"Görünmeyeni görünür kılmayı, duyulmayanı duyulur etmeyi hakkıyla gerçekleştiren yazar, bakışından tanıyor yaşamın sakinlerini ve en çok da güzelliğin esareti ve kederin görünmezliği incitiyor kelimelerini diyebiliriz."

Ebru Kış/Minimal Şeyler İmza Günü

10. Haziran Cumartesi günü saat 16.00'da Kitapsan Turgut Özal Bulvarı şubesinde yapılacak.

Batan bir kıymık, bir iğne; saplanan bir bıçak...

Minimal Şeyler; seslerin, siyahın "an"ları örttüğü, olayın öyküden koptuğu, kimi zaman öykü kişisinin, kimi zaman onun kurbanının kanadığı küçürek öykülerden oluşan bir kitap.

"Deli kadınların sağı solu belli olmazdı.

Kararlıydı.

O ıssız tepeye gitti yine.

Bu kez aldı bıçağı

Kesip attı kolunu!"

Minimal Şeyler'de yoğun ve soğuk bir üslupla kaleme alınan öykülerde gerçeğin keskinliği okuru çarpıyor.

Giriş, güneşin gözümü kamaştırması gibi… Oysa kadife fonlar odadaki hayatı örtüyor. İçerisi kapalı bir karanlık… Uzun taçlı hasta bir yatak…

Bir sonucu vurgulayan ölüm, bir anlama yeri olarak seçilen ölüm öncesi ve aşkın dikkat çektiği öykülerde aşkı “beni öp sonra doğur beni” diyen Cemal Süreya’nın dizesinin suretiyle buluyoruz kitapta. Aşk diğer bir öyküde anne-oğul simgesi yaratırken oğul, anne imgesini arıyor kalabalıklarda aslında aşkı aradığını düşünürken. O oğul büyümemiş elbet çocuk kalmış kadında.

Büyüyen o çocuğu boğacaksın, dediler.

Yusuf’un yaşaması gibi mucizeydi.

Musa’nın yolu açıldı önüme birden.

Aldım o çocuğu, kaçtım o yolla

Mitoloji, psikoloji, sinema, şiir ve şarkı gibi besleyicilerle karşılaştığımız öyküler, büyük bir aile fotoğrafı gibi fotoğrafın çekildiği zamanın -yazarının deyimiyle küçürek- anlarını sunuyor okura. Anneler, kızlar, babalar, oğullar, dedeler, torunlar, düğünler, yas evleri. Evlenenler, taşınanlar, çalışanlar, çocuk kalmış işsiz yetişkinler, iyiliği tembihleyen doktor anneler ve küsülen babalar. Ve öğretmen ve öğrenci…

“Benim de adımı okudu öğretmen

Varmışım” dedi içinden

Görünmeyeni görünür kılmayı, duyulmayanı duyulur etmeyi hakkıyla gerçekleştiren yazar, bakışından tanıyor yaşamın sakinlerini ve en çok da güzelliğin esareti ve kederin görünmezliği incitiyor kelimelerini diyebiliriz.

Görülmeyen çocuklar, dokunulmaya küstür ama

Gel sarılayım sana kızım!

Ben de bir “çocuk pozu “ vermek istiyorum böyle ağır bir hayatta bu kadar hafif olabilen bu mis kitap karşısında. Sen bir şiirsin “Minimal Şeyler”.

Çocuk pozu, tüm dünyada secdedir en ilkel zamanlardan beri.

Ağaçlar bile her sabah yere kapanır, kimse görmeden.

Süveyda Sezgin

EBRU KIŞ

15.03.1977 Adana doğumlu. Çukurova Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu.

Varlık, Milliyet Kitap, Cumhuriyet Kitap, Hece Öykü, Sincan İstasyonu’nda öykü ve roman üzerine yazıları yayımlandı.

Bir öyküsü "252 Yazardan Minimal Öyküler/Öyküden Çıktım Yola” adlı küçürek öykü seçkisinde yer aldı, Kısa ve Öykü  dergisinde yayımlandı.

 "Türk Edebiyatından Hikâye Antolojisi”  adlı bir öykü antolojisi var. Küçürek öyküler yazıyor.

Editör: Haber Merkezi