Eğitim öğretim yılının ilk yarısı bugün sona erdi. Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Tarsus şubesi , “2023-2024 Eğitim Öğretim Yılı 1. Yarıyılında Eğitimin Durumu”nu açıkladığı basın açıklamasında Hükümetin Eğitim Karnesini Verdi.

Yarıyıl değerlendirme raporunu açıklayan Eğitim Sen, ÇEDES ve diğer uygulamalarla eğitimde gericileşmeye, çocukların sömürüldüğü, çarklarında can verdiği MESEM'e ve artan yoksulluğa dikkat çekti.

Eğitim Sen'den yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi

Değerli Tarsus Halkı, Tarsus'un Basın Emekçileri, Eğitim SEN'li mücadele arkadaşlarım EĞİTİMDE YAŞANAN SORUNLAR KATLANARAK ARTMIŞTIR

2023/24 eğitim-öğretim yelinin ilk yarısı 19 Ocak Cuma günü sona erecek ve iki haftalık yarıyıl tatili başlayacaktır.Tarsus'ta da 203 kurumda okuyan 71603 öğrenci bugün itibariyle karnelerini almıştır. Öğrencilerimiz,velileri ve öğretmenlerimiz eğitimde iktidar eliyle yaratılan kaosun mağduru durumundalar.

ÖĞRENCİLERİN BESLENME SORUNU ÇÖZÜM BEKLEMEKTEDİR

2023/'24 eğitim öğretim yılının İlk yarısında öne çıkan sorunlardan birisi öğrencilerin beslenme sorununa ilişkin olmuştur. Türkiye'de çok sayıda öğrenci okula kahvaltı yapmadan gitmekte, yine birçok öğrencinin okulda yemek yemeden günü tamamladığı ve eve döndüğü görülmektedi.

MEB, çocuklarımızın sağlıklı gelişimi ve eğitim sürecinin sağlıklı işlemesi, öğrencilerin beslenme sorununu çözmek için ayrı bir bütçe ayırmak durumundadır. Taşımalı eğitim yapan okullarda bile öğrencilerin beslenme sorunları çözülmüş değildir. Alım gücünün giderek düşmesi ve yoksullaşmanın artması ile birlikte öğrencilerin okuldaki beslenme sorununun bir an önce çözülmesi gerekmektedir. Eğitim Sen olarak talebimiz okullarda en az bir öğün ücretsiz yemek uygulamasının hayata geçirilmesi için gerekli adımların bir an önce atılmasıdır.

KALICI YAZ SAATİ UYGULAMASİ EĞİTİMİ OLUMSUZ ETKİLEMEKTEDİR

Özellikle ikili öğretim yapan okullarda öğrencilerimiz ve kadın eğitim emekçileri kısa kış günlerinde, henüz gün doğmadan, karanlık sokaklarda, ciddi anlamda can güvenliği endişesiyle yola çıkmak zorunda bırakılmıştır.

Uykularını yeterince alamadıkları için sabah karanlığında güne başlayan öğrencilerin büyük bölümü ilk derslerde uyuklamakta ve derse yeterince katıiamamaktadır.

kalıcı yaz saati uygulamasının hiçbir tasarruf sağlamadığı ispatlanmış olmasına rağmen böylesine anlamsız bir uygulamasındaki ısrarın nedenini anlamak mümkün değildir. Eğitim Sen olarak kısa ve soğuk kış günlerinde öğrencilerin karanlığa mahkûm olmamaları için sabit yaz saati uygulaması inadından vazgeçilerek yaz saati-kış saati uygulamasına geri dönülmesini talep ediyoruz.

MESEM'LER ÖĞRENCİLERİMİZİN CAN GÜVENLİĞİNİ TEHDİT EDİYOR

Çocukların ucuz İş gücü olarak kullanılarak kamu kaynaklarının sermayedarlara aktarılmasının bir yolu şeklinde tasarlanan MESEM'ler uygulamanın başladığı günden bu yana çocukları çarklarında öğüten bir sistem haline gelmiştir.

