibi 2024 seçimlerinde de sürdürerek tek adam yönetimine güçlü bir mesaj vermenin zamanıdır. Bunları başarabilmemiz için önce parti içinde sonra toplumsal muhalefetin tüm unsurları ile birlik ve beraberlik içinde olmalıyız. Görevde olalım veya olmayalım her zaman mücadeleyi yükselterek CHP’yi iktidara taşımak için çalışacağız. Önümüzdeki ilk hedef 2024 Yerel Seçimleri. Bu seçimleri zaferle sonuçlandırabilecek olanağımız, ruhumuz, umudumuz var, bunu mutlaka başaracağız” dedi.

Mevcut Adana İl Başkanı Mehmet Çelebi kongrede yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“SEFALET ENDEKSİNDE DÜNYADA BİRİNCİYİZ”

“Ülkemizde adı konulmamış derin bir ekonomik kriz yaşıyoruz. Vatandaşlarımız hayat pahalılığı ve zamlar altında ezilirken bir avuç azınlık servetini büyütmeye çalışıyor. Makyajlayarak kamuoyuna bilgiler sunan TÜİK rakamlarında bile ekonomideki çöküş gizlenemiyor. Yıllık yüzde 59 enflasyon oranıyla Avrupa’da birinciyiz, dünyada sekizinci sıradayız. Sefalet endeksinde dünyada birinciyiz. Hangi araştırma sonucuna baksanız Türkiye’nin ekonomik alandaki başarısızlığını, vatandaşların açıkla imtihanını görmekteyiz.

“ÜLKEMİZDE İCRA DOSYALARININ SAYISI 25 MİLYONU BULMUŞ DURUMDA”

Kadına şiddette yine o çağdaş ülkelerin arasında maalesef ilk sıradayız. Basın özgürlüğü açısında 165’inciyiz. Sağlık alanında ilaç temininde yaşanan sıkıntılar, randevu sistemindeki aksaklıklar, sağlık sisteminde ödenen katkı payları, sağlıkta şiddetin ulaştığı boyutlar, devletin karşılamadığı ilaç ve tedaviler yüzünden ölüme terk edilen çocuklar yüreklerimizi dağlıyor. Çiftçilerimiz tarlalarını ekemez durumdalar. Ülkemizde icra dosyalarının sayısı 25 milyonu bulmuş durumda. Mevzuata, yasalara aykırı biçimde, uydurma bir projeyle okullara imam atamaları yapılıyor.

“HALKIMIZI KENDİSİNİ YOKSULLUĞA TERK EDEN İKTİDARA KARŞI UYARIYORUZ; DAHA DİKKATLİ OLMALIYIZ”

Recep Tayyip Erdoğan, ilköğretim çağındaki çocuklara bir öğün ücretsiz yemek vaadini seçimin ertesi günü unuttu. Anneler babalar çocuklarının beslenme ihtiyacını karşılamakta zorlanıyor. 2024 yerel seçimlerine doğru gidiyoruz, gerçekleşmeyecek yeni vaatler, seçim sonrası enflasyon ve zamlar sonrasında eriyecek göstermelik ücret artışları, kamuda mülakatı kaldırma yalanı, yeni atama sözleri, emeklinin gözünü boyamak için yapılacak zamlar kapımıza dayanmak üzere. Halkımızı kendisini yoksulluğu terk eden ve her geçen gün alım gücünü azaltan bu iktidara karşı uyarıyoruz; daha dikkatli olmak zorundayız.

“2024 SEÇİMLERİNİ ZAFERLE SONUÇLANDIRABİLECEK OLANAĞIMIZ, RUHUMUZ, UMUDUMUZ VAR, BUNU MUTLAKA BAŞARACAĞIZ”

Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında Türkiye’nin büyük dönüşümünü 2019 yerel seçimlerinde başlattığımız gibi 2024 seçimlerinde de sürdürerek tek adam yönetimine güçlü bir mesaj vermenin zamanıdır. Toplumsal muhalefetin tüm unsurları, ülkenin gidişatından rahatsız olan herkesin omuz omuza verip bu faşizan yönetime ve onun şürekasına karşı tarihi bir ders vermenin zamanıdır. Bunları başarabilmemiz için önce parti içinde sonra toplumsal muhalefetin tüm unsurları ile birlik ve beraberlik içinde olmalıyız. Görevde olalım veya olmayalım her zaman mücadeleyi yükselterek CHP’yi iktidara taşımak için çalışacağız. Önümüzdeki ilk hedef 2024 Yerel Seçimleri. Bu seçimleri zaferle sonuçlandırabilecek olanağımız, ruhumuz, umudumuz var, bunu mutlaka başaracağız.”

Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) genel başkan adayı Özgür Özel, Adana İl Kongresi’nde konuştu. Partinin tepeden tırnağa değişmesi gerektiğini söyleyen Özel, “Liderden kadroya, tüzükten programa ama baştan aşağıya bir anlayış değişikliği ile iktidar umudu olmaya ihtiyacı olduğunu tespit ediyoruz” dedi.

CHP Genel Başkan Aday Adayı Özgür Özel, CHP Adana İl Kongresi'nde; “Bir değişime ihtiyaç var. Ancak, değişimi bir kişi ile sınırlı tutmak, kişiye Sayın Genel Başkanımıza doğrudan haksızlık olur. Ama değişimi sadece bir kadro ile bir ekip ile tabi tutmak bu sefer de sorunu doğru tespit etmemek olur… Onun için CHP'nin ikinci yüzyıla giderken tepeden tırnağa, liderden kadroya, tüzükten programa ama baştan aşağıya bir anlayış değişikliği ile iktidar umudu olmaya ihtiyacı olduğunu tespit ediyoruz… Gelin bu partiyi birlikte değiştirelim, gelin birlikte kazanalım, gelin birlikte yönetelim. Atatürk'ün partisini yüzyıl önce olduğu gibi iktidar yapalım, yüzleri güldürelim demeye geldim” dedi.

CHP Genel Başkan Aday Adayı Özgür Özel, CHP Adana İl Kongresi'nde; "Bir değişime ihtiyaç var. Ancak, değişimi bir kişi ile sınırlı tutmak, kişiye Sayın Genel Başkanımıza doğrudan haksızlık olur. Ama değişimi sadece bir kadro ile bir ekip ile tabi tutmak bu sefer de sorunu doğru tespit etmemek olur… Onun için CHP'nin ikinci yüzyıla giderken tepeden tırnağa, liderden kadroya, tüzükten programa ama baştan aşağıya bir anlayış değişikliği ile iktidar umudu olmaya ihtiyacı olduğunu tespit ediyoruz… Gelin bu partiyi birlikte değiştirelim, gelin birlikte kazanalım, gelin birlikte yönetelim. Atatürk'ün partisini yüzyıl önce olduğu gibi iktidar yapalım, yüzleri güldürelim demeye geldim" dedi.

CHP Genel Başkan Aday Adayı Özgür Özel, ASKİ Atatürk Spor Salonu'nda düzenlenen CHP Adana İl Kongresi'nde konuştu. Özel, şunları söyledi:

"Yılmaz Güney'in şehrindeyim. Orhan Kemal'in, Yaşar Kemal'in şehrindeyim. Cumhuriyet'in şehrindeyim. Devrimin şehrindeyim.

"52'YE 48'LİK İKTİDAR-MUHALEFET DENGESİ DEĞİŞMEMİŞTİR"

