Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle 1995 yılından bu yana İstanbul Taksim'deki Galatasaray Meydanı’nda oturma eylemi yapan Cumartesi Anneleri, 1014'üncü haftada, 10 Haziran 1994’te gözaltında kaybedilen Murat Aslan’ın akıbetini sordu.

1014. haftamızda bir kez daha hiçbir hukuki ve vicdani dayanağı olmayan engelleme nedeniyle kayıplarımızla buluşma mekânımız Galatasaray Meydanı’ndan bizi ayıran polis bariyerlerin önündeyiz.

1014. haftamızda, 30 Ağustos Uluslararası Zorla Kaybedilenler günü vesilesiyle tüm kayıplarımız için adalet istiyoruz.

Birleşmiş Milletler 21 Aralık 2010 tarihinde, 65/209 sayılı kararıyla 2011 yılından itibaren 30 Ağustos’u Uluslararası Zorla Kaybedilenler Günü olarak ilan etti.

2011 yılından beri her 30 Ağustos’ta kayıplar sorununa, gözaltında kaybedilenlere ve kaybedilenlerin yakınlarının yaşadıklarına dikkat çekmek amacıyla dünyanın dört bir yanında etkinlikler düzenleniyor. Zorla kaybetmelerin sorumlularının yargılanması için devletlere çağrılar yapılıyor.

30 Ağustos aynı zamanda kayıp yakınları ile dayanışmanın da çağrısıdır. Zira uluslararası insan hakları içtihadına göre kaybedilen kişinin akıbetinin karanlıkta bırakılması ailesi için işkence olarak değerlendirilir.

Yaşadık, tanık olduk biliyoruz: Faillerden hesap sorulmamasının kayıp yakınları üzerinde, çıplak şiddet kadar yıkıcı bir etkisi vardır. Gözaltında kaybetme eyleminin hukuken suç olduğunun tespiti ve cezasız bırakılmayacağı güvencesi, kayıp yakınları üzerindeki yıkımı azaltır; yaralarının iyileşmesine katkı sunar.

Oysa tanıklara, belge ve delillere rağmen, güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındıktan sonra bedenleri ıssız yol kenarlarında, kimsesiz mezralarda veya asit kuyularında bulunan ya da hiç bulunamayan kayıplarımızla ilgili başvurularımız, kayıtlara “soyut iddialar” olarak geçirildi. Bu inkar siyasetinin yarattığı cezasızlık sonucu, gözaltında kaybetme emrini verenler, suçu icra edenler ve suça göz yuman yetkililer, yargılanmadılar; aksine korundular. Kayıpların akıbetlerini açığa çıkaracak, fail ve sorumluları cezalandıracak adli süreçler işletilmedi, gerçeklerin ortaya çıkması engellendi.

1014 haftadır ısrarla söylüyoruz: Türkiye’de devletle bağlantılı suçlar konusunda adalet arayışının önündeki en büyük engel, hakikatinin inkar edilmesidir.

30 Ağustos Uluslararası Zorla Kaybedilenler Günü vesilesiyle;

Bir kez daha kayıplarımıza ulaşma, onların mezarlarını çiçeklerle donatma umudumuzu ve kararlılığımızı ifade ediyoruz.

Bugün, zorla kaybedilen sevdiklerimizin mezarlarına bırakamadığımız karanfillerimizi polis bariyerlerinin ardındaki kayıplarımızla buluşma mekânımız olan Galatasaray Meydanına bırakıyoruz.

Başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere devleti yönetenlere, kayıp yakınlarına yaşatılan hukuksuzluklara; Anayasa’yı, Anayasa Mahkemesi kararlarını hiçe sayan yöneticilerin keyfi kararlarıyla Galatasaray Meydanı’nın polis bariyerleri ile kapatılması ve 10 kişi sınırlamasıyla süren Galatasaray yasağına son verme çağrısında bulunuyoruz.

Yargı makamlarına, mevcut cezasızlığa son vererek, gözaltında kaybetmelere ilişkin soruşturma ve kovuşturmaları tarafsızlık ve cesaretle yürütmeleri çağrısında bulunuyoruz.

İktidara, Birleşmiş Milletler Bütün Kişilerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına Dair Sözleşme’yi derhal imzalama ve uygulama çağrısında bulunuyoruz.

Gözaltında kaybedilenleri aramaktan vazgeçmeyeceğiz. Tüm baskılara göğüs gererek adalet hakkını, hakikat hakkını ve ihlallerin tekrarına karşı toplumun güvencelere sahip olma hakkını savunmakta ısrar edeceğiz.

Bir kez daha hatırlatıyoruz; zorla kaybetme bütün insanlığın utancıdır. Bu utancı yeryüzünden silmek için mücadele etmek onur sahibi her insanın görevidir.

Cumartesi Anneleri

İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi

Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon 

Editör: Haber Merkezi