MEB verilerine göre 1 milyon 324 bin 840 öğrenci bu program çerçevesinde kayıtlıdır. Öğrencilerin okul ve iş hayatını birlikte sürdürecekleri üzerinden yapılan propagandaya rağmen MEŞEM uygulaması, meslek lisesi öğrencilerini zorunlu eğitimden, örgün eğitimden uzaklaştırma anlamını taşımaktadır. Devletin zorunlu eğitim kapsamındaki çocukları "beceri eğitimi'' adı altında işverene ucuz İş gücü olarak sunması kabul edilemez. Eğitim hakkının tamamen yok sayıldığı, fırsat eşitliği perdesi altında sürdürülen piyasa merkezli

eğitim modelinin geldiği nokta çocuk haklarına, çocukların eğitim hakkına meydan okumak anlamına gelmektedir. Çocuk işçiliğinin devlet eliyle meşrulaştırılması anlamı taşıyan bu uygulamadan derhal vazgeçilmelidir.

ÇEDES PROJESİ LAİK EĞİTİM VE LAİK YAŞAMA YÖNELİK AÇIK BİR TEHDİTTİR!

Türkiye'nin eğitim sistemi en temel bilimsel ilkelerden ve laik eğitim anlayışından hızla uzaklaşırken, okullarda dinselleşme hızla artarak kaygı verici boyuta ulaşmış durumdadır. MEB'in geçmişte eğitimin dinselleştirilmesi hedefiyle Diyanet İşleri Başkanlığı başta olmak üzere, çeşitli dini vakıf ve derneklerle ortak yürüttüğü projeler ve imzalanan 'iş birliği' protokolleri, okulları çeşitli cemaat, tarikat ve dini grupların etkinlik ve faaliyet alanı haline getirmiştir.

Eğitim Sen, geçmişten bugüne eğitimin bütün kademelerinde eğitimin niteliğini yükseltmek, çocukların özgür ve sağlıklı bireyler olarak yetiştirilmesi için somut adımlar atılması gerektiğini savunmaktadır. Ancak MEB, bugüne kadar yaptığı gibi, din ve inanç alanı gibi son derece hassas bir konuda okulları Diyanetin, dîni dernek ve vakıfların temel faaliyet alanları haline getirmiştir.

2024-ALES/3 Soru Kitapçığı ve Cevap Anahtarı Yayımlandı 2024-ALES/3 Soru Kitapçığı ve Cevap Anahtarı Yayımlandı

Eğitim sisteminde ve genel olarak toplumsal yaşamda iktidarın kendi dünya görüşüne ve yaşam tarzına uygun nesiller yetiştirme yönündeki uygulamaları tüm topluma yönelik fiili bir baskı ve dayatmadır.

WhatsApp Image 2024-01-19 at 13.07.49 (1)

SONUÇ

2023/24 eğitim öğretim yılının ilk yansında eğitim alanında yaşanan gelişmeler, MEB'in eğitimin yapısal sorunlarına yönelik somut ve çözüme dayalı politikalar geliştirmek gibi bir derdinin olmadığını göstermiştir. Okullarda yaşanan yoğun dinselleşme ve eğitimi ticarileştirme uygulamaları, siyasal-ideolojik hedeflere uygun olarak alınan bilim ve laiklik karşıtı karar ve uygulamalar eşliğinde hayata geçirilmeye devam etmektedir.

Eğitim alanında yaşanan sorunların çözümü için gerekli adımların atılmadığı, eğitime erişimde yaşanan sorunlar başta olmak üzere eğitimde dayatmacı politikaların sürmesi nedeniyle öğrencilerin ve öğretmenlerin mutsuz olduğu, öğretmenlerin kariyer basamakları üzerinden yapay olarak ayrıştınldığı, siyasal kadrolaşmanın devam ettiği, eğitim sürecinde farklı dil, kimlik ve inançların dışlandığı, eğitimin zaten sorunlu olan niteliğinin daha da kötüleştiği bir eğitim sisteminin başarılı olması mümkün değildir.

Eğitim sisteminde yaşanan sorunların ülkedeki ekonomik, toplumsal ve siyasal alanda yaşanan gelişmelerden ayrı ve bağımsız olmadığı açıktır. Eğitim Sen, her geçen gün daha fazla piyasa ilişkileri içine çekilen, okul Öncesinden üniversiteye kadar bilimin ve laikliğin değil, milliyetçiliğin, ayrımcılığın ve inanç sömürüsünün referans alındığı bir eğitim sisteminde kamusal, bilimsel, demokratik, laik ve anadilinde eğitim hakkı için mücadelesini kesintisiz sürdürmeye kararlıdır.

Bugün burada vereceğimiz karne tek başına Sayın Bakan Yusuf Tekİn'e verilmemiştir. Eğİtimde yaşanılan sorunların temel sebebi AKP nin 22 yıllık eğitim politikaları ve uygulayıcılarıdır. Karnenin muhattapları da onlardır.

Editör: Haber Merkezi