Büyük bir mücadele verdik. Hiç şüphe yok; 2019 yerel seçimlerinde önemli bir başarıyı elde ettik. 2019 yerel seçimlerinde 41 ilde, 247 belediye başkan adayını tanıtmış bir kardeşiniz olarak, o seçimin tamamlandığı günden itibaren, Cumhuriyet'in 100. yılının en önemli seçimine hiç ara vermeden çalıştım… Şüphe yok. Verilen emekler çok kıymetliydi. Ancak 14 Mayıs ve 28 Mayıs günlerinde yaşadığımız tablo hepimizin içini burdu. Hepimizi üzdü, hepimizi kahretti. Cumhuriyetin 100'üncü yılına, hedef 2023 diyen Cumhuriyete, kurucu kadrolarına muhabbet değil, husumet besleyen birileri yine Türkiye'yi yönetecektir. Maalesef son dört seçimde, Ekmeleddin İhsanoğlu'nun aday olduğu seçimdeki 52'ye 48'lik iktidar muhalefet dengesi, ne 2018 seçiminde ne 2019'da yerel seçiminin il genel meclisi oylarında ne de bu seçimde değişmemiştir. Seçimi ikinci tura bırakmayı başarmıştık. Ancak, ikinci tura geriden girmiş ve ikinci turda yine 52'ye 48'lik bir denge ile karşı karşıya kalmıştık.

"BÜYÜK BİR MÜCADELEYİ BAŞLATACAK BİR İNANCA İHTİYAÇ VARDIR"

Vakit, bu sorunu görmek, vakit buna karşı akılcı çözümler üretmek, vakit buna karşı Cumhuriyet Halk Partisi'nin artık bu 52'ye 48'lik dengeyi neyin oluşturduğunu görmesi, reddetmesi, akışı değiştirmesi ve bundan sonrası için Cumhuriyet'in ikinci yüzyılı için yüzyıl önceki gibi hem memleketi kurtarmayı hem yeniden Aydınlanma Devrimi'nin meşalesini eline alacak, Cumhuriyet Devrimi'ni kaldığı yerden sürdürecek, karşı devrimcilerden İsmet Paşa'nın deyimiyle daha cesur olacak, siyaseti kürsüye, siyaseti salonlara, Meclis'e değil; siyaseti sokağa, meydana; büyük bir mücadeleyi başlatacak bir inanca ihtiyaç vardır.

"DEĞİŞİMİ BİR KİŞİ İLE SINIRLI TUTMAK, SAYIN GENEL BAŞKANIMIZA HAKSIZLIK OLUR"

Ancak, bu süreçte CHP özeleştiri yapmalıdır. CHP, doğru analizler yapmalıdır. CHP, gençleşmenin, daha çok kadını siyasete çekmenin, toplumun tüm kesimlerine kucak açmanın, 1980 öncesi her 4 işçiden 3'ü grevli, toplu sözleşmeli sendikal hakkına sahipken bugün, yüzde 14 olan rakam, kamuyu çıkarırsanız yüzde 4,5'luk bir örgütlenme oranı olan Türkiye'de CHP'nin emek örgütlenmesinin önündeki engellerle savaşmaya, emeği örgütlemeye, sendikal mücadeleye sahip çıkmaya ve bunu sadece 1900'lerin yöntemleri ile değil; çağın gerektirdiği yöntemlerle birlikte yapmaya ihtiyacı olduğunun tespitini yaptık. Dedik ki, bir değişime ihtiyaç var. Ancak, değişimi bir kişi ile sınırlı tutmak, kişiye Sayın Genel Başkanımıza doğrudan haksızlık olur. Ama değişimi sadece bir kadro ile bir ekip ile tabi tutmak bu sefer de sorunu doğru tespit etmemek olur.

"GELİN BU PARTİYİ BİRLİKTE DEĞİŞTİRELİM"

'Ben tüzük değiştireceğim' demek, ipteki cambaza bakın yerdeki bizleri görmeyin demek olur. Onun için CHP'nin ikinci yüzyıla giderken tepeden tırnağa, liderden kadroya, tüzükten programa ama baştan aşağıya bir anlayış değişikliği ile iktidar umudu olmaya ihtiyacı olduğunu tespit ediyoruz. Bunun için CHP'nin ikinci yüzyılında geçmiş yüzyılın altı ok siyasetini, tarihsel gerekliliği ile sahipleniyor; olgusal gerçekliği ile kabulleniyor, bu çağın gerekleri için aşındırmadan genişletecek siyasetimizi dünyadaki başarılı sol, sosyal demokrat hareketlerin başarı serüvenini inceleyerek; başarısızlıklardan ders alarak tarihimizdeki siyasetimizin çıkış ve düşüş noktalarını iyi analiz ederek partimizin yüzüncü kuruluş yıldönümünden günler sonra adına 'Değişimin yüzyılı/yüzyılın değişimi' dediğimiz tutum belgemizi paylaşarak… Bir büyük mücadeleye yelken açtık, niyet ettik. İşte Adana'dan CHP'den, hepimizin baba evinden ve benim can dostlarımdan bu yürüyüşe destek istemeye, omuz vermenizi istemeye geldik.

