Havanın Korunmasına Değil Havayı Kirletene Para Aktarılıyor!
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi, CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu; çevre koruma harcama istatistiklerini ve bütçeden çevre korumaya ayrılan payı değerlendirdi. Türkiye’de çevreye harcanan tutarın oransal olarak AB ortalamasının yarısından az olduğunu vurgulayan Bakırlıoğlu “Çevre koruma harcamalarının GSYH oranı 2022 yılında %0,95 iken 2023 yılında %0,85’e geriledi. Maalesef Türkiye’de nüfusun yüzde 92’sinden fazlası hala Dünya Sağlık Örgütü standartlarına göre kirli hava soluyor. Havayı korumak için harcanan 6 milyar TL, kirletene verdiğimiz teşvik 4 milyar TL.” dedi.
Atık Su Yönetimine Ayrılan Pay On Binde 3,5
TÜİK 2023 yılına ait Çevre Koruma Harcamaları istatistiklerini açıkladığını ve verilere göre Türkiye’de çevre koruma harcamalarının toplamı 224,6 milyar TL olarak gerçekleştiğini söyleyen Bakırlıoğlu “Çevre koruma harcamalarının GSYH oranı 2022 yılında %0,95 iken 2023 yılında %0,85’e düştüğünü görüyoruz. Oysa AB’de çevre harcamalarının GSYH oranı ortalama %2,2. Türkiye’de çevreye harcanan tutar oransal olarak AB ortalamasının yarısından az. Türkiye’de harcamaların %28’inin devlet ve kar amacı gütmeyen kuruluşlar tarafından yapıldığını görmekteyiz. Mali ve mali olmayan şirketler ise toplam harcamanın %72’sini yapmakta. Yani harcamanın büyük bir kısmı şirketlerin üzerinde olduğunu görmekteyiz oysa AB’de harcamanın oranı neredeyse eşit. AB’de kamu ve kar amacı gütmeyen kuruluşların payı %48, şirketlerin payı ise %52. Konulara göre yapılan çevre koruma harcamalarının dağılımına bakıldığında harcamaların %63’ü atık yönetimine, %14,7’si atık su yönetimine, %8,3’ü biyolojik çeşitliliğin ve peyzajın korunmasına, toprak-yeraltı ve yüzey sularının korunmasına %5,4, havanın korunmasına ise sadece %2,7 pay ayrıldığını görüyoruz. AB’de yapılan harcamalarda ise ters bir tablo var. AB’de toplam çevre harcamalarının %41’i atık su yönetimine, %26’sı atık yönetimine, %10’unun ise hava kirliliği ile mücadeleye ayrıldığını gözlemliyoruz. 2025 yılında bütçeden çevre koruma hizmetlerine ayrılan tutar ise sadece 28 milyar TL. Bütçeye oranı binde 2. Atık su yönetimine ayrılan pay ise 6,3 milyar TL yani on binde 3,5… Bugün ülkemizdeki yerüstü sularının yani derelerimizin, nehirlerimizin %37’si temiz, %63’ü ise kirli veya çok kirli. Atık su arıtma tesislerimizin %45’i sağlıklı çalışır durumda. Yüzde 55’inin ise ya revize edilmesi ya da yeniden yapılması gerekiyor.
Yani ciddi bir kaynağa ihtiyaç var.
Su fakiri olan ülkemizde bir damla suyun kıymeti her geçen gün artarken, atık su yönetimine ayrılan pay ise 2025 bütçesinin on binde 3,5’ü “ diye konuştu.
Havanın Korunmasına Değil Havayı Kirletene Para Aktarılıyor!
Her yıl açıklanan “Kara Rapor 2024”e göre 2022 ve 2023 yıllarında Türkiye genelinde hava kalitesi izleme ağındaki istasyon sayıları artsa da hava kirliliğinin izlenmesi veriminin hala çok düşük olduğuna dikkat çeken Bakırlıoğlu şunları söyledi: “Altyapımız var, ama bu altyapıyı etkin işletemiyoruz. Özellikle fosil yakıt kullanan ağır sanayinin olduğu bölgelerde hava kalitesi düzenli takip edilmiyor. Maalesef Türkiye’de nüfusun yüzde 92’sinden fazlası hala Dünya Sağlık Örgütü standartlarına göre kirli hava soluyor. Hava kirliğinden kaynaklanan ölüm sayısı 70 bine dayanmış durumda. Bu kara tabloya rağmen çevre koruma harcamaları içinde havanın korunmasına ayrılan pay %2,7 yani 6 milyar TL. Bu kabul edilir bir şey değildir. Soma’da, Elbistan’da termik santraller çevreye uyum ile alakalı yatırımları yapmıyor, baca gazı filtresi takmıyor, insanlar zehir solumaya devam ediyor. İktidarsa bu santrallere teşvik veriyor, piyasa fiyatının üstünde satış garantili elektrik alım anlaşması yapıyor. 2023 yılında bu santrallere yapılan teşvik 4 milyar. Havayı korumak için harcanan 6 milyar TL, kirletene verdiğimiz teşvik 4 milyar TL. Havanın korunmasına harcamamız gereken kaynağı havayı kirleten tesislere aktarıyoruz. Benzer durum derelerimizi, nehirlerimizi kirleten sanayi kuruluşları içinde geçerli. Bir yandan dereler kirletiliyor diğer yandan kirletenlere teşvikler veriliyor, vergi istisnaları yapılıyor, indirimler yapılıyor yani kaynak aktarılıyor. Özetlememiz gerekirse havamız, suyumuz, toprağımız kirli ve kirlenmeye devam ediyor ama çevre koruma harcamalarına ayırdığımız pay azalıyor… Çevre koruma harcamalarımız AB ortalamasının çok gerisinde. Harcamalar içerinde kamunun payı düşük. 2025 yılında bütçeden ayrılan tutar bütçenin binde ikisini geçmiyor. “