Açıklamada Cumhuriyet yönetiminde millet egemenliğinin esas olduğuna vurgu yapan Avşar, ‘cumhur’ kelime kökü olarak ‘halk, topluluk’ anlamına gelmekle birlikte ‘cumhuriyet’; özellikle çoğunluğun içinde kimsenin kendini öteki hissetmediği, eksik ve yetersiz kalmadığı; eğitimde, sağlıkta, sosyal hayatta, gelir dağılımında, adil paylaşımda, güvenlikte, ulaşımda, insan onuruna yakışır bir hayat kalitesinde, demokratik temsilde, kamusal alana erişimde gerçek anlamda ‘eşit yurttaşlık ilkesinin’ hakim olması idealizmini anlattığını söyledi.
Ancak, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle devlet organlarının fonksiyonel anlamda gerekli ve yeterli düzeyde çalışmadığını, çetelerin, uyuşturucu şebekelerinin, suç örgütlerinin ülkeyi ahtapot gibi sardığını, toplumun bir şiddet sarmalına girdiğini, bir avuç sermayedarın cebine ülke kaynakları oluk oluk akarken çalışanların yarısından fazlası asgari ücretle çalıştırıldığını, gelir adaletsizliğinin ve servet transferinin had safhada olduğunu söyledi. Hal böyle olsa da her platformda halkın menfaatlerini savunmaya devam edeceklerini ve ‘dermanın, Cumhuriyet olduğunu’ ifade etti.
‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ ve simgesi de Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir.
Cumhuriyet sözcüğünün anlamını irdeleyen Avşar; “Türk Dil Kurumu sözcük anlamı olarak Cumhuriyeti; ‘milletin, egemenliği kendi elinde tuttuğu ve bunu belirli süreler için seçtiği milletvekilleri aracılığıyla kullandığı yönetim biçimi’ şeklinde tanımlamaktadır.”, dedi.
Avşar, bu tanıma kavramsal çerçevede bakıldığında asıl unsurun “millet” olduğu, egemenliğin milletle kaim olduğu, irade ve varoluşun onunla tevarüs ettiği ve bunu da vekilleri aracılığıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde sağlandığı vurguladı.
Avşar; “Bu sebepledir ki; yasamayı temsil eden Meclis’in yürütme üzerinde doğrudan denetleme görevi olduğu gibi yürütmenin de yasamaya karşı hesap verme sorumluluğu bulunmaktadır. Bu cumhuriyetin temel esaslarından biridir.”, şeklinde konuştu.
‘Cumhuriyet, bilhassa kimsesizlerin kimsesidir.’
Avşar, Cumhuriyetin felsefi kodlarını Atatürk; ‘Cumhuriyet, bilhassa kimsesizlerin kimsesidir.’, ifadesiyle çok veciz bir şekilde açıkladığını belirtti.
Avşar; “Bu açıdan, ‘cumhur’ kelime kökü olarak ‘halk, topluluk’ anlamına gelmekle birlikte özellikle çoğunluğun içinde kimsenin kendini öteki hissetmediği, eksik ve yetersiz görmediği; eğitimde, sağlıkta, sosyal hayatta, gelir dağılımında, adil paylaşımda, güvenlikte, ulaşımda, hayat kalitesinde, insan onuruna yakışır bir standartta yaşamada, demokratik temsilde, kamusal alana erişimde gerçek anlamda ‘eşit yurttaşlık ilkesinin’ hakim olması idealizmini anlatmaktadır.”, şeklinde konuştu.
‘Cumhuriyetimiz 101 yaşında, ne mutlu bize. Muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkarma idealinin lafta kalmadığı nice yüzyıllar dileriz.’
“Bu çerçevede bugün Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılın ilk yılını bitirdik ve cumhuriyetle koca 101 yılı geride bıraktık. Evet, Cumhuriyetimiz 101 yaşında, ne mutlu bize. Yüzyıllık bir cumhuriyet çınarına sahibiz.”, şeklinde konuşan Avşar; “Nice yüzyıllar dileriz; ancak, esas olan milletin mutluluğu olduğu, popülist davranışların ve siyasi kaygıların gölgesinde kalmadığı; kural bazlı ve ilkeli yönetimin egemen olduğu, muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkarma idealinin lafta kalmadığı nice yüzyıllar dileriz.”, dedi.
‘Devletin organları fonksiyonel anlamda gerekli ve yeterli düzeyde çalışmamaktadır.’