Gelin bu partiyi birlikte değiştirelim, gelin birlikte kazanalım, gelin birlikte yönetelim. Atatürk'ün partisini yüzyıl önce olduğu gibi iktidar yapalım, yüzleri güldürelim demeye geldim.

"HERKESE DOKUNACAĞIZ"

Elbette, bugüne kadar yüzde 52/48 dengesinde şu mahcubiyeti görmek durumundayız: Recep Tayyip Erdoğan'ın, ülkenin siyasetini dikine keserek, biz ve onlar siyasetine, Türkler ile Kürtler, Aleviler ile Sünniler, sağcılar ile solcular, milliler ve gayrı milliler olarak bir tarafı kesip öbür tarafı itip uzaklaştırıp kutuplaştırıp karşı kutbu şeytanlaştırıp kendi arkasını kalabalıklaştıranlara karşı en çok bildiğimiz işi yapacağız. Enine keseceğiz, herkese dokunacağız…

"LAİKLİĞİN BU ÜLKENİN TEMEL TEMİNATI OLDUĞUNU BİLEREK CHP'NİN ÖZGÜVENİNE İHTİYAÇ VAR TÜRKİYE'DE"

İnançla ve kararlılıkla, kimseden çekinmeden, tepkileri 'meslek örgütleri versin, biz oyuna gelmeyelim' demeden, laikliğin bu ülkenin temel teminatı olduğunu bilerek, inananın da inanç özgürlüğünü savunan ancak yaşam biçimine müdahale karşısında tek güvence olarak duran laikliğe sahip çıkmaktan korkmayan bir CHP'nin özgüvenine ihtiyaç var bugün Türkiye'de.

"BU DELEGE KULAĞINA ÜFLENENE DEĞİL; GÖZÜNLE GÖRDÜĞÜNE, KULAĞI İLE DUYDUĞUNUN GEREĞİNİ YAPAR"

Esas mesele, CHP'lileri konuşturmaktır. CHP'nin örgütünü dinlemektir. Onun ön seçim talebine kulak tıkamamak, onun hak ettiği sıraları hak etmeyenlere bırakmamak, CHP örgütünün alnının terinin kıymetini bilmek gerekmektedir. Yoksa CHP'liler; parti içi rekabet sırasında ne Genel Başkanlarını ya da can dostlarını incitirler, ne de Genel Başkan adına konuşan birilerinin bu partinin siyasetçilerini incitmeye, onları ihanet ile suçlamaya, onların itirazlarını sanki parti içinde yapılan bir ihanet gibi göstermeye kimsenin hakkı yoktur. İhanet; krala olur, padişaha olur. Demokrasilerde; itiraz, tartışma, oylama, seçim delegenin kararı olur. Kimse delegeyi 'onlar seçti, bunlar seçti; sonuç belli noktasına' sıkıştırmaya kalkmasın. Ben bu delegeyi tanıyorum. Bu delege, Cumhuriyetin yüzüncü yılının delegesi, delegenin şah damarında vatan, millet, parti, Atatürk sevgisi atar. Bu delege kulağına üflenene değil; gözüyle gördüğüne, kulağı ile duyduğunun gereğini yapar.

Delegeyi diyecekler ki, önümüzde başka zorluklar başka seçimler var. Dele... Bu dönemi daha böyle geçirelim, delege bunu duyacak gereğini yapacak. Yok öyle şey. Delege Ankara'ya gelmeden gittiği berberin kulağının dibinde 'değişim olmazsa millet sandığa gitmeyecek' diyorsa bizim delege bunu duyar.

