ADANA’DA YÜZ BİNLERCE KİŞİ RİSKLİ BİNALARDA YAŞIYOR
Orhan Sümer, “6 Şubat depreminden sonra ne yazık ki birçok ilimizde hayat farklı akmaya başladı. Adana depremden ne kadar diğer illere göre daha az etkilenmiş görünse de büyük hasar aldı. Birçok orta hasarlı ve ağır hasarlı bina bulunuyor. Daha önce hazırlanan deprem raporlarına göre Ceyhan, Yumurtalık, İmamoğlu, Seyhan, Sarıçam ve Yüreğir ilçeleri mevcut yapı stoğu ve fay hatlarına yakınlıklarından dolayı deprem afetinden muhtemel zarar görebilecek ilçeler olarak sıralanıyor. 6 Şubat depreminden sonra ağır hasar alan kentimizde tüm uzmanlar enerjinin Adana havzasında biriktiğini ve bir sonraki depreme hazırlıklı olmamız gerektiğini belirtiyor. Diğer yanda ise yüz binlerce kişi halen riskli binalarda yaşama devam etmek zorunda kalıyor” Dedi
İKTİDAR ZAMAN KAYBETMEDEN KENTSEL DÖNÜŞÜMÜ BAŞLATMALI
Orhan Sümer, “6 Şubat ve daha önce hazırlanan deprem raporlarında Adana’da gerçekleşmesi düşünülen 6,5 büyüklüğünde olası bir deprem senaryosunda, olayın afete dönüşmesi bekleniyor. Bu durumun nedenleri arasında kaçak ve denetimsiz yapılaşma, mevcut yapılaşmanın sağlam olmaması ve binaların ömrünü tamamlaması gibi nedenler sıralanıyor. İktidarın öncelikle bilim insanlarını dinleyerek olası deprem beklenen alanlarda zaman kaybetmeden kentsel dönüşümü ve yerinde dönüşümü başlatması gerekiyor. Aksi takdirde üzücü sonuçlarla karşılaşmamız kaçınılmaz oluyor” Dedi
ADANA YENİ BİR DEPREME HAZIR OLMAK ZORUNDA
Orhan Sümer, “Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğu gerçeğini ne yazık ki çok acı tecrübe ettik. Artık bilimin ışığında depreme hazırlıklı olmalıyız. Tüm uzmanlar Adana merkezli deprem hassasiyetinin devam ettiğini belirtiyor. Burada hepimizin üzerine düşen görevler var. Artık biliyoruz ki deprem öldürmüyor. Ancak kusurlu yapılar can kaybına neden oluyor. Bu konuyu temel alarak, Türkiye’de ve Bölgemizde yeniden deprem olabileceğine ihtimaline göre kentimizi depreme dirençli hale getirmeliyiz. Yeni bir depreme hazır olmak zorundayız. Bu konuda iktidar mutlaka üzerine düşen sorumluluğu almalı ve atılacak adımlara öncü olmak zorundadır.” Dedi