Emek Partisi (EMEP) Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliğinin değiştirilmesi tartışmalarını Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’na sordu.
Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliğinin değiştirilmesi tartışmaları sürüyor. Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF) yönetmeliğe karşı 19 Ekim'de Büyük Ankara Mitingi düzenleyecek.
EMEP Milletvekili Sevda Karaca, Sağlık Bakanı Memişoğlu’na verdiği yazılı soru önergesinde; Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) tarafından yapılan açıklamalara değindi. Karaca “Taslağının aile hekimliği çalışanlarının iş ve gelir güvencesini ortadan kaldıracağı, özlük ve ücret haklarını azaltacağı, birinci basamak sağlık hizmetlerine ve koruyucu hekimliğe zarar vereceği değerlendirilmektedir. Bu taslak yönetmelik ile birinci basamak sağlık hizmetlerinin Dünya Sağlık Örgütü tarafından belirlenmiş temel ilkelerine aykırı olarak karmaşık katsayılar ve performans sistemi, çalışanların ücret kesintileri, sözleşme fesihleri, cezalandırma sisteminin bahanesi haline getirildiği, iş ve gelir güvencesini ortadan kaldırmaya zemin oluşturduğu belirtilmektedir.” dedi.
SAĞLIK EMEKÇİSİNE DE HASTAYA DA EZİYET
Karaca, sağlıkçıların bu yeni uygulamayla yalnızca saplık çalışanına değil vatandaşa da eziyet olacağını değerlendirdiğini belirterek “Hastalık Yönetimi Platformu ile kronik hastalıkların takip edilmesi gibi hastalar için faydalı bir uygulama motive ediliyor gibi görünse de bu platformda yer alan skorlama sistemleri hastanın ikinci ve üçüncü basamak hastanelere sevkini zorlamaktadır. Rahatlıkla birinci basamakta takip edilebilecek tansiyon, şeker, kalp hastalarının aldıkları puanlar sonunda zorunlu olarak hastanelere sevk edilmek durumunda kalacağı, bunun da hastaneler üzerinde yükü artıracağı gibi, randevu bulma güçlüğü nedeniyle hastalara da eziyete dönüşeceği belirtilmektedir. Bu yönüyle hazırlanan yönetmeliğin toplumun sağlığını korumaktan ziyade adeta şehir hastanelerine hasta üretme programı haline getirilip, hasta garantisini sağlamayı amaçlandığını düşündürmektedir.” şeklinde değerlendirdi.
TTB, SES ve sağlık emek ve meslek örgütlerinin Sağlık Bakanlığına seslenerek taleplerini dile getirdiğini ifade eden Karaca TTB ve sağlık emekçileri yaptığı açıklamadaki taleplerini Bakan’a bir kez daha iletti:
- Aile sağlığı merkezinin sayısı hekim başına 2.000 nüfus olacak şekilde artırılmalı, binaları kamu tarafından yapılmalı, malzemeler ve giderler kamu tarafından karşılanmalıdır.
- Çalışanların hak kayıpları giderilmeli, eziyete ve mobbinge dönüşen denetimlerden, kesintilerden, idari baskılardan vazgeçilmelidir.
- Aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanlarına performansa dayalı olmayan emekliliğe yansıyacak tek kalemden oluşan, yoksulluk sınırının en az iki katı düzeyinde ve izin dönemlerinde kesilmeyecek maaş ödenmelidir.
- Birinci basamakta yeterli hemşire, ebe, teknisyen görevlendirilmeli, koruyucu hekimlik uygulamaları desteklenmeli, geliştirilmelidir.
EMEP’li Karaca Bakan Memişoğlu’ndan şu soruların yanıtını istedi:
1. Söz konusu yönetmelik taslağı hangi kurum ve kuruluşların görüşü ile hazırlanmıştır? TTB ve Tabip odalarının, alanda örgütlü sendika ve derneklerin aile hekimlerinin ve aile sağlığı merkezi çalışanlarının “Eziyet Yönetmeliği” olarak da nitelendirdiği, bu yönetmelikte yapılması planlanan değişiklikten vazgeçmeyi düşünüyor musunuz?
2. Bakanlığınızın, birinci basamak sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesi bakımından sağlık emek ve meslek örgütlerinin talepleri doğrultusunda herhangi bir çalışması var mıdır?
3. Böyle bir yönetmelik yerine, birinci basamak sağlık hizmetleri organizasyonunda koruyucu hekimlik sistemini güçlendiren çalışmaların yapılmasını ve bu çalışmalar yapılırken de bu alanda çalışan, uzun yıllardır bu alana emek vermiş, çok sayıda bilimsel doküman oluşturmuş TTB, Halk Sağlığı Uzmanları Derneği (HASUDER), Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu, SES gibi emek ve meslek örgütlerinin de görüşleri alınarak yeni bir yönetmelik yapmayı düşünüyor musunuz?
4. Yeni hazırlanan yönetmelikle, şehir hastanelerine hasta mı üretilmeye çalışılmaktadır? Bu sistemin uygulanması sonucunda hastanelerin yükünün artacağına dair bir öngörünüz var mıdır? Aile hekimliklerinde sonuç alamayan hastaların hastanelere başvurma oranına dair bir çalışmanız var mı?
5. Yapılacak bu düzenlemenin hasta olmayı engellememek amacı taşımaması, sevk zincirini barındırmaması nedeniyle hastanelerin hasta ve iş yükünü daha da artıracağı öngörüsüyle bu alana yönelik istihdamı arttırmak için bir çalışmanız var mı?
6. Aile hekimliklerinde çalışan aile hekimi, ebe, hemşire vb. çalışan sayısı ne kadardır? Bu sayılar nüfus projeksiyonları yapılarak mı belirlenmektedir? Alanda çalışan sayıları nitelikli bir hizmet için yeterli midir? Özellikle 6 Şubat Depreminin yaşandığı illerde aktif çalışan aile hekimliği birim sayısı ve çalışan sayısına dair kamuoyuna yönelik bir rapor sunacak mısınız?
7. Hazırladığınız yönetmelikte olağanüstü durumlarda (deprem, salgın, savaş, su baskınları vb.) birinci basmak sağlık hizmetlerinde halkın ve sağlık emekçilerinin eziyet çekmemesi, mağdur edilmemesi için düzenlemeler var mıdır?