"YOL VERİN, BU PARTİYİ İKTİDAR YAPALIM"

11-12 yıl milletvekilliği yaptım. Sizlerin desteği ile 8 yıl, kendi görev alanım olun Meclis'te mücadele ettim. Mücadelenin sonunda, bugün karşısına çıktığımda şunu söyleyebilecek durumdayım: Ben gözünüzün önünde büyümüş, partinizin bir evladı olarak yaptığım görevlerde; CHP Grup Başkanvekiliyken, Meclis'te başta Süleyman Soylu, Hulusi Akar, Meclis Başkanları ve Recep Tayyip Erdoğan'ın karşısında sizlerin başını öne eğdirecek hiçbir şey yapmadım, sizleri mahcup etmedim. Başınızı öne eğdirmedim.

Bana derseniz ki, 'Özgür oğlum, evladım, kardeşim, yoldaşım… Bundan sonra sen hangi göreve gelirsen çalışırsın, koşarsın.' Bu kardeşiniz sizden yol istemeye, sizle yol yürümeye, bu partiyi iktidar yapmaya geldi. Sizlerden destek istiyorum. Yol verin, bu partiyi iktidar yapalım. Güç verin, bu partiyi Türkiye'nin birinci partisi yapalım."

CHP Genel Başkan aday adayı Prof. Dr. Örsan K. Öymen, il kongresinde yaptığı konuşmada şunları söyledi: 

“YENİDEN MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ÜN, İSMET İNÖNÜ'NÜN, BÜLENT ECEVİT'İN, ERDAL İNÖNÜ'NÜN İDEOLOJİK İLKELERİ OLAN, TUTARLI BİR SİYASETE GERİ DÖNMEMİZ GEREKİYOR”

“Dost acı söyler, derler. Burada CHP’nin dostu olanların; gerçekleri, doğruları dile getirmesi gerekiyor. Şu andaki mesele; ikna etmek değil, algılar üzerinden siyaset yapmak değil; doğruları ortaya koymak, gerçekleri ortaya koymak… Bu sayede bir ilerleme sağlayabilmek. Biz sadece bir seçim kaybetmiş olsaydık, iki seçim kaybetmiş olsaydık; bu eleştirileri gündeme getirmeyecektik. 13 yılda girilen tüm seçimler kaybedilince, 13 yılda 12 seçim kaybedilince başka şeyler söylemek zorundayız.

Bir belediye seçiminde İstanbul, Ankara, Adana, Mersin, Antalya'nın kazanılması; göreceli olarak bir başarıdır. Ama biz bunlarla yetinmemeliyiz. 1989 yılında, SHP döneminde, CHP yeniden açılmadan önce; Sayın Prof. Dr. Erdal İnönü'nün genel başkanlığında SHP Türkiye çapında belediye seçimlerinde birinci parti olmuştu. Bizim örnek almamız gereken durum budur. Hatta Sayın İnönü ile dalga geçildi: ‘Hitabet yeteneği yok, insanları coşturamıyor, akademik hayatta sıkışmış kalmış, siyasetle bir ilgisi yok’ denildi. Türkiye çapında birinci parti oldu. Samimi, ilkeli, güven veren bir siyasetçi olursanız; halk da size güvenir. Koşullara göre ilkenizi değiştirirseniz, tutarsız davranırsanız, ilkesiz siyaset yaparsanız; kimse size inanmaz, kimse size güvenmez.

Bizim yeniden Mustafa Kemal Atatürk'ün, İsmet İnönü'nün, Bülent Ecevit'in, Erdal İnönü'nün; ideolojik temelli, ilkeleri olan, tutarlı bir siyasete geri dönmemiz gerekiyor. CHP neden yüzde 22-26 bandı arasına sıkışmış durumda sevgili üyeler? 1957'de İsmet İnönü döneminde yüzde 41 oyumuz vardı. 1977'de Bülent Ecevit'in döneminde yine yüzde 41 oyumuz vardı. 1950'lerde, 60'larda, 70'lerde biz, nadiren yüzde 30'un altına düştük. Oyumuz yüzde 30 ile yüzde 41 arasındaydı.

