Eğitim ve bilim emekçilerinin öncü sendikalarından biri olan Eğitim Sen, son dönemde sendikal faaliyetlerine yönelik baskı ve cezaların artmasına sert tepki gösterdi. Sendika, siyasal iktidar ve yargı eliyle sendikal hakların gasp edilmeye çalışıldığını vurgulayarak, "Haklı ve meşru mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz!" mesajı verdi.
Sendikal Faaliyetler Hedefte
Son dönemde üniversitelerde artan baskılara ve öğrencilerin demokratik haklarının gasp edilmesine dikkat çeken Eğitim Sen, 25 Mart tarihinde öğretim elemanları için "hizmet üretmeme" kararı aldı. Bu kararın hemen ardından sendikaya yönelik soruşturma başlatıldı.
İstanbul ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılıkları tarafından "suç işlemeye alenen tahrik" iddiasıyla açılan soruşturmalar sonucunda sendikanın Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyeleri ifadeye çağrıldı. Mahkeme, MYK üyelerine iki hafta ev hapsi ve haftada bir imza atma şartıyla adli kontrol cezası verdi.
“Sendikal Haklar Askıya Alınıyor”
Eğitim Sen tarafından yapılan açıklamada, bu cezaların sendikal faaliyeti engellemeye yönelik olduğu vurgulanarak, "Bu uygulamalar, darbe dönemlerindeki baskı politikalarının bir yansımasıdır" denildi.
Sendika, mevcut ekonomik ve siyasal kriz ortamında emekçilerin haklarının tırpanlandığını, demokratik kazanımlara saldırıldığını belirtti. Hükümetin uyguladığı ekonomi politikalarının emekçileri daha da yoksullaştırdığını ifade eden sendika, "Eğitim başta olmak üzere, kamusal hizmetler ticarileştiriliyor, emekçiler daha fazla güvencesizliğe itiliyor" dedi.
“Geri Adım Atmayacağız”
Eğitim Sen, 105 şube ve 300'den fazla temsilciliğiyle mücadelesini sürdüreceğini belirterek, "Bugün de baskılar ve cezalar karşısında geri adım atmayacağız. Eğitim ve bilim emekçilerinin sesi olmaya devam edeceğiz" açıklamasında bulundu.
Sendika, kamuoyuna çağrıda bulunarak, demokratik haklara sahip çıkma çağırısında bulundu. "Baskı, tehdit ve yıldırma politikalarına karşı omuz omuza mücadele edecek ve birlikte kazanacağız!" denildi.