Ülkenin bugün itibarıyla yukarıda izah ettiğimiz bu durumdan çok uzak olduğunu belirten Avşar, 2018 yılında uygulamaya konulan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ülkemizi bu tanımlardan ve kavramsal boyuttan uzaklaştırdığını söyledi.
Avşar, devletin organlarının fonksiyonel anlamda gerekli ve yeterli düzeyde çalışmamasının millet arasında; eğitim, sağlık, sosyal hayat, gelir dağılımı, adil paylaşım, güvenli yaşam, insan onuruna yakışır bir hayat, kamusal alana erişim vb. birçok konuda ötekinin çoğalmasına, eksik ve yetersizliklerin artmasına sebep olduğunu ifade etti.
‘Çeteler, uyuşturucu şebekeleri, mafya, suç örgütleri ülkeyi ahtapot gibi sarmış, milleti hizaya getirmeye çalışmaktadır.’
Toplumun içinde bulunduğu şiddet sarmalına değinen Avşar; “Bu durumun doğal sonucu olarak Cumhuriyetimizin 101. yılında yenidoğan bebekler dahi güvende olmazken bir kısım çocuklar okul dışında ‘çocuk işçi, dilenci, mendil satıcısı vb.’ olarak yaşamını devam etmek zorunda bırakılıyor.”, Geleceğimizin teminatı gençlerin çoğu umutları yitirirken kadın cinayetleri akşam bültenlerinde alışılmış bir görüntüden ibaret kalmaktadır. Ev, trafik, sokak, çarşı, pazar her gün adeta cinnet geçiren insanların kavgaları ve şiddet olaylarına sahne olmaktadır. Çeteler, uyuşturucu şebekeleri, mafya, suç örgütleri ülkeyi ahtapot gibi sarmış, milleti hizaya getirmeye çalışmaktadır.”, şeklinde konuştu.
‘Bir avuç sermayedarın cebine ülke kaynakları oluk oluk akarken çalışanlarımızın yarısından fazlası asgari ücretle çalıştırılmaktadır.’
Avşar, gelir adaletsizliğine ve servet transferine vurgu yaptı.
Avşar, bir avuç sermayedarın cebine ülke kaynağı; faizle, garantili geçişlerle, kur korumalı mevduatla, pazarlık usulü ihalelerle, haksız kazançla oluk oluk akarken çalışanların yarısından fazlası 17002 lira, emeklinin çoğu 12500 lirayla geçinmek zorunda bırakılmakta olduğunu söyledi.
Avşar; “Hal böyleyken Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanımız her yıl kendine yetemediği için sayıları artan insanlarımıza verdiği yardım miktarıyla övünüyor, Hazine ve Maliye Bakanımız ülkemizin enflasyonda Avrupa birincisi ve dünya beşinci olduğunu unutarak asgari ücretin ülkemizde yüksek olduğunu iddia ediyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız geçinemeyen emeklilerin çalışması gerektiğini söylüyor. Büyümede rekor kırıyor, milli gelirimiz her geçen gün artıyor, cari açığımız kapanıyor(!)”,dedi.
‘İlkeli ve tutarlı olmayan ve konjonktüre göre plan ve programın değiştiği bir siyaset anlayışı hakim olsa da bizler her platformda halkımızın menfaatlerini savunmaya devam edeceğiz.’
İşte cumhuriyetimizin 101. yıl dönümünde ülkenin fotoğrafının bu olduğunu, ancak “muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur.” şiarının hep akıllarında olduğunu belirtti.
Ülkenin durumunu özetleyen Avşar şöyle konuştu; “Her ne kadar sistem kilitlense de devlet organları fonksiyonlarını yerine getiremiyorsa da kötü yönetim ve nepotizmle doldurulan kadrolar işbaşında olsa da, ilkeli ve tutarlı olmayan bir siyaset hakim olsa da konjonktüre göre plan ve programın değiştiği bir anlayış varsa da bizler her platformda ve her fırsatta doğruyu, halkımızın menfaatlerini ve kamu yararını anlatmaya ve savunmaya devam edeceğiz.”
‘Cumhuriyet ilelebet payidar kalacaktır.’
Avşar, sözlerinin sonunda halktan müsterih olmalarını isteyerek, "Ey yükselen yeni nesil, istikbal sizindir. Cumhuriyet'i biz kurduk, O'nu yükseltecek ve sürdürecek sizlersiniz." vasiyetiyle çalışmayı, üretmeyi sürdüreceklerini söyledi ve “Bu vesileyle Cumhuriyetimizin 101. yılını tekrar kutluyor, ilelebet payidar kalmasını diliyorum.”, şeklinde Cumhuriyet Bayramını tekrar kutladı.