12 Eylül'den sonra, CHP yeniden açıldıktan sonra; oyumuz 26'nın üzerine çıkamadı. Sayın Deniz Baykal döneminde de böyleydi, sayın Kemal Kılıçdaroğlu döneminde de böyle. Ben Parti Meclisi üyesiyken de aynı eleştirileri sayın Deniz Baykal ve yönetime de yöneltiyordum. Aynı eleştirileri devam ettirmek zorunda kalıyoruz.

Bu iki dönemin ortak özelliği şudur: Parti içi demokrasinin olmaması, oligarşik bir yapının genel merkezde tüm kararları alması; mahalle, ilçe ve il örgütlerinin devre dışı bırakılmış olması, partinin kendi ilkelerinden uzaklaşmış olması. Bu süreç bir önceki yönetimde başladı. Yüzde 48 değerli bir oy. Fakat daha önceki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde muhalefet partilerinin gösterdikleri adayların toplam oyu da yüzde 48'di. Burada da bir artış yok.

“39 MİLLETVEKİLİ HEDİYE EDİLDİ. BU TEMSİLİYET İLKESİYLE ÇELİŞEN BİR DURUMDUR”

Bu oligarşik yapı yüzünden; birçok lojistik, ideolojik, stratejik hata yapıldı. Oy oranı yüzde 1'i, 2'yi, 3'ü geçmeyen partilere 39 milletvekili hediye edildi. Bu cumhuriyetçilik ilkesiyle, halkın egemenliği ilkesiyle, temsiliyet ilkesiyle çelişen bir durumdur. Temsiliyet ilkesinin gasp edilmesidir.

Şimdi anayasa tartışmaları yapılıyor. AKP'nin monarşik, teokratik, oligarşik dikta yönetimi, bu dikta yönetimini daha da derinleştirmek için anayasa değişikliği yapmak peşinde. CHP yönetimi böyle bir şeye yanaşmayacağını söylüyor. E bu 39 milletvekili, kategorik olarak reddetmiyor, AKP ile bu konuda iş birliği yapabileceğine dair, daha kesin bir şey olmasa da bazı sinyaller veriyor. Peki bunun sorumlusu kim? 39 milletvekili AKP ile iş birliği yaparsa bunun sorumlusu kim? Rejim zaten değişmiş. Karşı devrim süreci başlamış. Eğer bu tamamlanırsa, bunun sorumlusu kim olacak?

Cumhuriyetçilik bugün AKP'nin kurduğu monarşik padişahlık düzenini, tek adam düzenini yıkmak için gerekli olan en temel ilkedir. Halk egemenliği demektir cumhuriyet. Halkçılık, AKP'nin oligarşik düzenini yıkmamızı sağlayacak temel ilkedir. Devletçilik, kamuculuk; AKP'nin özelleştirmeci, serbest piyasacı düzenini yıkmak için gerekli olan en temel ilkedir. Laiklik, AKP'nin teokratik düzenini, din devleti düzenini yıkmak için gerekli olan temel ilkedir…

Bunları niye anlatıyorum? Genel Başkanımız ve parti yöneticilerimizden duyduğumuz bazı sözlerden dolayı bunları anlatıyorum. ‘CHP; 1930'ların CHP'si değildir, 1920'lerin CHP'si değildir’ ne demek? Biz eskiden ne isek AKP bugün odur, ne demek? Bunu bir genel başkan söyleyebilir mi? Anayasanın 24'ncü maddesi şunu söyler: Türkiye Cumhuriyeti devletinin ekonomik, siyasi, hukuki yapısını kısmen bile olsa din kurallarına dayandıramazsınız. Nokta. Biz bunu söyleyebildik mi? Genel Başkanımız, yöneticilerimiz bunu etkili bir şekilde dile getirebildi mi?

Cumhurbaşkanı, ‘nas’ diyor. Kuran ayeti üzerinden ekonomi politikası belirliyor. Bizim ne dememiz gerekiyor? Burası laik bir ülkedir. Anayasa var, yasalar var. Onlar geçerlidir; demesi gerekirken, ‘Madem nas var, faizi daha fazla indir’ diyor. Böyle bir şey olabilir mi?

İttifak yapılabilir ama siz temel ilkelerinizden taviz vermeden de ittifak yapabilirsiniz. Ki bu ittifak ile başlamış bir şey değil. Dini siyasete alet eden kişilerin milletvekili yapılması, kadrolarımıza dahil edilmesi, ittifak sürecinden önce başlayan bir şey. Bu CHP'nin, CHP'li olmayanlar tarafından işgal edilmesi ya da buralarda köşelerin kapılması yeni bir durum değil, ittifak sürecinden önce başlayan bir durum. Bunun üzerine düşünmemiz gerekiyor…

Parti içi demokrasi konusunda… Değişim önemlidir. Ama neyi değiştirmek istediğimizi somut bir şekilde açıklamamız gerekiyor. Bizim değiştirmek istediğimiz şudur sevgili üyeler: Partinin kendi özüne, kendi ilkelerine yeniden kavuşması bir. Buna uygun ekonomi, tarım, sanayi, teknoloji, eğitim, sağlık alanlarında projelerin geliştirilmesi, projelerle ilkelerin arasında bir uyum sağlanması ve parti içi demokrasinin sağlanması. Somut olarak neler: parti içi eğitimin kurumsallaşması. Parti içi eğitim olmazsa ideoloji olmaz, ilke olmaz. Siyaset makam, mevki kapmaca oyununa dönüşür. Çıkar paylaşma oyununa dönüşür…

Parti içi eğitimi etkin kılarsanız, sağlıklı bir üye yapısına kavuşursunuz. O zaman yaptığınız ön seçimin de bir anlamı olur. Yüzde 5 genel merkez kontenjanı hariç, tüm milletvekili adayları ve adaylar ön seçim ile belirlenmelidir. Üst üste iki genel seçim kaybeden genel başkan, bir daha genel başkan adayı olmalı.

Bizim arkamızda genel merkez yok. Bizim arkamızda belediyeler yok. Bizim arkamızda sermaye sınıfı yok. Bizim ilkelerimiz var, düşüncelerimiz var, davamız var. Bizim bir derdimiz var. Biz, bunun için siyaset yapıyoruz. Siyaseti, kariyer yapmak için yapmıyoruz. Önce CHP’de devrim yapmak için, ondan sonra Türkiye’de devrim yapmak için mücadele ediyoruz. Biz emperyalizme karşı mücadele ediyoruz. Biz kapitalizme karşı mücadele ediyoruz. Bunun adını koyalım.”

CHP ADANA 38. OLAĞAN İL KONGRESİ SEÇİM SONUCUNA GÖRE YENİ YÖNETİM, KURULU, KURULTAY DELEGELERİ VE İL DİSİPLİN KURULU ŞU İSİMLERDEN OLUŞTU

İL BAŞKANI: ANIL TANBUROĞLU

İL YÖNETİM KURULU

1. BİNNAZ ALKAN

2. AHMET NEŞET AYTEKİN

3. ALİ BALKAN (1960)

4. METE ÇELEBİ

5. MEHMET ÇETİN

6. ÖZÜM AHNAZ ÇETİNER

7. EDİP GEDİK

8. ALİ GÖKÇE (1978)

9. SENEM GÜNBAY

10. BILGENUR HATALMIŞ

11. AYDAN ISTI

12. HAYRETTİN KAYA

13. CANBERK KESKİN

14. HALİL KOÇOĞLU

15. MÜNİR MERSİNLİOĞLU

16. GÜLTEKİN ÖZEL

17. ARMAĞAN BARAN ÖZMETİN

18. AHMET ORKUN PARSAK

19. ÖZGE YILDIZ SARIKAYA

20. AHMET METİN SEVTEKİN

21. ALAATTİN SOLMAZ

22. YAŞAR NURİ ŞİMŞEK

23. AYHAN ŞİRİN

24. ORHAN TOKLU

25. TUNCAY TULUK

26. ŞİYAR UĞURLU

27. LEVENT ÜNAL

28. CELAL YILDIRIM

29. ORÇUN YILDIZ

30. EBRU YILMAZ